Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Muhammet Balta, Antalya’da Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile İnşaat Müteahhitleri Konfederasyonunun (İMKON) ortaklaşa düzenlediği "Her Yönüyle Kentsel Dönüşüm Zirvesine katıldı. Zirvede konuşan Bakan Yardımcısı Balta, Türkiye'de belediyeciliğin 1850'lerden sonra başladığını anlattı. Balta, 1950'lerden sonra köylerden kentlere göç başladığını, oy kaygısıyla buna izin verildiğini kaydetti. Yaklaşan yerel seçimler öncesinde geçmişteki gibi gecekondulaşmaya izin verildiğine yönelik haberlerin artık yapılmadığının altını çizen Balta, "Her şey ekonomiyle alakalı. Akşamdan sabaha hesap yapamayan bu ülkenin vatandaşı, başını sokacak yer arıyordu. İnsanlar imkansızlık içindeydi. Bu ülke, 1 milyon dolara muhtaçtı. Bunları görmezden gelemeyiz. TOKİ'den kazanılan paralarla hastaneler, yurtlar, sosyal donatı ve spor alanları yapılmakta. 2002 öncesi ve sonrası gözden geçirilmelidir. Cumhuriyet tarihi boyunca 6 bin 100 kilometre yol yapılırken, 2002-2013 yıllarında yapılan yol uzunluğu 17 bin kilometredir. Hızlı tren çalışmaları da aralıksız devam ediyor. Sloganlarla değil, söylemle ülke demir ağlarla örülmüyor. Bunlar neyle yapılıyor? Sadece karalamayla olmuyor" diye konuştu. 

HALKIN SEÇTİĞİ TÜM BELEDİYE BAŞKANLARI "BAŞIMIZIN TACI"

Bakanlık olarak bütün belediyelere eşit mesafede olduklarını belirten Balta, halkın seçtiği tüm belediye başkanlarını, "Başımızın tacı" diye nitelendirdi. Sosyal devlet anlayışıyla halkın güvenli ve sağlıklı evlerde yaşamasını istediklerini dile getiren Balta, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kentsel dönüşüme rant projesi olarak bakmıyoruz. Kentsel dönüşüm bir güvenlik projesidir. Bir sağlık ve enerji projesidir. Niye enerji projesi? Bazıları söyler: (Türkiye enerji açısından dışa bağımlıdır. Bunu engellemek lazım). Buna karşı da (HES'e karşıyız, güneş enerjisine karşıyız. Karşıyız, karşıyız...) derler. Burada (Cari açığı kapatmamız lazım, enerji bağımlılığını ortadan kaldırmamız lazım). Çözüm var mı? Çözüm yok. Tabiri caizse bekara karı boşamak kolay. Sorumluluk taşıyan insanlar ne yaptığını bilmeli, ayağını yere sağlam basmalı. Biz enerji verimliliği yüksek binalar yapmak istiyoruz. Yeşil alanı fazla alanlar olsun, engelsiz olsun, yangın merdiveni, asansörü olsun istiyoruz. İtfaiyenin yetişebileceği yükseklikte olsun istiyoruz. Elbette ki bunları düşünüyoruz."