AK Partili Turan, geçtiğimiz günlerde TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin'e çözülmesi için alt yazı problemini aktardı.

TRT'den bu çalışmanın yapılması noktasında olumlu cevap alan Turan, daha sonra, sevineceğini düşünerek CHP'nin engelli vekili Şafak Pavey'e mektup yazıp konuyla ilgili bilgi verdi. Ancak Turan'ın bu hareketine Pavey'in yanıtı beklediği gibi olmadı. Payev, Akşam gazetesinde bir yazı kaleme alarak konuyu kamuoyunun gündemine taşıdı. Pavey yazısında Turan'ın bu hareketi için "Milletvekilinin görünme telaşıyla 'Bu meselenin asıl sahibi benim, ona göre!' niyeti mi taşıdığını yoksa konuya hak değil merhamet bakışıyla dahil olma felaketi mi, beni sevindirmek istemesi mi daha tuhaftı?" sorusunu sordu.

Ardından televizyonda altyazının tarihini anlatan Pavey, sözü Türkiye'ye getirip bu 40 yılın sorumlusunun AK Parti olduğunu belirtti.

Pavey, konunun siyaseten neden tıkandığına ilişkin tespitlerini sıraladıktan sonra işitme engelliler için verdiği  mücadelede TRT'nin kendisi için alt bir hedef olduğunu, ana hedefinin bütün televizyon kurumlarında ve sinema endüstrisinde bir lütuf olarak değil bir insan hakkı olarak alt yazı sisteminin yerleşmesi olduğunu kaydetti.

Pavey, yazısının sonunda bir yandan TRT'nin bu çalışmayı başlattığını ilan etmesinin son derece sevindirici olduğunu dile getirirken diğer yandan (tuhaf bir partizanlıkla Bülent Turan'ı krelendirerek) ifadelerini kullandı.

Pavey yazısını şu sözlerle sonlandırdı:
"Ancak topluma rol model olması gereken siyasetçinin çakma kredilerden medet umması ayıptır. Yapmamız gereken, insana hizmette gecikmiş parlamenterler olarak insanımızın çektiği çilelerden sorumlu olarak utanmaktır.

Bu tarz yaklaşımlarla muhalefetin çabalarını iktidar gücüyle gördürmezden gelip, üstelik bu konulardaki emekleri iktidarın güç sarhoşu kibriyle ellerinden çalındığında; insanımızın menfaatleri için ortak çalışması gerekenler, emek hırsızlığı ile karşılaştıklarında ülkedeki uzlaşma yerine kutuplaşma keskinleşiyor. Hani kul hakkı en temel ilkeydi? İktidar vekilleri artık bu kronik alışkanlıktan vazgeçmelidirler. AKP lideri her zaman muhalefetle uzlaşmadan söz ediyor ama bunu uygulamada gerçekleştirmek, ahlaklı ve medeni bir siyasi anlayışı ülkemize taşımak için katkı yapmak isteyen milletvekillerine düşüyor. Saygıyla hatırlatılır."

TURAN DA AKŞAM'DAN CEVAP VERDİ

Pavey'in Akşam'da yayınlanan bu yazısına Turan'ın cevabı ise gecikmedi. Turan'ın Akşam'da yayınlanan cevap mektubunda, Payev'in yazısının kendisine 'Bu memlekete komünizm lazımsa, onu da biz getiririz' diyen CHP'li valiyi hatırlattığını belirtti.

Pavey'in de CHP gibi anakronik elitist söylemeni benimseme yolunda olduğunu ileri süren Turan, "biz sizi partinizle sınırlandırılamayacak bir vicdanın temsilcisi olarak görmek isteriz" ifadelerini kullandı.

Pavey'in, kendi gönderdiği mektubu kamuoyuyla paylaşmasına vurgu yapan Turan, yazdığı mektubun farklı partilerde olmalarına rağmen, ortak duyarlılığa vurgu yapan ve küçük de olsa alınan mesafenin sevincini ilgilisiyle nezaket kurallarına uygun olarak paylaşan bir mektup olduğunu Payev'inkinin ise meseleyi bir 'ego' ve 'kredi' mücadelesine çeviren bir yazı olduğunu kaydetti.

Turan mektubunda Pavey'in yazısıyla ilgili şu önemli noktalara değindi:
"Yazınızda sözünü ettiğiniz brifingler, dernek ve resmi kurum ziyaretleri, görüşmeler bizim 'resume'mize eklemek için yaptığımız faaliyetler değildir. Sadece bu konuyla ilgili olarak gerçekleştirdiğimiz etkinlikler bile bir liste çerçevesinde ifade edilemeyecek kadar çoktur. Laf kalabalığına değil icraata önem verdiğimiz için sadece motivasyonumuzu ve alınan neticeyi açıkladık. TRT'den gelen müjdeyi paylaştık.

ACI ACI GÜLÜMSETTİ

'Şecaat arz edeyim derken' dikkat etmek, çelişkili davranmamak, uygarlık dersi verirken uygar olmak gerekir. Yazınızda geçen şu cümleyi müsaadenizle size hatırlatayım: 'Aslında mektubu sessizce geçiştirecektim. Ancak parlamento gibi son derece çağdaş bir kurumda taşra kurnazı fırsatçılığından o kadar bunaldım ki, ortak parlamenter terbiyesini hatırlatmak istedim.' Üzgünüm.

Parlamentonun ne kadar çağdaş ya da geleneksel bir kurum olduğu tartışması bambaşka bir müktesebatın konusudur. Ona girmeyeceğiz. Sadece 'çağdaş bir kurum' ve 'taşra kurnazı fırsatçılığı' ibarelerini aynı cümle içerisinde zikretmenize değinecek ve soracağız: Bu tür mesnetsiz ithamlar ve aşağılama gayretkeşliği de o çağdaşlığın ve ortak parlamenter terbiyesinin bir parçası mıdır? Kullandığınız bu aşağılayıcı ve ötekileştirici jargon, bu egosantrik dil de eşitlik ve çağdaşlığın bir göstergesi midir? Yoksa düşen bir maske midir?

'Milletvekili görünme telaşıyla 'Bu meselenin asıl sahibi benim, ona göre' niyeti' şeklinde kurduğunuz 'veciz' cümlenin de beni acı acı gülümsettiğini ifade etmeliyim. Bizler için bütün meselelerin sahibi millettir, vatandaşlardır. Bizler için 'hizmet' zaten ona ait olanı millete vermekten ibarettir. Bunu sizin yapmış olmanız da ancak bir kıvanç vesilesidir.

AHLAK İLKELERİNE AYKIRI

Sayın Pavey,

İnsanı anlamadan ve ona olan bakışınızı değiştirmeden, topluma hizmet edemezsiniz. Öyle bir kastımız olmadığı halde bizi itham edemez, merhamet gibi kavramları küçümseyerek, hakları ancak sizin sayenizde kazanılabilecek birer lütufmuş gibi gösteremezsiniz. Bizim emeklerimizi yok sayarak ortaya çıkan neticeyi kendi emeğinizin hırsızlığı gibi lanse edemezsiniz. Bu evrensel ahlak ilkelerine aykırıdır.

Bu çalışmalar, bizlerin karşılık beklemeden yapması gereken görevlerdir; yapıyoruz diye bir paye beklemeyiz. Bütün işleri biz yapsak ve bütün payeler size verilse de yüksünmeyiz.

Yazınız bizi kırmış ve incitmiştir ama yine de sizi takdir ederiz. Yazdığınız yazı dahi, bundan önce yürüttüğünüz çalışmalar gibi, konuya olan dikkatlerin yoğunlaşmasına vesile olmuştur. Bunun için teşekkür ederiz. Bu vesileyle burada kamuoyuna itiraf ediyoruz ki 'Altyazı projesi bütünüyle, Şafak Pavey'in, sizin eserinizdir. Bundan sonraki bütün aşamaları da sizin eseriniz olacaktır. Bu da bizi mutlu edecektir. Yeter ki bu çalışma TRT dışındaki kanallara da örnek olsun ve yayılsın.

Verdiğiniz kanun teklifine gelince... Öncelikle bizim yürüttüğümüz proje, sadece işitme engelli vatandaşlarımıza münhasır değildir; görme engelli vatandaşlarımızı da kapsamaktadır. İkinci olarak, ciddi bir yatırım ve altyapı çalışması gerektiren bu dönüşümün, gerekli maddi ve psikolojik hazırlıklar yapılmadan, bir kanun teklifi vererek sağlanamayacağı aşikardır. Üstten bir bakışla, bu tür teklifler hazırlayıp bunu gazetelerde yayımlayarak yapılan çalışmalar, 'Bakın ben bu işle uğraşıyorum, konuşmalar yaptım, teklifler hazırladım ama anlamadılar' çabasından öte bir şey değildir. Mesele işi yapmak, mağduriyeti gidermektir. Kimin yaptığı bizim için tali bir meseledir."

TURAN: PAYEV KAMUOYUYLA PAYLAŞMAMALIYDI

Haber 7'ye konuşan Turan, amaçlarının siyasi bir kazanç olmadığını Payev'in kendisine nezaketen gönderilen  kişiye özel bir mektubu kamuoyuyla paylaşmasından son derece rahatsız ve buna kırgın olduklarını söyledi.