Siirt TUHADDER, cezaevinde bulunan hasta tutsakların durumuna dikkat çekmek ve son zamanlarda cezaevlerinde artan hak ihlallerine ilişkin Siirt E Tipi Kapalı Cezaevi önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamaya TUHADDER Başkanı İrfan Baykara, BDP il ve ilçe yöneticileri, Siirt Belediye Başkanvekili Gülbahar Karataş, İHD Şube Başkanı Vetha Aydın ve çok sayıda tutsak yakını katıldı.

İHD Şube Başkanı Vetha Aydın, bugün itibariyle Siirt Cezaevi'nden tutsakların sürgün edileceğini ifade ederek, daha önce Urfa, Adana, Batman, Mardin gibi cezaevlerinde de sürgünlerin yaşandığını hatırlattı. Sürgünlerin cezaevindeki sorunlara çözüm getirmeyeceğini belirten Aydın, Kürt sorununun demokratik yollardan çözümü için yapılacak yasal değişiklikler ile cezaevlerinde bulunan düşünce ve siyasi tutukluların serbest bırakılması gerektiğini ifade ederek, bir an önce sürgünlerin durdurulmasını ve yasal düzenlemelerin yapılması gerektiğini dile getirdi.

İHD Siirt Şube Başkanı Vetha Aydın, Şen'in 3'üncü Yargı Paketi kapsamında serbest kalması gerektiğini belirterek, "Şen, gerçek anlamda çok ciddi sağlık sorunları yaşayan ve kendi günlük ihtiyaçlarını bile karşılayamayacak durumda olan bir anamız" dedi.

BDP'nin Diyarbakır'da 14 Temmuz günü, Valilik tarafından yasaklanmasına rağmen yapacağını açıkladığı ve olaylı geçen mitinge katılmak üzere yola çıkan ve arkadaşlarıyla birlikte Siirt çıkışında gözaltına alınan Siti Şen, sorgulanmak üzere Siirt Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü. Burada yapılan soruşturmasında Siti Şen'in, 30 Ağustos 2006'da, PKK elebaşı Abdullah Öcalan'ın cezaevi koşullarını protesto amaçlı düzenlenen açlık grevine katıldığı, bu nedenle hakkında 'Örgüt propangandası yapmak' suçundan açılan davada 20 ay hapis cezası aldığı, bu cezanın da Yargıtan 9'ncu Ağır Ceza Dairesi'ne onandığı ortaya çıktı. Bunun üzerine 7 çocuk annesi Siti Şen, Siirt E Tipi Cezaevi'ne konuldu.

Siti Şen'in kızı Gülistan'ın 1993 yılında Siirt Eruh İlçesi'ne bağlı Balıkavak Köyü civarında bastığı mayının patlaması sonucu hayatını kaybettiği, oğlu Mehmet'in ise, PKK'ya katıldıktan sonra 1996 yılında çatışmada öldüğü, diğer oğlu Abdullah'ın da PKK davasında Almanya'da hala cezaevinde bulunduğu belirtildi.

Siti Şen'in en büyük oğlu Şükrü Şen, bugün cezaevindeki annesini ziyaretinden sonra İHD Siirt Şube Başkanı Vetha Aydın ile birlikte gazetecilere açıklama yaptı. Annesinin cezaevine gönderilmesini 'Devletin bir ayıbı' olarak değerlendiren Şükrü Şen, "Hukuk varsa annemiz cezaevinden çıkacak. Anneme hukuki destek için İHD'den yardım talebinde bulunduk, Savcılığa da dilekçe ile başvurduk" dedi.

İHD Siirt Şube Başkanı Vetha Aydın da, Siti Şen'in çok ciddi sağlık sorunlarının olduğunu belirterek, "2006 yılında yapılan bir eylemden kaynaklı olarak 79 yaşındaki Siti Şen cezaevine konuldu.

Siti Şen, gerçek anlamda çok ciddi sağlık sorunları yaşayan ve kendi günlük ihtiyaçlarını bile karşılayamayacak durumda olan bir anamız. Ancak 3'üncü Yargı Paketi'nin çıkarılmasına rağmen cezaevinde tutulmasının başlı başına bir hukuksuzluk olduğunu ifade etmek istiyoruz. Bir ikincisi, ceza infaz kanununa göre de 70 yaş üzerinde olan kişilerin kendi evlerinde ceza çekme hakları bulunmaktadır. Bu temelde Cumhuriyet Savcılığı'na aile aracılığıyla bir başvuru yapıldı. Buradan talebimiz budur. 70 yaşın üzerinde olan annenin, yargı paketi çerçevesinde, hem de ceza infaz kanunu kapsamında bir an evvel tahliye edilmesini bekliyoruz.

Siirt Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Derneği (TUHADDER), Siirt Cezaevi'nde bulunan yaklaşık 150 kadın ve erkek tutsağın sürgün edileceğini açıkladı.

Siirt TUHADDER Başkanı İrfan Baykara da, yaptıkları tüm çağrı, etkinlik ve eylemlere rağmen cezaevlerinde halen hasta tutsaklara yönelik olumlu bir adımın atılmadığını ve sorunun ciddiyetini kuruduğunu ifade ederek, "Başta ciddi sağlık sorunları yaşayan tutuklu ve hükümlüler derhal serbest bırakılmalıdır. Bir yıldır PKK Lideri Abdullah Öcalan'a uygulanan tecrit politikasından vazgeçilerek, avukatları ve ailesiyle görüşmesinin önü açılmalıdır" dedi.

Baykara, Siirt Cezaevi'nde bulunan yaklaşık 150 kadın ve erkek tutsağın sürgün edileceğini ifade ederek, sürgünlerin sorunun çözümü yerine sorunu derinleştirdiğini ve sürgünlerin Türkiye'deki "ileri demokrasinin" en güzel örneği olduğunu aktardı.