Bunda Rusya, Çin ve İran’ın Esad’a verdiği desteğin önemi büyük. Batı tarafından ilan edilmemiş bir ‘güvenli bölge’ olmaması da Esad’ın elini güçlendiriyor. Bu yüzden Libya’daki yöntemin Suriye’de başarılı olacağı yönündeki umutlar zayıf. Ankara’da hem Özgür Suriye Ordusu’nun hem de Suriyeli sivillerin gelecek dönemde büyük kayıplar verebileceği endişesine neden oldu.

Kitlesel katliamlar ve büyük kaçış dalgası da gündeme gelebilir. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu kapıyı açık bıraksa da Türkiye’nin yüz binleri bulacak bir göç dalgasını kendi topraklarında ağırlayabilmesi de zor. Ayrıca önceki gün Türk sınırına kadar seken top atışları, Türkiye’ye doğru kaçan Suriyelilere yapılacak olası müdahaleler de Türkiye’yi kaygılandırıyor.

Böyle bir durum yaşanırsa Suriye sınırında ‘güvenli bölge’ oluşturulması Türkiye’nin ilk talebi olacak ve göçmenler bu bölgede toplanacak. Şimdilik Rus Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un Şam ziyareti beklenecek. Aynı günlerde Ankara-Washington arasındaki trafik yoğunlaşacak. Lavrov’un temasları başarısız olursa BM’de yeni kararlar gündeme gelecek.

Diplomatik kaynaklara göre ‘Suriye’yi vuracak ilk NATO müttefiki’ Türkiye olmayacak. Ancak böyle devam ederse, Batı’nın askeri müdahale arayışlarına Türkiye de destek olacak. Olası bir NATO operasyonu sırasında da Akdeniz’den ve İncirlik’ten lojistik destek verilecek.

RADİKAL