Aylardır süregelen Covid-19 salgınının piyasalarda yarattığı olumsuz hava yüzünden, tüm umutların yalnızca turizm sezonuna bağlandığı Trabzon’da, turistten ziyade ithal dilenci ağırlamaktan esnaf ve vatandaşımız gerçekten bıkmış vaziyette. 

Çoğunluğunu Suriyeli ve Afgan mültecilerin oluşturduğu dilenciler, memleketlinin manevi duygularını sömürmekle kalmayıp…

Kucakladıkları küçücük çocukları da bu uğurda istismar etmekten imtina etmiyorlar.

Özellikle Ortahisar İlçesi, Pazarkapı Mahallesinde bulunan ve coğrafi konumu nedeniyle köylülerin kentlilerin uğrak yeri haline gelen Moloz mevkiini istila eden kadınlı erkekli dilencilerin, birbirleriyle koordineli/sistematik bir şekilde harıl harıl çalışması takdire şayan.(!) 

İşin ironisi bir yana.

Huzursuzluğu yaratan asıl sıkıntı…

Yaşananlara dur demesi gerekenlerin, bahse konu bu kişilerden daha az sokaklarda görünmesi.

Yani yetkili mercilerin duyarsızlığı.

İlgililerin, sorunun çözümü noktasındaki ilgisizliği düşünüldüğünde, şehre ait kavşak ve caddelerden sonra pazar yerlerinin de dilencilere teslim edilmesi en tabii gerçeğimiz olmakta.

MESELE MUHTAÇLIKTAN ZİYADE EMEKSİZ EKMEK

İç savaştan kaçıp topraklarımıza sığınan mültecilerden hatırı sayılır bir kesimin şehirde farklı işkollarında çalışarak ekmeğini kazanabildiği ve devletin çeşitli kurumları aracılığıyla kendilerine sunduğu sosyal yardım imkânlarından rahatlıkla yararlanabildiği düşünüldüğünde, dilenmenin bir zorunluluktan ziyade paraya uzanan en kestirme meslek (?) olarak tercih edildiği aleni olarak görülmekle birlikte…

Yetkililerin etkisizliği neticesinde inisiyatiflere terk edilen bu sorunlu seçimin, hem kentin kültürel profili, hem de vatandaşın yurttaşlık anlayışında derin yaralar açtığı aşikâr. 

Velhasıl.

En yoksul insanımızın dahi dilenmek zorunda bırakılmadığı bu topraklarda ortalıkta cirit atan başıboş mülteci dilencilere sebep, doyumsuzluğun berisinde ne açlık ne de çaresizlik olup,

Dilenciliğin bu denli hortlamasının yegâne nedeni denetimsizliğe paralel, yurttaşlarımızın vicdanlarıyla cüzdanları arasındaki o ince çizgide bir başına bırakılmasıdır. 

Sözün özü:

Belli ki, Trabzon’da dilenciye acıyan çok…

Umarız Trabzonluyu da gören birileri çıkar