Sözlerine İsrail-Filistin arasındaki ateşkesi değerlendirerek başlayan Çelik, "İsrail'in Gazze'yapmış oluduğu hunharca saldırı sonucu birçok insan hayatını kaybetti. Ben şehitlere partimiz adına Allah'tan rahmet diliyorum. Gazze'de ateşkes sağlandı. Ben bu ateşkesin daimi olmasını ve bölgede daimi barış sağlanmasını temmeni ediyorum" dedi.

Yaklaşan 24 Kasım Öğretmenler Günü'nü şimdiden kutlayan Çelik, "Cumartesi günü öğretmenler günü, öğretmenlerimizin öğretmenler gününü kutluyorum. Tüm öğretmen arkadaşlarımızın, emekli öğretmenlerimizin ve göreve başlayacak öğretmenlerimizin bu özel gününü kutluyorum" diye konuştu.

Bu dileklerden ve başsağlığından sonra Türkiye'nin gündemini değerlendiren AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Basın Sözcüsü Hüseyin Çelik, şunları söyledi:

"Açlık grevleri sona erdi; ancak yaşanan gelişme ile ilgili konuşmalar devam ediyor. Birçok siyasi parti lideri de açlık grevlerinin sona ermesinin taviz verilerek sağlandığını söyledi. Bu iddialar kesinlikle gerçekle bağdaşmamaktadır. Açlık grevi yapanların üç talebi vardı. Bunlar Abdullah Öcalan'a öngörülen tecritin kaldırılması, ana dilde savunma hakkı ve ana dilde eğitim hakkıydı."

"ÖCALAN'A TECRİT İDDİALARI DOĞRU DEĞİL"

Öcalan'a uygulanan bir tecritin olmağını belirten Çelik, Abdullah Öcalan'a tecrit uygulanmadığını daha önce de söyledik. Kendi aile fertlerinden kim isterse Öcalan ile rahatlıkla görüşebiliyor. Hakkındaki nihai hüküm verilmiş olan yani tutuklu değil hükümlü olan kimselerin aslında avukatları ile görüşme şansı yoktur. Öcalan'ın şu anda AİHM'de devam eden bir davası var. Aslında bu davalar çerden çöpten açılan davalar. Yani avukatları ile görüşmesi sağlansın diye açılan davalar. Hükümet tarafından bu güne kadar iyi niyet gösterisinde bulunulmuştur. Ama maalesef bu iyi niyetten kötü niyet çıkmıştır. İş kuryelik meselesine dönüşmüştür. Bugün avukatları ile görüşmesi söz konusu değildir. Yani verilmiş bir taviz söz konusu değildir" dedi.

"ANA DİLDE SAVUNMA TAVİZ MALZEMESİ DEĞİL"

"Biz ana dilde savunma hakkını gündeme getirdiğimizde Türkiye'de açlık grevi yoktu" diyen Çelik, "Hükümet demokratikleşme alanında ne yapmak isterse kendileri yapmış gibi anlatıyorlar. Bunu propaganda malzemesi yaptılar. Bu karar alındığında Türkiye'nin gündeminde açlık grevi diye bir olay yoktu. Bu güne kadar demokratikleşme alanında ne yapıldıysa bunu küçümsediler ve beğenmediler. Propaganda yapacakları kesime de aslında biz dayattık ve hükümet böyle bir karar aldı algısı verdiler. Ana dilde savunma meselesinde PKK ve BDP memnun olsun ve ya açlık grevlerine bir taviz olsun diye gündeme getirilmemiştir" ifadelerini kullandı.

"BAŞKANLIK SİSTEMİ OLMAZSA OLMAZ DEĞİL"

Gazetecilerin başkanlık sistemi ile ilgili sorularını yanıtlayan Çelik, "Yeni anayasa yapılırken bu teklifin gündeme gelmesi doğaldır. Zaten teklifte bulunulmasının tam zamanıdır. Bu olmazsa olmazımız değil, masadan kalkmayız. Bizim getirdiğimiz teklifte başkan yaptıklarından sorumlu olacak" dedi.

"BUNU KİM YAPARSA BEDELİNİ AĞIR ÖDER"

Partiye yanlış üye yazımı iddialarını cevaplayan Çelik, "Yapılan incelemeler sonucunda başka bir partiye üye olan birisi bilerek ve kasten getirilip sadece üye sayısını arttırmak için bizim partiye kayıt yaparsa biz bu kişiye yaptığının hesabını sorarız ve bunu ona ödetiriz. Biz siyasetin etik değerler çervesinde yapılması gerekitğine inanıyoruz. Bu şekilde üye sahtekarlıkları da bize göre değil. Bu kim yaparsa bunun bedelini ona pahalıya ödetiriz. Bu kim ve ne düzeyde olursa olsun böyle olur" diye konuştu.

TEKKE VE ZAVİYELERİ AÇILMASI

Örneğin şapka kanununun günümüzde uygulaması yok.