Babacan, Plan Bütçe Komisyonu'nda vekillerin sorularına şu yanıtları verdi: "Şu an Hazine'nin garanti verdiği borçların tümü 8 milyar dolar. Belediyelerin kaynaklarını yerinde kullanıp kullanmadığını keşke denetleyebilsek. Bunu çok arzu ederiz. Yerinden yönetim anlayışı ve belediyelerin daha serbest çalışması gibi bir yaklaşım nedeniyle onların yaptığı harcamalar konusunda çok müdahalemiz olamıyor.

Müdahalenin doğru olup olmadığı da ayrı bir tartışma konusu. 'Belediye başkanları bu işi beceremezse halk bunun karşılığını verir' diye düşünülüyor. Keşke belediyelere tasarruf ve harcama odaklı bir denetimi yapabilsek. Reel sektörün dış borcunda bir artış var. Özel sektörün dış borcunun milli gelire oranı 2002'de yüzde 18.7'ymiş. 2007'de 24,7'ye çıkmış. 5 yılda 6-7 puanlık artış var ama 2007'den bu yana rakam fazla değişmiyor.

BUNU AÇIKLAMAK ZOR

Hürriyet'ten Erdinç Çelikkan'ın haberine göre Özel sektörün dışardan borçlanırken Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu'ndan (KKDF) kurtulmak için 366 günlük borçlandığını belirten Babacan, "Bu da istatistiklerde kısa vadeli dış yükümlüklerini olduğundan fazla gösteriyor. Biz onu daha uzun süreye yayabilmek için KKDF ile biraz oynayacağız, onun hazırlığını yaptık" diye konuştu.

Reel sektör kuruluşlarının dışarıdan nasıl aldığını açıklamak zor. Şirket sahibinin orada şahsi parası duruyor, teminat gösterip şirketine krediyi kullandırıyor. Serveti Türkiye'de göstermemek için ya da vergi yönetimi için. Türkiye'nin gerçek dış borçluluğu konusunda çok emin değiliz. Bunu Türkiye'ye kredi açanlar da görüyor. Onun için özel sektörümüz bu kadar rahat ve yüksek miktarlarda borçlanabiliyor.

Özel sektör dışarıdan borçlanırken KKDF'den kurtulmak için 366 günlük borçlanıyor. Ertesi gün o borç kısa vadeli borç durumuna düşüyor. Bizim istatistiklerimizde kısa vadeli dış yükümlüklerimiz, olduğunda çok daha fazla gözüküyor. Biz onu daha uzun süreye yayabilmek için KKDF ile biraz oynayacağız."

Planladığımız gibi giderse 'yüksek gelirli ülke' oluruz

BABACAN, Türkiye'nin şu anda ise yüksek orta gelirli ülke konumunda bulunduğunu söyledi. Babacan, "Her şey planladığımız gibi giderse 2015'te yüksek gelirli ülke grubuna yükseleceğiz" dedi. Babacan, ABD, AB ve Japon merkez bankalarının ölçüsüz para bastığı bir dönemde sıcak para hareketlerine çok dikkat edilmesi gerektiğini ifade etti. Babacan, "Faiz koridoru ve faiz koridorunda gerektiği zaman kısa vadeli sermaye hareketi içinde belirsizlik oluşturabilme imkanı, kısa vadeli hareketleri Türkiye'den önemli ölçüde caydırmıştır. Bu politika açıklandıktan sonra Türkiye'den kısa vadeli sermayede çok ciddi bir çıkış oldu" dedi. Bundan yüzde 100 kurtulmanın mümkün olmadığını kaydeden Babacan, Merkez'in politikalarıyla bunun önemli ölçüde idare edilir durumda olduğunu ifade etti.