Bozdağ, Parlamento Muhabirleri Derneği’ni (PMD) ziyaret etti. Bozdağ burada gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını da cevaplandırdı. ‘Yeni anayasa yazım sürecinde başkanlık sistemi için ısrarlı olacak mısınız, yoksa uzlaşma mı istiyorsunuz?’ yönündeki bir soru üzerine Bozdağ, Uzlaşma Komisyonu’nun AK Parti’nin dayatmamızla karar alacak bir komisyon olmadığını söyledi. Uzlaşma Komisyonu’nda ‘her konunun oy birliğiyle karara bağlanacağını’ hatırlatan Bozdağ, bunun da partilerin tamamı mutabakata varmadığını zaman karar çıkmayacağı anlamına geldiğini söyledi.

“PARLAMENTER SİSTEM OPERASYONLARA AÇIK”

Türkiye’nin parlamenter sistemden yana ciddi sıkıntıları var” diyen Bozdağ, sadece 1995-99 yılları arasında 4 hükümet değiştiğini, ekonomik krizler yaşandığını, ayrıca parlamenter sistemin operasyona müsait bir sistem olduğunu söyledi. Bozdağ, “Güneş Motel operasyonlarına sahne olmadı mı? 28 Şubat’ta başka bir operasyonla iktidar değişikliğine sahne olmadı mı?” diye sordu.

Koalisyonlarda hesap sorma sıkıntısı da bulunduğunu ifade eden Bozdağ, “Hesabın muhatabı yok. Vatandaş MHP’liye sorduğu zaman, ‘ben koalisyondum’ diyor. DSP’liye sorduğunda, Anap’a sorduğunda ‘ben koalisyondum’ diyor. Hesap soran vatandaş belli ama hesabı verecek yer belli değil. Herkes hesabı bir başkasına ciro ediyor. Ama başkanlık sisteminde operasyonlara açık bir yapı yoktur. Başkanlık sisteminde operasyonlara açık bir yapı yoktur. Hukuk dışı, gayrı ahlaki, ne tür olursa olsun operasyonlara kapalı bir yapı vardır. Bir defa istikrar vardır, güçlü bir yapı vardır, güveni tesis eder ve parlamenter sistemden daha güçlü ve daha etkin bir denetim vardır. Halkın hesap sorması, iktidarın da hesap vermesi konusunda bir tereddüt yoktur” diye konuştu.

“YANILGI İÇİNDELER”

Anayasa yapıcılar parlamenter sistemin bu kadar eksiklerine rağmen sistem tartışmasını hiç yapmamışlarsa binin büyük bir eksiklik olacağını belirten Bozdağ, “AK Parti’nin bunu tek başına yapmasının zaten fiilen imkanı yok. Bizim öyle bir sayımız da söz konusu değil. Yeni Anayasanın biz uzlaşma ile olmasını istiyoruz. Uzlaşma Komisyonu bu konuda bir karar alırsa zaten sorun yok, karar almazsa zaten yine sorun yok. Buradan hareketle, birilerinin ‘AK Partinin Uzlaşma Komisyonundan çekilmek için bunu söylediğini’ söylüyorlarsa, onlar fevkalade yanılgı içindeler” dedi.

‘Tutukluluk sürelerini kısaltan düzenleme unutulmaya mı bırakıldı?’ şeklindeki soru üzerine de Bozdağ, “Bizim parti olarak yürüttüğümüz bir süreç yok o konuda. Bizim gündeme getirdiğimiz bir konu da yok o konuda. Bize ait bir şey olsa o zaman ‘unutturuyorsunuz’ dersiniz. Biz unutturmayız hiçbir şeyi” dedi.

Bu konuda AK Parti’nin görüşünün beklendiğinin hatırlatılması üzerine de Bozdağ, “Şu anda bir değerlendirme yapmam” karşılığını verdi. Bozdağ, konunun görüşülmesinin planlandığı MYK Toplantısının da gününü belli olmadığını söyledi.

ÖRNEK ABD Mİ?

Başkanlık sisteminde örnek aldıkları ülkenin ABD olup olmadığına ilişkin bir soru üzerine Bozdağ, şöyle konuştu:

“Başkanlık sisteminin pek çok örnekleri var dünyada. Cumhuriyet ve parlamenter sitemi benimsemiş ülkeler de var. Ama uygulamaları ve kabulleri çoğunun birbirine benzemiyor. Ama en başarılı örneklerinden biri ABD örneğidir. Başkanlık sisteminin ana kuralları var; yürütmenin tek elde toplanması ve doğrudan halk tarafından seçilmesi, görev süresinin sabit olması, Meclis’in tarafından görevden alınamaması ama etkin şekilde denetlenmesi, yasamanın da halk tarafından seçilmesi ve yürütmenin de yasamayı feshedememesi, yürütme ve yasamanın birbirinden tamamen bağımsız olması… Ana özellikler bunlar. Onun dışındakiler ülkeden ülkeye değişiyor.”

Bozdağ, başkanlık sistemi ile birlikte Türkiye’ye federasyon sisteminin de geleceği ve ülkenin bölüneceği yönünde yorumlar yapıldığına işaret ederek, “Başkanlık sisteminin yarıcı özelliği değildir federasyon; ABD uygulamasıdır. Örneğin Almanya’da parlamenter sistem var, orada da federatif bir yapı var. Bu ülkelerin tercihiyle ilgili bir konurdu. Türkiye’de üniter yapıyı muhafaza ederek başkanlık sistemini pekala uygulayabilir, hayata geçirebilir. Bütün bu konudaki değerlendirmeler başkanlık sisteminin halk tarafından benimsenmesini önlemek için birileri tarafından endişe ve korku pompalamasından ibarettir” dedi.

KILIÇDAROĞLU’NUN AÇIKLAMASI

Genelkurmay’ın yaptığı açıklamaya CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘Yeni CHP’de kim olursa olsun, isterse Genelkurmay Başkanı olsun, bildiri yayınlarsan yanıtını anında alırsın’ şeklindeki karşılığının sorulması üzerine de Bozdağ, şunları kaydetti:

“CHP’nin Sayın Genel Başkanının sözleri fevkalade önemli bu konuda, ama gerçekle örtüşmüyor. Çünkü Baro Başkanı veya yazan bazı kişiler TSK’yı ‘hukuk neden çiğnemedikleri, demokrasiyi neden çiğnemedikleri, millet iradesi karşısında neden durmadıklarını’ sorgulayan, ‘harekete geçmedikleri için’ eleştiren , bunu yapmadıkları için de alenen tahkir ve tezyif eden açıklamalar yapıyorlar. Buna karşı size birisi hakaret yaptığı zaman, tahkir ve tezyif yaptığı zaman, nasıl ona cevap verme hakkınız varsa, TSK’nın da cevap verme hakkı vardır. Onu kullandığını düşünüyorum ben. Ama CHP’nin tutumunu fevkalade yanlış buluyorum. Çünkü CHP 28 Şubat’ı ayakta alkışladı.


27 Nisan’da Sayın Önder Sav ‘gözün aydın Türkiye’ diye genel başkan yardımcısı sıfatıyla açıklamalarda bulundu ve destek verdi. CHP’nin yapılan açıklamalara cevabı, eğer demokrasiye, hukuka, mimli iradeye karşıysa, CHP’nin arzu ettiği istikamette bir açıklamaysa ayakta alkışlayan bir CHP var. Halbuki bu açıklamada cüppe giyen, hukukçu olduğunu söyleyen, demokrasiden yana olduğunu iddia eden ama demokrasi ve hukuk dışı işlere davetiye çıkaran kesime, Genelkurmay Başkanlığı’nın demokrasiye bağlılığını ifade eden bir açıklaması. Ben ona şöyle diyorum; darbe aşıklarına ve muhtıra muhiplerine karşı bir demokrasi açıklaması yapıyor. Kılıçdaroğlu herhalde bu demokrasi açıklamasından rahatsız. Umarım demokrasiyle, hukuk devletiyle bağdaşmayan açıklamalar geldiğinde, ‘gözün aydın Türkiye’ açıklaması değil de, Kılıçdaroğlu dediği gibi cevabını bulan bir açıklama olur. Ben bu açıklamada Baroya karşı tavır koymasını beklerdim veya köşesinde hakaret yağdıranlara karşı, demokrasi ve milli iradeye sımsıkı bağlı olduğunu söyleyenlere yapılan hakarete karşı karşı tavır koyması daha doğru olurdu. Demokrasi dışı ve hukuk dışı yaklaşım çağrısı yapanlara destek var Kılıçdaroğlu’ndan. Umarız o çelişkileri kendileri değerlendirir.”