'Çocuğun okula geç başlaması değil, çocuğun okula hazır olmadan erken başlaması başarısızlıktır''

-''Eğer çocuk 1. sınıfa başlamaya hazır değilse anne-baba doğru bir karar vermelidir. Çocuk okula başlamamalı ve okul öncesi sınıfına devam etmelidir''

Okulların açılmasına sayılı günler kala, çocuklarla birlikte velileri de okula başlama heyecanı sararken, bazı ebeveynlerin de aklına ''Acaba benim çocuğum 1. sınıfa başlamaya hazır mı?'' sorusu geliyor.

Uzmanlar, hem ruh sağlığı hem de akademik başarı açısından çocukların eğitim hayatına hazır olup olmadıklarının büyük önem taşıdığını ifade ediyor.

Tüm Özel Öğretim Kurumları Derneği (TÖDER) Genel Koordinatörü Faruk Tatar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çocuklar için okula başlamanın yeni bir dünyaya girmek, birey olarak toplumda yer almak ve dış dünyaya açılmak olduğunu, okul sürecinin başlamasıyla çocuğun kişiliğini kazanmaya yönelik çabalarının da arttığını söyledi.

Tatar, çocukların aileden ve başkalarından etkilendiğini dile getirirken, çocukta meydana gelen değişimleri fark edebilmek için öncelikle çocuğun gelişim dönemlerinin özelliklerini bilmenin faydalı olacağını vurguladı. İlkokula başlamanın çocuk için önemli bir adım olduğuna işaret eden Tatar, sözlerini şöyle sürdürdü:

''4-7 yaş arasındaki gelişim her çocukta farklı olduğundan, okula başlamaya hazır olma yaşı da her çocuk için farklıdır. Okula hazır olmak, çocuğun ileride ne kadar zeki, yetenekli ya da azimli olacağının bir göstergesi değil, sosyal olarak belli bir olgunluk düzeyine erişmek ile ilgilidir. Okula başlayan bir çocuğun kolay ve çabuk öğrenebilmesi, mutlu bir öğrenci olabilmesi için söyleneni anlayabilmesi, gördüklerini, duyduklarını, duygu ve düşüncelerini doğru ifade edebilmesi, dikkatini yeterli bir süre konu üzerinde tutabilmesi, harf ve sembolleri birbirinden ayırt edebilmesi ve tanıyabilmesi, kendi kendine giyinme becerisini kazanmış olması, kendi sorumluluğunu taşıma becerisine sahip olması gerekir.

İlkokul 1. sınıfa hazır olmadan okula erken başlayan çocuk, öncelikle kendini yetersiz hissedecektir. Kendisini diğer arkadaşlarının performansıyla karşılaştıracak, okula sosyal, duygusal olarak hazır olmadığı için arkadaş ilişkilerinde problem yaşayacaktır. Çocuk zamanla okula gitmek istemeyecek, derslerine dikkatini veremeyecektir. Kısacası okul fobisi, öz güven eksikliği, depresyon, davranış problemleri, okul uyum problemleri gibi çok çeşitli problemlerle karşılaşılabilinir. Bunları çözmek de kolay değildir. Çocuk okul hayatına ilk başlangıcını olumsuz şartlarda yaptığı için tüm okul hayatı başarısız ve kendine güvensiz geçebilir. Eğer çocuk 1. sınıfa başlamaya hazır değilse anne-baba doğru bir karar vermelidir. Çocuk okula başlamamalı ve okul öncesi sınıfına devam etmelidir.''

-''Başarılı ve mutlu okula devam etmesi bir sene erken başlamasından daha önemli''-

Faruk Tatar, okula başlamaya hazır değilse çocuğun okula hazır olması için nasıl bir program geliştirmek ve gelecek yıl okula başlaması için anne-baba olarak neler yapılması gerektiği konularında rehberlik ve psikolojik danışma servisine danışılmasını ve okuldan destek alınmasını tavsiye etti.

Çocuğun okula bir sene geç başlayıp başarılı, sağlıklı ve mutlu bir şekilde okula devam etmesinin bir sene erken başlamasından daha önemli olduğunu vurgulayan Tatar, ''Eğer çocuk hazır olmadan okula başlarsa ilerleyen okul hayatında sene tekrarları yaşayacak ve daha fazla sene kaybedecektir. Bu durumda okula hazır olmadan başlamadığı için bir sene değil, erken başladığı için akademik başarısızlık nedeniyle belki de birkaç sene daha geç mezun olmak zorunda kalacaktır'' diye konuştu.

-Çocuk okula başlarken neler yapılmalı?-

Tatar, okula başlamanın, çocuğun bağımsızlığa ve olgunluğa yolculuğunda büyük bir adım olduğunu, ilk günlerde çocuğun yeni yerlerle, insanlarla, kurallarla ve ilişkilerle karşılaşacağını, bunun hem heyecan verici hem de ''korkutucu'' olabileceğini belirtirken, velilere şu önerilerde bulundu:

''Çocuk okul hakkında ve orada nelerle karşılaşacağı konusunda bilgilendirilmelidir. Okulun sadece ders yapılan bir yer olmadığı, orada da oyun oynayacağı, arkadaşları ve öğretmeni ile güzel vakit geçireceği ifade edilmelidir. Bazı aileler okul dönemi başlamadan önce çocuğun sorumluluk alması için yanlış ifadeler kullanabilmektedir. En sık karşılaştığımız örnekler, 'okul başlayınca her şey daha farklı olacak, akşamları seninle ders çalışacağız. Bu kadar çok oyun oynamak yok artık' gibi ifadelerle çocukları endişelendirmekte ve mutsuz ederek okulun yaşamına kötü şeyler getireceği gibi bir düşünce geliştirmesine neden olmaktadır. Konuşulması gereken konunun içeriği, okulun eğlenceli ve keyifli bir yer olduğu, orada onu seven öğretmeni ve arkadaşları olacağı, çok yararlı bilgiler öğreneceği şeklinde olmalıdır. Bu çocuğu daha çok heyecanlandırır ve okula daha çok gitme isteği uyandırır. Gün içerisinde sık sık bu konuşmaların yapılması çocuğu sıkabilir ve endişelerini arttırabilir. Bunun için uygun zamanı seçmek gerekir. Siz konuşurken sıkıldığını hissettiğiniz anda konuyu geçin ve daha keyifli bir sohbetle konuşmaya devam edin.''

Tatar, çocuklar için kaygı yaratabilecek düşüncelerin, ''anne-babasından ve alıştığı ortamdan ayrı kalma endişesi'', ''okul içerisinde kaybolma veya okulda unutulma endişesi'', ''kalabalık sınıf ortamında kendisiyle ilgilenilmeyeceği, fark edilmeyeceği düşüncesi'', ''ders süresinin uzun gelmesi, oynamak istemesi'', ''kuralları anlama ve uygulamada zorluk çekeceği düşüncesi'', ''başarısızlık endişesi'', ''kendi ihtiyaçlarını karşılayamayacağı (yemek, tuvalet gibi) endişesi'' olduğunu anlattı.

Bu dönemde bütün sorularına cevap arayışı içinde olan çocuğa her zamankinden daha yakın olunması gerektiğini belirten Tatar, ''Okula gitmemek için yarattığı bahaneleri yadırgamadan dinleyin, kaygılarını paylaşın ve anlayışlı olun. Bu önemli dönemde onları etkileyecek başka olumsuz yaşantılardan veya büyük değişikliklerden uzak tutmaya çalışın. Çocuğu mutlu edecek ve onurlandıracak ödüllerle teşvik edebilirsiniz'' şeklinde konuştu.