Ülkemizde ilk olarak 10 Mart 2020 tarihinde görünen vaka ile başlayan pandemi sürecinin şehrimiz turizm hareketliliğine yansıması İran ile sınırlarımızı kapatmamız ile başladı. 

19-25 Mart tarihleri arasında yani nevruz döneminde İranlı turistlerin şehrimize gelmemesi sürecin başlangıcı oldu.

Bunu takiben;

Sarp sınır kapsının kapanması, 

ülkeler arası uçuşların iptali, 

okulların kapanması /okul turlarının iptali 

kültür turlarının iptali,

tam kapanma süreci derken sektör dehşeti ile karşı karşıya kaldı.

2020 yılı Mart, Nisan, Mayıs hatta kısmen Haziran ayında herkes çaresizlikle bekledi.

2020 haziran ayı sonunda başlayan küçük çaplı hareketlilik kasım ayına kadar devam etti ve tabiri caiz ise sektör bu süreçte bir can suyu aldı.

Bakanlık nezdinde uygulanan güvenli turizm sertifikası ve tanıtım çalışmaları sürece bir nebze olsa katkı sağlasa bile yerelde bakanlığın bu çalışmalarını destekleyecek hamleler yapılamadı.

Özel sektör kendi kaderi ile baş başa kaldı ve yani kendi göbeğini kesmeye çalıştı…

Makam sahipleri ise bu süreçte yine rakamlar ile bir şeyler anlatmaya çalıştılar.

Halbuki makam sahiplerinin böyle bir lüksü yoktur.

Makamları temsil edenler yaşanacak krizi öngörmeli ve bu öngörüleri doğrultusunda aksiyon almalıdırlar. 

Kriz esnasında gerçekleşen! rakamlarla durumu anlatmak için makam sahibi olmaya gerek yoktur. 

Yaşanan süreçte;

• Dijital ortamlarda kısa, orta ve uzun vadeli bir vizyon ve projeksiyon çerçevesinde  “co-operation (işbirliği içinde rekabet)” mantığı ile strateji ve eylem planları hazırlanmadı,

• Turizm değer zinciri içerisinde yer alan her bir bileşenin (tur operatörleri, hava-kara ulaşım sektörü, seyahat acenteleri, konaklama tesisleri, yeme içme yerleri vs.) süreçte hangi standartlarda hizmet verebileceğine yönelik çalışmaları yapmalı, bakanlık tarafından açıklanması beklenen standartlar ile ilgili öngörüleri paylaşmalı, turizm zincirinin en başından sonuna toplam kalite anlayışı içinde kalite, hijyen ve memnuniyet odaklı daha farklı bir turizm anlayışını sektörde filizlenmesini sağlamadı, buna yönelik kısa dönem eylem planı çalışması somut olarak yapılmadı.

• Online ve sosyal mecralarda yayımlanmak üzere Doğa, dinginlik, temizlik, hijyen, kalite ve sağlık temalarını işleyen iyi kurgulanmış, basit ve yalın bir şekilde tasarlanmış bir turizm tanıtım kampanyası başlatılmadı. Bu çalışmada (Doğu Karadeniz bölgesi için) eşgüdümlü olarak devreye alınmadı. Bu çalışma için; sağlıklı bir tatil için Doğu Karadeniz yaylaları, yaylalarda huzur var, dinginlik ve huzur için Doğu Karadeniz (Trabzon) size yeter, Şimdi Trabzon’da dinginlik zamanı gibi sloganlar kullanılmadı.

• Özellikle körfez ülkeleri ile dijital ortamlarda online B2B çalışmaları, beyin fırtınası ve odak grup toplantıları tertip edilerek onların beklentileri alınmadı.

• e-fuar gibi bir sektörün bir araya gelebileceği bir çalışma başlatılmadı. 

• Hedef pazarlardaki sektör temsilcilikleri, seyahat acenteleri, turizm profesyonelleri ile uluslararası dijital toplantılar organize edilerek talep ve beklentileri alınmadı ve bölgedeki çalışmalar anlatılmadı.

• Hedef pazarlarımızda bulunan ticaret ve meslek odaları gibi kuruluşlar ile dijital işbirliği toplantıları, B2B organizasyonlar yapılmadı.

• Hedef pazarlarda bulunan konsolosluklarımız ve turizm elçiliklerimiz bu tür çalışmalar için motive edilmedi.

• Ortak tanıtım mailleri, videolar, dijital mektuplar gibi tanıtım araçları hazırlanarak bölgemizdeki konaklama tesislerinin ve seyahat acentelerinin portföylerinde yer alan eski misafirlerine ulaşmaları teşvik edilmedi.

• Tanıtım ve promosyon çalışmalarında şehrimizin pandemi sürecinde ilk günden itibaren verdiği başarılı ve etkin süreç yönetimi anlatılmadı, sürecin hızlı ve başarılı şekilde kontrol ettiği vurgulanmadı.

• Hedef turist gruplar için kısa, öz, bilimsel online beklenti anketleri tasarlanarak hedef turist grubun beklenti, öneri ve bakış açısı belirlenmedi.

• Pandemi sürecinin insan tabiatında meydana getirdiği bazı tahribatlar ile ilgili çalışmalar yapılmadı ve sektör bileşenleri bu konuda eğitilmedi. Bu eğitimler ile sektör temsilcilerine,  turistlerin uzun dönemli stres sonrası huzur arayışı içinde oldukları, beraberinde sabırsızlık, şiddet eğilimi, sürekli farklı ve ben merkezli talepleri vb. gelişebilecek durumlar anlatılmadı. 

• Sektör çalışanlarına yönelik rehabilite çalışmaları başlatılmadı ve birikmiş negatif bir enerji ile çalışma hayatına başlamalarının önüne geçilmedi. Bu çalışma turistler ile çalışanlar arasında çatışma yönünde riskleri minimize edilmedi.

Tüm bu yapmadıklarımıza  rağmen turizm sektörü şehrimizde 2021 yılında bir önceki yıla göre daha başarılı bir sezon geçirdi.

Hiç bir çalışma yapmadan bir önceki yıla göre sektörün başarılı bir sezon geçirmiş olması iki durumla izah edilebilir. 

Birincisi özel sektörün gayretleri 

İkincisi sektör üzerindeki mistik güç!

Geride bıraktığımız sezon ile ilgili turist rakamı, yolcu sayısı, uçak sayısı vb.. veriler açıklama gayreti içinde olanların, bu gayretlerini önümüzdeki yıllarda yaşanabilecek buna benzer olumsuz durumlar ile ilgili hazırlıklara yönlendirmeleri daha verimli olacaktır.

Mistik güçler her zaman yanımızda olmayabilir.

Kalın sağlıcakla…