Ayasofya Mahallesi’nde yıllarını bu işe vermiş ustalar, marangozluğun sadece bir üretim aracı değil, aynı zamanda hayal gücünü gerçeğe dönüştüren bir sanat olduğunu söylüyor. Atölyelerde çekiç sesi hâlâ yankılanıyor, ancak bu sesi duyanların sayısı her geçen gün azalıyor.
Geçmişin izini taşıyan bir meslek: Marangozluk
Mahallede uzun yıllardır marangozluk yapan bir esnaf, mesleğin geçirdiği dönüşümü şu sözlerle özetliyor:
“Bir zamanlar her şey ahşaptı. Şimdi ise plastik ve hazır ürünler revaçta. El emeğine olan ilgi gittikçe azalıyor, şimdi ise insanlar daha hızlı ve kolay ulaşabilecekleri hazır ürünlere yöneliyor. Ama biz hâlâ elimizle, ruhumuzla üretiyoruz.”
Usta esnaf, marangozluğun sadece bir meslek değil, aynı zamanda hayal gücünü gerçeğe dönüştüren bir sanat olduğunu vurgulayarak, bu kültürün yaşatılması gerektiğinin altını çiziyor:
“Biz, insanların kafasındaki fikirleri şekle dönüştüren ustalardık. Ama artık sokak arasında, küçük işletmelerde var olmak çok zorlaştı. Bu meslekler körelmesin, halk el işçiliğine sahip çıksın.”
Bizler de 61saat ekibi olarak, zamana direnen bu geleneksel zanaatın yaşatılması için verilen emeği yerinde gözlemledik. Ahşabın kokusunu hâlâ barındıran bu atölyeler, Trabzon’un kültürel belleğinde önemli bir yer tutuyor. Gelişen teknolojiye rağmen, bu mesleğin yok olmaması için toplumun her kesiminden destek bekleniyor.