Başbakan Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan:''Elbette evliliğin temel şartı gönül ve ruh birlikteliği, kader ortaklığıdır, ancak hayatımızın her alanında olduğu gibi evlilik sürecinde de bilmek, öğrenmek, anlamak, anlamaya çalışmak sorunların daha kolay aşılmasını, engellerin çok daha kolay geride bırakılmasını sağlayacaktır''.

''Kötü giden, boşanmayla ya da şiddetle sonuçlanan birçok evlilikte eşlerden birinin ya da her ikisinin bilgi ve tecrübe
yoksunluğunun önemli rol oynadığını görüyoruz''

''Evlilik öncesi eğitim programı, sadece sıcak yuvaların, sağlıklı evliliklerin teşkilini sağlamakla kalmayacak, yeni nesiller için de aydınlık, umut dolu bir geleceğin ilk tuğlası olacaktır''

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, evliliğin temel şartının gönül ve ruh birlikteliği, kader ortaklığı olduğunu, ancak hayatın her alanında olduğu gibi evlilik sürecinde de bilmenin, öğrenmenin, anlamanın ve anlamaya çalışmanın sorunların daha kolay aşılmasını, engellerin daha kolay geride bırakılmasını sağlayacağını belirterek, ''Kötü giden, boşanmayla ya da şiddetle sonuçlanan birçok evlilikte eşlerden birinin ya da her ikisinin bilgi ve tecrübe yoksunluğunun önemli rol oynadığını görüyoruz'' dedi.

Emine Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen, ''Evlilik Öncesi Eğitim'' programının tanıtımında yaptığı konuşmada, evliliğin, mekanik, teknik, mühendislik üzerine, plan ve program üzerine inşa edilecek bir müessese olmadığına dikkati çekerek, en başta gönüllerin, kalplerin muhabbetle kaynaştığı, sevginin ortaklaştığı, yüreklerin kader birliği içinde birlikte attığı bir karşılıklı anlaşma olduğunu ifade etti.

Çeşitli inançlar, kültürler ve geleneklerin evlilik akdinin gerçekleşmesi için çok sayıda şart koştuklarını, özellikle modern zamanlarda eşlerin maddi durumlarının, eğitimlerinin ve kariyerlerinin yanı sıra törenlerin, takıların, ev eşyalarının da evliliğin ön şartları olarak belirgin hale geldiğini anlatan Erdoğan, ''Bugünlerde evlilik hazırlığı yapan birçok genç kardeşimiz, maddi varlıkları, kariyeri, fiziki özellikleri, evliliğin önemli bir ön şartı olarak görmektedir. Bu genç kardeşlerimiz, evlilik süreci içinde asıl önemli olanın ruh ve gönül birlikteliği olduğunu maalesef çok geç fark ediyor. Oysa evlilik, tüm maddi değerlerin, tüm fiziki şartların üzerinde hayatların birleştiği kutsal bir ortaklık, hayatın sonuna kadar devam edecek manevi bir yol arkadaşlığıdır'' diye konuştu.

Erdoğan, evliliğin bazen tahammül ve hoşgörü gerektirebileceğini, ancak aşk, sevgi ve sevda üzerine bina edilmiş bir evliliğin her engeli ve sorunu aşmaya, her meseleyi muhabbetle çözmeye muktedir olduğunu vurgulayarak, Mevlana'nın, ''Aşk olmasaydı varlık olmazdı. Sevgi acıyı tatlılaştırır. Sevgi bakırı altın eder. Bulanıklar sevgi ile durulur, dertler sevginin feyziyle şifa bulur'' sözünü hatırlattı.

Emine Erdoğan, ''Elbette evliliğin temel şartı gönül ve ruh birlikteliği, kader ortaklığıdır, ancak hayatımızın her alanında olduğu gibi evlilik sürecinde de bilmek, öğrenmek, anlamak, anlamaya çalışmak sorunların daha kolay aşılmasını, engellerin çok daha kolay geride bırakılmasını sağlayacaktır. Kötü giden, boşanmayla ya da şiddetle sonuçlanan birçok evlilikte eşlerden birinin ya da her ikisinin bilgi ve tecrübe yoksunluğunun önemli rol oynadığını görüyoruz'' şeklinde konuştu.

Evliliğin insanın yaratılmasıyla ortaya çıkmış bir müessese olmasına karşın evlenen çiftlerin mahcubiyet, korku, çaresizlik gibi nedenlerle başkalarının tecrübelerinden yararlanmak yerine çözümsüzlüğü tercih ettiklerini söyleyen Erdoğan, evlilik öncesi eğitimin bu tecrübe paylaşımını sağlayacağını ve insanlıkla yaşıt tecrübe birikiminin aktarılmasıyla olumsuz sonuçların ortaya çıkmasını en baştan engelleyeceğini dile getirdi.

Erdoğan, ''Evlilik öncesi eğitim programı, sadece sıcak yuvaların, sağlıklı evliliklerin teşkilini sağlamakla kalmayacak, yeni nesiller için de aydınlık, umut dolu bir geleceğin ilk tuğlası olacaktır'' dedi.