Türkiye Ermenileri Patrikliği, ''İnsanları ve sahip oldukları değerlerini alay konusu yaparak bölge ve dünya barışını tehlikeye atmaya matuf hareketleri kınıyor ve bu tarz hareketlerde bulunanları kutsal değerleri hatırlayıp, bu doğrultuda davranmaya davet ediyoruz'' açıklamasını yaptı.
Yazılı açıklamada, İslamiyet'i ve İslam Peygamberi Hz. Muhammed'i hedef alan, aşağılayıcı ve hakaret dolu bir filmin, duyarlı çevrelerde haklı olarak infial uyandırdığı belirtildi.

Bu tarz filmlerin ve geçmişte olduğu gibi utanç verici karikatürler veya benzeri yayınların, ancak kendilerine güveni olmayan ve bencil insanların dimağında şekillenebileceğine vurgu yapılan açıklamada, böyle insanların hem kendilerinden farklı olana karşı saldırgan bir tutum sergiledikleri hem de dünyanın farklı yerlerinde barış ve huzurun bozulmasına neden oldukları aktarıldı.

Açıklamada, insana verilen en büyük armağanlardan birinin de düşünme gücü olduğu, insandan bilgelik yolunda adım atmasının beklendiği kaydedilerek, bilgelikle hareket edebilmek için de her şeyden önce kişisel tutkulardan sıyrılmak gerektiği vurgulandı.
Kendi dışında kalan, kendinden farklı inanan ve düşünenlere saygı göstermenin, onlara ve fikirlerine değer vermenin, toplumsal barış ve huzurun vazgeçilmez bir gereği olduğuna işaret edilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
''Batı dünyasındaki İslam karşıtı akımlar, bunları gerçekleştiren bireylerin ve onların destekçilerinin sorumsuzluklarının bir ürünüdür. Zira, birkaç kendini bilmezin ürettiği zehre karşı sevgi panzehirini üretebilen insanların da varlığı azımsanmayacak kadar çoktur. İnançlara ve kutsal değerlere hakaret etmeyi, onları küçük görmeyi, aşağılamayı, karikatürle ve filmlerle veya bu gibi hareketleri desteklemek suretiyle alay konusu yapmayı özgürlük gibi bir kutsal değerle bağdaştırmak doğru değildir.

Ülkemiz insanı, dış mihraklar aracılığıyla serpilen nifak tohumlarını fark edecek kadar sağduyuludur. Düşünce ve ifade özgürlüğü şemsiyesi altında kaynağı belli olmayan kışkırtmalarla gündem yaratmak, adaletsiz ve mesnetsiz ifadelerle yanlışı doğru gibi göstermeye çalışmak, en hafif tabirle akıl tutulması olarak nitelenebilir.
Tüm insanlar aynı coğrafyayı paylaşıyorlar. Tarih, bu birlikteliğin tanığıdır. Necranlı Hristiyanlara Mescid-i Nebevi'yi ibadet etmeleri için birkaç saatliğine tahsis eden İslam Peygamberi Hz. Muhammed, Müslümanların Kudüs'teki kiliseleri camiye çevirmelerinden endişe duyduğu için kilisede namaz kılmayan Hz. Ömer, İslam'a ve Peygamberine dil uzatanlara önemli dersler vermekteler. Diyanet İşleri Başkanı Sayın Prof. Dr. Mehmet Görmez'in, 'Başka insanların yüce değerlerine hakaret etmek insanı yüceltmez, bilakis küçük düşürür' veciz sözleri de kendini bilmez topluluklara rehber niteliğindedir.''

Açıklamada, farklı dini inanç, felsefi görüş ve düşünceye sahip olması nedeniyle kimsenin horlanmadığı, dışlanmadığı, saldırıya uğramadığı bir toplum yapısının günümüzde arzu edilen bir yapı olduğu vurgulanarak, şöyle denildi:

''Hepimiz aynı gemide yolculuk ediyoruz. Yeryüzü hepimize yetecek kadar geniştir. Yeter ki biz kinimizle, öfkemizle, kibrimizle onu daraltmayalım. Yaratıcının peygamberler aracılığıyla bize gönderdiği hak, barış ve ahlak ilkelerine riayet ettiğimizde yeryüzünü cennete çevirebiliriz.
Bu bağlamda, insanları ve sahip oldukları değerlerini alay konusu yaparak bölge ve dünya barışını tehlikeye atmaya matuf hareketleri kınıyor ve bu tarz hareketlerde bulunanları kutsal değerleri hatırlayıp, bu doğrultuda davranmaya davet ediyoruz.''