Odabaşı, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nun 16 Aralık 1977 tarihinde 8 Mart’ı “Dünya Kadınlar Günü” olarak kabul ettiğini hatırlatarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 10. maddesinde kadın ve erkeklerin eşit haklara sahip olduğunun güvence altına alındığını belirtti.
Kadınların, toplumun temel taşı olduğunu vurgulayan Odabaşı, “Toplumu bir arada tutan ailenin oluşmasını, yaşamasını ve yarınlara daha güçlü gitmesini sağlayan kadınlardır.” ifadelerini kullandı.
Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in (sas) asırlar önce Veda Hutbesi'nde kadınlara iyi davranılmasını emrettiğini belirten Odabaşı, Batı dünyasının ise kadınlara yönelik hak ihlallerine karşı çifte standart uyguladığını söyledi.
Odabaşı, “8 Mart’ı Dünya Kadınlar Günü olarak kabul eden BM ve sözde gelişmiş ülkeler, Doğu Türkistan, Gazze, Bosna, Myanmar gibi bölgelerde zulme uğrayan kadınları görmezden gelmektedir. Aksine, İsrail yetkililerine destek vererek, masum kadın ve çocukların soykırıma uğramasına göz yummaktadırlar. Bu durum, Batı’nın iki yüzlü politikasını bir kez daha ortaya koymaktadır.” dedi.
Kadınların karşılaştıkları her türlü insanlık dışı muameleye karşı mücadele edilmesi gerektiğini vurgulayan Odabaşı, “Kadını korumak, çocukları, aileyi, toplumu ve geleceğimizi koruma altına almaktır.” ifadelerini kullandı.
Şehit anneleri, eşleri ve kardeşlerine hürmetlerini ileten Odabaşı, Diyanet ve Vakıflar’da görev yapan kadın çalışanlar başta olmak üzere, ailesi, ülkesi ve milleti için çaba sarf eden tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutladı.
Kadınlar Günü’nün sadece belli bir kesime hitap eden, sözde değil, özde anlam kazanan bir gün olmasını temenni ettiğini belirtti.