Demirtaş, “Yasalar geriye doğru yürütülemeyeceği için Öcalan'a idam cezası uygulanamaz. Bunu hukuk fakültesi 1. sınıf öğrencileri bilir.” dedi.

Mardin Bağımsız Milletvekili Ahmet Türk ve BDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, Belediye Konukevi'nde açlık grevinde olan BDP milletvekillerini ziyaret etti. Basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Ahmet Türk, cezaevlerinde açlık grevlerinde 62. güne gelindiğini, ölümlerin yaşanmaması için ellerinden gelen her şeyi yaptıklarını söyledi. Bütün çabalarına rağmen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın tahrik edici bir tutum sergilediğini dile getiren Türk, yaşanacak hadiselerin vebalinin ve günahının Başbakan'a ait olduğunu savundu. Türk, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Biz ölümlerin önüne geçmek isterken kendisi tahripkâr bir dil kullanarak adeta ölümlerin meydana gelmesi konusunda her türlü tahrik edici sözlerle, cümlelerle, pratiği ile bunu ortaya koymaktadır. Bugün milletvekili arkadaşlarımızın burada açlık grevini sürdürmüş olmaları, tahrike yönelik bir anlayış değildir. Tamamen arkadaşlarımızın taleplerini yerine getirmek ve bu taleplerin arkasında olduğunu, bunlar gerçekleşinceye kadar, talepler yerine gelinceye kadar bunu yerine getirme kararıdır. Tahrik değil, tam tersine ölümlerin önüne almaya yönelik bir karar ve duruştur. Bu duruşa herkesin saygı göstermesi gerektiğine inanıyoruz.”

BDP Genel Başkanı Demirtaş, cezaevlerindeki mahkumların bedenlerine ölüme yatırdığını, böylesine ciddi bir konuda Başbakan'ın olup bitenler karşısında ciddiyetsiz bir tavır takındığını iddia etti. Başbakan'ın meseleye şov ve şantaj gibi kavramlarla yaklaşmasının kendileri açısından kabul edilemez bir durum olduğunu kaydeden Demirtaş, “Bu 62 gün boyunca defalarca hükümet nezdinde diyalog kurduk. Başbakan Yardımcısı, kabine üyeleri dahil çok sayıda görüşme yaptık. Ölümleri durdurabilmek için ve taleplerin haklılığı çerçevesi içinde adım atılabilmesi için elimizden geleni, halkımızla birlikte en iyisini yapma gayreti içinde olduk. Şimdi geldiğimiz noktada halen tehdit şantaj şov yaklaşımı ortaya konuluyorsa -kimse kusura bakmasın- biz canımızı ortaya koymuşsak bize hakaret edenler en az bizim kadar cesur olmak zorundadır. Kimsenin hakkı değildir, bu arkadaşlarımıza bu şekilde yaklaşmak.” İfadelerine yer verdi.

“BİZ ELİMİZDEN GELENİ YAPTIK, BUNDAN SONRA HÜKÜMET ÇÖZÜM ARAYACAK”

Demirtaş, bundan sonra BDP olarak hiçbir adım atmayacaklarını belirtti. Bu konuda hükümetin diyalog çabaları içinde olacağını iddia eden Demirtaş, “Yapmamız gerekenin çok fazlasını yaptık. Sırf ölümleri durdurmak adına defalarca görüşme yaptık. Bu saatten sonra, artık şu dakikadan itibaren çözümü bulmak zorunda olan hükümettir. BDP ve DTK artık taraftır. Açlık grevci tarafıdır. Bu nedenle hükümet arttık bizzat kendisi görüşme aramalıdır. Bizzat kendisi cezaevlerinde özellikle doğrudan muhatap olan tutuklularla bu meseleye konuşmak durumundadır. Aksi takdirde olup bitenlerden ve olacaklardan konuyu meseleyi buraya getiren hükümetin kendisi sorumludur.” şeklinde konuştu.

“ÖCALAN'I HİÇ KİMSE İDAM EDEMEZ”

Abdullah Öcalan'ın idam edilebilmesi dair gündemde olan tartışmalara da değinen Demirtaş, yeni anayasa da idamın yer alsa bile karar geriye götürülemeyeceği için Öcalan'ın idam edilemeyeceğini ileri sürdü. Bunun hukuk fakültesi 1.sınıf öğrencisinin dahi bileceği bir madde olduğunu belirten Demirtaş, Türkiye'de bir daha idamın yaşanmayacağını, hiç kimsenin idam edilemeyeceğini kaydetti. Demirtaş, şöyle konuştu: “İdam sehpası bir defa kurulduktan sonra kimin boynunun o ipe geçeceği çok belli olmaz. Bugün iktidar sizsiniz yarın başkası olur. Bu nedenle bu tartışmalar Türkiye'de hiç kimseye kazandıracak tartışmalar değildir. Öcalan üzerinden yapılan idam tartışmalarına net bir cevap daha vermek istiyorum. Yasal olarak mümkün değil. Yasalar geriye yürümez. İdam kanunu yeniden anayasaya ve yasaya bile girse bile geriye yürümez. Öcalan'a uygulanamaz. Bu durumda sayın Başbakan açıkça yargısız infazı mı kastediyor.

İmralı'da bir yargısız infazdan mı söz ediyor. Bu tehdidi, bu şantajı mı yapıyor. Çıkıp bunu söylesin. Yoksa idamın geriye yürümeyeceğini hukuk fakültesi 1. Sınıf öğrencileri bilirler. İdam kararları geriye yürümez. Çıktığı andan itibaren ileriye doğru yürür. İkincisi başka ülkeleri örnek vererek idam cezası vardır ve toplumun bir kısmı idam cezasını istiyor diyerek gerici anlayışı ortaya dayatmanın hiçbir anlamı yoktur. İdam uygulaması bir geri anlayıştır. Türkiye bu geri anlayıştan kurtulmuştur.

Türkiye'yi tekrar bu noktaya çekmeye çalışmak gelinen nokta itibari ile Türkiye'de halkların yürüttüğü mücadeleye büyük bir haksızlık olur. Doğru bir tartışma olarak görmüyorum. Mümkün de görmüyorum. Gündem yaratmak, açlık grevleri gündemlerini bir şekilde çarpıtıp, gündeminin değiştirme amaçlıdır. Türkiye idam cezası bir daha olmayacak. Kimseye de uygulanamayacak. Herkes tarafından net olarak bilinmesi lazım.”