FIFA Etik Komitesi, FIFA Başkanı Sepp Blatter ile UEFA Başkanı Michel Platini'yi 8 yıl futboldan men etti.

Türkiye'de şike sanıkları aklanırken dünya futbolu Platini'de olsa rüşvet ve yolsuzluğu affetmedi.

FIFA Etik Komitesi, FIFA Başkanı Sepp Blatter ile UEFA Başkanı Michel Platini'ye 8 yıl futboldan men cezası verdi. Soruşturmanın akıbetini ise 'açıklanamayan' 2 milyon dolar belirledi. Blatter’in Platini’ye verdiği 2 milyon doların sebebinin ve kaynağın konusunda yapılan savunmalar inandırıcı bulunmadı.

FIFA Etik Komitesi, FIFA ve UEFA'daki yolsuzluk dosyası ile ilgili kararını verdi. Kurul, 20'ye yakın FIFA yetkilisinin tutuklandığı yolsuzluk ve rüşvet soruşturmalarına adları karışan FIFA Başkanı Sepp Blatter ile UEFA Başkanı Michel Platini'ye 8'er yıl futboldan men cezası verdi.

Türk Spor tarihinin kara lekesi olan "şike davası" sanıklarının aldıkları cezalar onanmasına rağmen hukuk arkadan dolanarak ceza alanlar beraat ettirildi. Ayrıca Türkiye Futbol Federasyonu Aziz Yıldırım'a ceza vermemiş ve Fenerbahçe dahil tüm kulüpleri suçsuz bulmuştu. Hukuk, Türkiye'de başka dünyada başka işlemiyorsa bu farklılık neden diye insanın sorası geliyor.

Gelelim FİFA olayına. Peki ne olmuştuABD'de açılan yolsuzluk davası kapsamında, FIFA'nın üst düzey yöneticileri 27 Mayıs'ta Zürih'te düzenlenenoperasyonla gözaltına alınmıştı. Blatter, 29 Mayıs'ta düzenlenen kongrede 5. kez başkanlığa seçilmiş ve bu durum uluslararası kamuoyunda tepkiyle karşılanmıştı. Bu gelişmeler sonrasında da İsviçreli spor adamı, seçildikten 4 gün sonra istifa edeceğini açıklamıştı. İsviçre Savcılığı tarafından 25 Eylül'de hakkında soruşturma açılan Blatter'in ifadesi alınmış ve ofisindeki verilere el konulmuş, Platini'nin de konuyla ilgili bilgisine başvurulmuştu.

Platini’yi sebebi açıklanamayan 2 milyon dolar yaktı

Soruşturmanın akıbetini ise açıklanamayan 2 milyon dolar belirledi. Blatter’in Platini’ye verdiği iddia edilen 2 milyon doların soruşturma boyunca açıklanamaması ve “teknik danışmanlık” adı altında belirtilmesi inandırıcılık sağlamadı. Olayın 50 sayfalık bir konuya dönüşmesi, sahte muhasebe kayıtları ve anlaşmanın hiçbir yazılı dayanağının olmaması da cezayı belirleyen faktörlerin başında yer aldı.

Hukuk arkadan dolanıldı

Platini’yi sebebi açıklanamayan 2 milyon dolar yakarken, Türkiye'de  "şike yapma" ve "örgüt kurmak" suçlarından yargılanıp  suç delilleri ve tapeler üzerine ceza alanlar ve aldıkları cezalar üst mahkeme olan Yargıtay'da onananlar yeniden yargılanma taktiği ile beraat ettirildi. Peki ne oldu diye sormak lazım?  Kamuoyunun nezdinde cereyan eden asrın şike davasında kesinleşmiş cezalar var iken, hukuk arkadan dolanma ile ceza alan sanıklar beraat ettirildi. Yetmedi balyoz sanıkları gibi tazminat hakları bile doğdu.

Hukuk Türkiye'de başka dünyada başka mı işliyor?

Türk futbolunun kritik bir süreçten geçtiği, şike davası ve kulüplere verilecek cezaların tartışıldığı bir ortamda herkes Avrupa futbolunun patronu ile Başbakan Erdoğan arasındaki bu buluşmaya kilitlenmişti.

Toplantı gündemi dışında yapılan üst düzey bir görüşme de ise ister istemez tüm dikkatleri üzerinde toplamıştı.  Çünkü o yıllarda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan kongre için İstanbul’a gelen UEFA Başkanı Michel Platini’yi Dolmabahçe Sarayı’ndaki ofisinde kabul etmişti. , büyük bir kaos yaşayan Türk futbolunun kaderine yön verme açısından büyük önem taşıdığı biliniyor.

Zira Erdoğan, UEFA'nın 36. Olağan Kongresi'nde yaptığı konuşmada, açıkçası, futbol endüstrisinin, futbol ticaretinin, reklamın, paranın, finansmanın, spor ruhunun önüne geçmesini engellemek zorunda olduklarını belirtmişti ama şike davasında sempati duyduğu kulübü koruyan açıklamayı da yapmadan edememişti.

Yıldırım Demirören Başkanlığındaki TFF yönetimi, 22 Mart’ta İstanbul’da düzenlenen  kongreye büyük önem verirken, buradaki organizasyon başarısının UEFA ile kurulan ilişkilere artı bir değer katıp Türkiye’nin şike davasıyla ivme kaybeden Avrupa futbolundaki itibarını arttıracağı düşünülüyordu.

Şike sürecinde siyasetin sporu etkilediği açık
Erdoğan ve Platini’nin zirvede bu konularla ilgili düşüncelerini de paylaşıp fikir alış verişinde bulunarak, asrın şike davası ile ilgili o dönemde Başbakanı olan Recep Tayyip Erdoğan,  "Kişiler ile kurumlar ayrılmalı" "Suçların şahsiliği ilkesi var. Gerçek ve tüzel kişi noktasında değerlendirme iyi yapılmalı. Gerçek kişilerin suçu yüzünden tüzel kişi ceza almamalı" demişti.

Bu durum siyasetin spora karıştığının en somut örneğidir. Ülkenin başbakanı "şike davası" ile ilgili sempati duyduğu, kongre üyesi olmak istediği Fenerbahçe'yi koruyan nitelikte açıklamalar yaptığı anlaşılıyordu.

Bu sayfanın okurları hatırlarsa ben ise o zaman aynen şöyle demiştim, "Siyaset kurumu bağımsız kalmalıydı ve  şike konusunun içinde olmamalıydı.  Zira Tüzel kişilik anlamında siyasi partiler ile spor kulüpleri aynı değildir. Siyasi partiler açısından “tüzel kişiler cezalandırılmamalı. Gerçek kişiler cezalandırılmalı” şeklinde siyasi partiler yönünden savunma yapılabilir ama spor kulüpleri açısından bakıldığında durum aynı değildir." demiştim.

Ayrıca öneri sahiplerince “Tüzel kişileri cezalandırdığınız zaman, o tüzel kişiliğe gönül veren binlerce, onbinlerce, milyonlarca insanı cezalandırıyorsunuz”deniliyor ama hak ve adaletin gözetilmediğinde ve suç işleyene ceza verilmediği zamanda da bir o kadar da insanın mağdur edildiği ve hakkının yenildiğinin de bilinmesinde fayda var. Ayrıca bir kulübe gönül vermek başka bir şey adil olmak başka bir şeydir. Siyasi parti yöneticilerinin suç teşkil eden bir durumda tüzel kişiliğe bir etkisi olmayacaktır. Fakat kulüp yöneticilerinin şike ile maç kazandığında dolayısıyla puanlar kulübün kar hanesine yazılmaktadır. Ve elde edilen haksız puanlar tüzel kişiliğin menfaatine olmuştur." demiştim. Bu sözlerimin doğru olduğuna inanıyorum ve bugünde arkasındayım.

Netice-i Kelam; Türkiye'de şike sanıkları aklanırken dünya futbolu rüşvet ve yolsuzluk yapanları affetmedi.

Şike davasında son mahkemeden karar beraat de çıksa bunun bir üst mahkeme kararı olacaktır. Yargıtay dünya futbolundaki FIFA Etik Komitesinin kararını örnek alması halinde şike sanıkları yeniden yargılanabilir!