Erdoğan, "Yüzlerce anne gözünü dağ yoluna dikmiş sabahtan akşama, akşamdan sabaha çocuğunun yolunu gözlüyor. Ama bu beyefendiler, hanımefendiler, bu savaş baronları ’terör örgütü değil’ diyerek, ’asla teslim olmasınlar’ diyerek bu annelerin acısını, hasretini ayaklar altına alarak Kürtlerin acısıyla adeta dalga geçiyorlar" dedi.

Geceyi Adana’da geçiren Erdoğan Ak Parti İl Örgütü’nün 4’üncü Olağan Genel Kurulu’na katıldı. Başbakan’ın konakladığı Hilton Oteli’nden kongrenin yapıldığı Yüreğir Serinevler Spor Salonu’na kadar olan yaklaşık 4 kilometrelik yol, havadan ve karadan geniş güvenlik önlemleri ile korundu.

Başbakan Erdoğan kongreye eşi Emine Erdoğan, Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin ve Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik ile birikte katıldı. Yerel yönetimlerin önemine değinen Başbakan Erdoğan şunları söyledi:

’CHP’NİN KAVGASI KENDİNE YETER’

"Adana’dan diğer partilerin yönetimlerine soruyorum. Hep beraber soralım bu soruyu. Ey CHP, ey MHP, ey BDP yahu sizin büyükşehir belediyeleriniz var. AK Partili belediyeler devletten ne ödenek alıyorsa, o belediyeler de aynı ödeneği alıyor. Peki Allah aşkına ne yaptınız, ne ürettiniz? 29 Mart 2009’dan bu yana, 3 yıl içinde o illerde o vatandaşlarda hangi eseri, hangi hizmeti, hangi büyük yatırımı götürdünüz? Belediyecilik bir anlamda iktidar provasıdır. Yerel yönetimlerde başarılı olamayanların merkezi yönetimlerde başarılı olması mümkün değildir. Belediyecilikte hizmet anlayışın aslında iktidar vizyonunun göstergesidir. Bunların belediyelerinde işte Antalya’da, Ankara Yenimahelle’de olduğu gibi bizzat kendilerinin itiraf ettiği yolsuzluk var. Diyarbakır’da belediye başkan yardımcılığını kim yapıyor diye sorarsanız gerçek cevap çıkar. Bunların belediyelerinde rant var, bunların belediyelerinde yamyamlık diye tabir edilen yolsuzluk var. Bunlar belediyeciliği nasıl görüyorsa Türkiye’yi yönetmeyi de iktidarı da bir rant aracı olarak görüyorlar. Ben burada CHP’ye birşey söylemeyeceğim. Onların kendi içindeki kavgası, tartışması, çatışması zaten kendilerine fazlasıyla yetiyor."

SAVAŞ BARONLARI

Başbakan Erdoğan bu sözlerinin ardından, uzun bir süre BDP ve PKK konuları üzerinde durarak şöyle dedi:

"Yüzlerce anne gözünü dağ yoluna dikmiş sabahtan akşama, akşamdan sabaha çocuğunun yolunu gözlüyor. Ama bu beyefendiler, hanımefendiler, bu savaş baronları ’terör örgütü değil’ diyerek, ’asla teslim olmasınlar’ diyerek bu annelerin acısını, hasretini ayaklar altına alarak Kürtlerin acısıyla adeta dalga geçiyorlar. Askerin önüne, polisin önüne dikiliyorlar, canlı kalkan oluyorlar. Sizin bu kadar cesaretiniz, vicdanınız, bu kadar arzunuz var da niçin terörün, teröristin önünde, bunlar canlı kalkan olmuyorlar. O kalleş intihar bombacılarının önünde neden canlı kalkan olmuyorsunuz. Bingöl’de şehit Hatice Belgin kardeşimiz, yanındaki çocukları için, sokaktaki vatandaşlar için canlı bombanın üzerine kapaklanarak daha büyük faciayı önleyebiliyor. Eğer Hatice Belgin’in yüzde biri, binde biri kadar yüreğin, cesaretin, annelik şefkatiniz varsa, güvenlik güçlerinin önünde değil, gidip o kanlı terörün, teröristin, o kalleş intihar bombacılarının önünde canlı kalkan olun."

BAYRAMLARDA YENİ DÜZENLEME

Erdoğan, etnik, dinsel ve bölgesel milliyetçiliğe karşı olduklarını da söyledi. Bayram ve kurtuluş günleri ile ilgili yeni yönetmelik yayınlandığını hatırlatan Erdoğan, bu konuda söylenenlerin spekülasyon ve haksızlık olduğunu belirtti, "Bütün milletin malı olan 29 Ekim ve 30 Ağustos gibi törenlerin bütün yükü Silahlı Kuvvetlerimize yıkılmıştı. Tarihimizin bu önemli dönüm noktaları sadece askeri yönleriyle öne çıkartılmış, zorunlu resmi törenlere mahkum edilmiş, onun gerisindeki milli ruh ve heyecan geri plana itilmişti. Biz ulusal ve resmi bayramlarımızla mahalli kurtuluş günleri gibi bütün tarihi günlerin üzerindeki koyu, resmi perdeyi ve askeri görüntüyü kaldırıyoruz" dedi.

’KEBAPTAN VAZGEÇERİZ, SENDEN ASLA’

Divan Başkanlığı’nı Genel Merkez Teşkilat Başkan Yardımcısı Çorum Milletvekili Murat Yıldırım’ın yaptığı kongreye gelen İsmet İnönü İlköğretim Okulu 8’inci sınıf öğrencisi Sıdıka Nur Yağcı, Başbakan Erdoğan ile çay içmek istediğini yazdığı pankart açtı. Sivil Savunma Arama ve Kurtarma Birliği ekipleri de salon içi ve dışında kimyasal gaz ölçümü yaptı. Salonda ise ’Biciden şalgamdan hatta kebaptan vazgeçiriz, ama senden asla’ ve ’Bici yerik, şalgam içerik, seni de çok severik" yazılı pankartlar açıldı.