Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, er ve erbaşların oy kullanmasıyla ilgili, ''Subay, astsubay, uzman er ve erbaş kullanıyor da bunlar politize olmuyor da niye er ve erbaş politize olsun. Eğer genç, kışlada da olsa ruh dünyasında tezahürü olan siyasi bakışını demokratik hakkıyla sandığa yansıtacak olursa, bu ülke çok daha güçlü olacaktır'' dedi.

Başbakan Erdoğan, Fırat Üniversitesi'nin İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Biyomühendislik Bölümü, Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu ve Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu'nun yeni hizmet binalarının açılışını törenle gerçekleştirdi.

Fırat Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi Konferans Salonu'nda düzenlenen törene, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Fırat Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kutbeddin Demirbağ, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.

Başbakan Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, açılışan binaların Elazığ, Fırat Üniversitesi ve Türkiye için hayırlı olmasını dileyerek, yaklaşık 13 milyon liralık yatırımla hayata geçirilen bu tesislerin 1975 yılından beri faaliyet gösteren Fırat Üniversitesi'ni daha da ileri taşıyacağına inandığını söyledi.

Son 10 yılda 132 milyon lirayı aşan yatırımla altyapısı güçlendirilen Fırat Üniversitesi'nin öğrenci sayısının 30 bini aştığına işaret eden Erdoğan, bunun, bölge için farklı ve güzel bir gelişme olduğunu memnuniyetle takip ettiklerini ve gururlandıklarını vurguladı.

-''Bizler söz verdik''-

Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

''Üniversitemizin hem bölgesi hem de ülkemiz için çok daha büyük başarılara imza atacağına inanıyorum. Öğrencilerimize başarılı bir yıl temenni ediyorum. Gençlerimizin kendilerine sunulan imkanları en iyi şekilde değerlendirmelerini istiyorum. Gençlere daima inandık, güvendik her alanda onları desteklemenin gayreti içinde olduk. Son dönemde attığımız bir adım var. Bu ülkede kimin laf ürettiğini, kimin iş ürettiğini ortaya koyma bakımından bunu önemsiyorum.

Bizler söz verdik, dedik ki; seçme yaşı 18, ama seçilme yaşı da 18 olsun. Seçme ve seçilme yaşında bir değerlendirme yaparsanız zor olan seçmektir, iyiyle kötüyü ayırt edebilmektir. Zorda olunca, '18'e evet' diyorsun, seçilmeye gelince bırakın 18'i, 25'e bile bunlar yıllar yılı 'Hayır' dedi. Öyle siyasetçiler çıktı ki; 'Taksim Meydanı'na 4 ayaklı eşek diksem seçtiririm' dedi. Bu ülke, bunları gördü. Şimdi 'seçilmeyi de 18 yapalım' diyoruz. Çok enteresan ilgili, yetkili, bir de milletvekili, bir tarafına 18 yaşındaki genci alıyor, diğer tarafına yine 18 yaşında bir gencimizi alıyor. Tüm milletin huzurunda, ekranlar önünde iki tane gencimize adeta hakaret ediyor. 'Bunu mu filanca yere getireceksin' diyor. Bu, gencine umut olarak bakan anlayışın tezahürü değildir. Bu, seviye kaybını ispat edenin ifadesidir. Şecaat arz ederken sirkatin söylüyor, vaka bu. Biz kimin nesliyiz? Biz Osmangazilerin, Fatihlerin nesliyiz. O Fatih ki biliyorsunuz 13 yaşında babası Devleti Aliyeyi Osmaniye'yi teslim etmek istedi. Dedi ki; 'Ben 13 yaşındayım, ben bunu nasıl alırım', babası 'Hayır, alacaksın sana emrediyorum.' Şu yetişmeye, kıvraklığa bak. Babasına verdiği cevap şu; 'Ben ki Devleti Osmaniye'nin padişahıyım, o zaman emrediyorum, gelin devletinizin, imparatorluğun başına geçin.' Yaş 13. Babası bakıyor ki bununla baş edilmez ve göreve devam ediyor. Daha sonra görevi teslim ettiğinde alıyor ve bildiğiniz gibi 19-20 yaşında bir karanlık çağı kapatıyor, aydınlık çağı açıyor. Bu, bir ufuk meselesi. O Fatih'i yetiştiren zihniyet neyse, anlayış neyse biz şimdi hocalarımıza öyle bakıyoruz. 'Siz de' diyoruz, 'bu nesli böyle yetiştireceksiniz'. Bu nesil, Devleti Aliyeyi Osmaniye'yi kuranlar neyse, onu zirveye taşıyıp 17 milyon kilometrekarede Osmanlı'nın sesini duyuran o anlayış neyse, onun şu anda bakiyesi üzerindeyiz, o bakiye üzerine cumhuriyeti kuran Gazi Mustafa Kemal neyse, burada 18 yaş konusunda hala 'bizim gençlerimize çalım atmaya kalkmayın, 18'i kabul edin' diyorum.''

-''Gümbür gümbür bunu yine getiririz''-

Çok sayıda Avrupa Birliği ülkesinde 18 yaşındakilerin seçme ve seçilme hakkına sahip olduğuna dikkati çeken Erdoğan, gençlerin bu konuda iradelerini ortaya koymaları halinde Türkiye'de birçok şeyin değişeceğini söyledi.

Başbakan Erdoğan, ''Biz muhalefetin muhalefetine rağmen kanun teklifini Meclis'e gönderdik. 18 yaş seçilme yaşı olsun diye bunu gönderdik. Komisyonlarda, Genel Kurulda görüşüldükten sonra inşallah, temenni ederim ki bu kanunun kabulünde yanlış yapmazlar, yaparlarsa meydan ortada, çıkar gümbür gümbür bunu yine getiririz'' dedi.

-''İdeolojinin deli gömleğinden sıyrılmak lazım'-

Başbakan Erdoğan, üniversite harçlarını kısa süre önce kaldırdıklarını ve 3,5 milyon öğrencinin bundan yararlandığını anımsatarak, ''Aklıselim sahibi olanların hepsi bunları takdir ediyor, 'Bunu bu iktidar yaptı' diyor. Hala takdir etmeyen olabilir, çünkü ideolojinin deli gömleğini giymiş olanların bundan kurtulması mümkün değil. Çok kötü, talihsizlik bu. O gömlekten sıyrılmak lazım'' diye konuştu.

Er ve erbaşların oy kullanmasıyla ilgili de Erdoğan, şunları söyledi:

''Askere giden bu genç, askere gitmeden 15 gün önce seçim olsaydı oyunu kullanacaktı. Yani 18 yaşını tamamladığında oyunu kullanacaktı. Ama askere gittiği için oyunu kullanamıyor. Ne diyorlar? 'Kışla politize olur.' Subay, astsubay, uzman er ve erbaş kullanıyor da bunlar politize olmuyor da niye er ve erbaş politize olsun. Eğer genç, kışlada da olsa ruh dünyasında tezahürü olan siyasi bakışını demokratik hakkıyla sandığa yansıtacak olursa bu ülke çok daha güçlü olacaktır.''

Başbakan Erdoğan, ayrıca Türkiye'de ileri demokrasiden, düşünce özgürlüğünden, siyasetin özgürce yapılmasından bahsediliyorsa politize olma ile demokratik hakkı kullanmanın farklı şeyler olduğunu kaydetti.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Bizim 2023 yılı için büyük hedeflerimiz var. Bu hedeflere ulaşmamızda üniversiteler kritik öneme sahip. Öğrencilerimizi daha iyi yetiştirerek, daha çok bilimsel çalışma yaparak Türkiye'yi her alanda dünyanın önde gelen ülkelerinden biri arasında görmek istiyoruz. Onun için ilk 10 diyoruz'' dedi. Başbakan Erdoğan, Fırat Üniversitesi'nde yeni binaların açılış töreninde yaptığı konuşmada, üniversitelerin önemine değindi.

Türkiye'nin 2023 yılı için büyük hedefleri bulunduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:

''Bu hedeflere ulaşmamızda üniversiteler kritik öneme sahip. Öğrencilerimizi daha iyi yetiştirerek, daha çok bilimsel çalışma yaparak Türkiye'yi her alanda dünyanın önde gelen ülkelerinden biri arasında görmek istiyoruz. Onun için 'ilk 10' diyoruz. Bilim kurullarına, bilimsel çalışmalara gerekli her türlü desteği veriyoruz. 2023 hedefimiz Ar-Ge çalışmalarında bütçenin yüzde 3'ünü oraya ayırmaktır. Bunu yakalayacağız. Bunu başarmamız şart. Akademik çalışmalarda ülkemizi ileri düzeye ulaştırmadan diğer alanlarda arzu ettiğimiz başarılı çalışmaları yakalayamayacağımızı biliyoruz. Bunun için eğitimin her kademesindeki sorunların çözümüne önem veriyoruz.''

Üniversiteye girişte birçok tıkanıklıklar bulunduğunu dile getiren Erdoğan, bunları çözmek için çok çalıştıklarını ve büyük ölçüde başardıklarını söyledi. Erdoğan, 2002 yılında 53'ü devlet, 23'ü vakıf olmak üzere 76 üniversite bulunduğunu anımsatarak, ''Biz şimdi öyle bir adım attık ki 103'ü devlet 65'i vakıf olmak üzere sayı 168'e çıktı. Bunu niye yaptık? Gençlerimiz sokakta kalmasın. Yani 10 öğrenciden biri üniversiteye giriyordu. Bunu artık aştık'' dedi.

Erdoğan, 2002 yılında toplam 76 bin 90 olan akademik personel sayısını 2012 itibarıyla 111 bin 495'e çıkardıklarını belirterek, bunun da yeterli olmadığını, süratle akademik personel sayısını daha da artırma gayreti içinde olduklarını vurguladı.

-''Yurt inşaatlarını hızlandırıyoruz''-

Üniversite öğrencilerinin barınma sorunlarını gidermek için yurt inşaatlarını hızlandırdıklarına işaret eden Erdoğan, 81 ilin tamamında yurt yatırımı yapıldığını, son on yılda 117 bin 927 yatak kapasiteli 276 yurt veya BİYO'yu hizmete aldıklarını söyledi.

Başbakan Erdoğan, 81 il ve 138 ilçedeki 338 yurtta, 296 bin 514 yatak kapasitesiyle öğrencilere hizmet verdiklerine işaret ederek, Kredi Yurtlar Kurumu'nun yatırım programında 109 bin 760 yatak kapasiteli yurt projelerinin hazır olduğunu ve bunlardan 81 yurdun yıl sonuna kadar hizmete açacaklarını belirtti. Erdoğan, kasım ayında 40 bin yatak kapasiteli 52 yurdun toplu açılışla hizmete gireceğini bildirdi.

-Öğrencilere yapılan sosyal katkılar-

Başbakan Erdoğan, lisans öğrencilerine verilen bursları önemli oranda artırdıklarını belirterek, ''Biz geldiğimizde ne veriliyordu? Hatırlayın, 45 liracık. Biz 180'e çıkardık ve daha sonra dedik ki, 'bunu biraz daha artıralım.' Olsun 260. 260'a çıkardık. Ama dedik, 'bu da olmuyor, beslenme yardımında da destek verelim.' Ne yaptık? 180 lira da beslenme yardımı verdik. Ne oldu? 440 lira'' dedi.

Lisansüstü öğrencilerine 520, doktora öğrencilerine ise 760 lira burs verdiklerinin altını çizen Erdoğan, bu tür destekleri sağlamanın kendilerinden önceki yönetimlerin aklının ucundan bile geçmediğini vurguladı. Erdoğan, ''Fakat biz bunları 'bu bizim asli görevimizdir' dedik. Milletimizden aldığımızı milletimize vereceğiz'' diye konuştu.

Yeni kredi, burs ve beslenme yardımı çalışmalarını sürdürdüklerini dile getiren Erdoğan, ''Güçlendikçe sizleri daha da güçlü kılacağız. Çünkü biz öğrencilerimizin de gözünün farklı yerde olmasını istemiyoruz'' ifadesini kullandı.

Erdoğan, göreve geldiklerinde öğrenim kredisi verilen öğrenci sayısının 451 bin 552 olduğunu, şu anda ise 1 milyon 173 bin öğrenciye öğrenim kredisi verdiklerini belirterek, müracaat eden her öğrenciye burs veya kredi sağlanması konusunda ilke kararları bulunduğunu söyledi.

Başbakan Erdoğan, hiçbir öğrencinin kapıdan dönmesini istemediklerine değinerek, ''Çünkü bu devlet hizmetkar bir devlettir. Efendi bir devlet değil. Devleti öne çıkaran değil, insanı öne çıkaran bir devlet anlayışı, bizim yönetim anlayışımız bu. Şimdi insan öncelikli bir hizmet. Bu süregidiyor. İnşallah ülkemizin genelinde tüm öğrencilerimiz başarılarıyla attığımız bu adımların semeresini ortaya koyacaktır'' diye konuştu.

-Yurt dışına gönderilen öğrenciler-

Yurt dışına senede bin öğrenci göndermek istediklerine, ancak bu sayıya henüz ulaşamadıklarına dikkati çeken Erdoğan, ''Biz kendimizi bin öğrenci göndermek için zorluyoruz ama maalesef TOEFL'da başarısız olunduğu için bin öğrenciyi gönderemiyoruz. Bundan da üzgünüm. 'Keşke' diyorum 'bin değil, iki bin, üç bin göndersek.' Bu sayı artsa da bu yurt dışına gidip oradan gelen öğrencilerimiz ama master, ama doktora... Çünkü onlar geldiğinde onlardan biz devlet olarak hizmet alacağız'' dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bununla ilgili MEB'in ve YÖK'ün çalışmaları bulunduğunu belirterek, Türkiye'den bu noktada çok daha geri olan bazı ülkelerin yurt dışına 20 bin öğrenci gönderdiklerini, Türkiye'nin gönderdiği öğrenci sayısının ise daha 6 bini bulmadığını kaydetti. Erdoğan, bu sayının artırılması için öğrencilerden destek beklediğini dile getirerek, ''Üniversiteyi bitirmek sizden, yurt dışına göndermek bizden'' dedi.

-Milli Eğitim Bakanı Dinçer-

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer de açılan tesislerin hayırlı olmasını diledi.

Dinçer, 1980'li yıllardan sonra başlayan süreçte çok belirgin bir şekilde dünyadaki rekabetin eğitim ve insan üzerine kurulduğunu belirterek, rekabette ülkelerin uzmanlarının sayısının öne çıktığını söyledi.

Pek çok ülkenin eğitim stratejilerini gözden geçirerek, yeniden düzenlediklerini ifade eden Dinçer, toplumların gelişmesi ve sosyal sorunlarının çözümünde eğitimin kritik bir nokta olduğunu vurguladı.

Bakan Dinçer, 2010 yılından sonra birçok ülkede üniversite eğitimine dair stratejlerin gözden geçirildiğini, Japonya ve Güney Kore'nin üniversitelerde okullaşma oranını artırmak için çalışmalar yürüttüğünü, hükümetin de Türkiye'de üniversite eğitimini yaygınlaştırmak için yeni stratejiler belirlediğini söyledi.

Üniversitelerde okullaşma oranının yüzde 35'e çıktığını ifade eden Dinçer, 4 4 4 düzenlemesiyle bu oranı artırmaya çalıştıklarını, eğitimin altyapısına ve yeni sisteme uyarlanmasına önem verdiklerini belirtti.

Dinçer, sadece geçen sene Elazığ'a 390 yeni derslik yaptıklarına, 14 tesisi tamamladıklarına, 11 tesisin yatırımlarının devam ettiğine  dikkati çekerek, toplam bedeli 48 milyon lira olan bu yatırımlarla Elazığ'ın yeni sisteme sorunsuz olarak geçtiğini kaydetti.