Atılan bir tweet, hatta yapılan bir retweet bile baş ağrıtabilir. FBI Direktörü James Comey, FBI'ın konuya ilişkin sınırlarını açıklarken, "retweet'ler onayladığım anlamına gelmez" gibi ön kabullerin 'terör' mevzubahis olduğunda pek de geçerli görülmediği ortaya çıktı.
Korkunç katliamlarıyla dünyayı dehşete düşüren IŞİD, örgüte adam katmak ya da sorunlu insanları radikalleştirerek bulundukları yerlerde eylem yapmaya itmek için sosyal medyayı maharetle kullanırken, ABD iç istihbarat birimi FBI da potansiyel teröristlerin kökünü kazımak için benzer yöntemleri takip ediyor.
FBI ajanları, birçok terör davasında şüphelilerin tweet’lerini (Twitter’dan şahsi paylaşım) hatta retweet’lerini (başkasını paylaşımını aktarmak) dayanak aldı. Güvenlik birimleri, Twitter’ı daha fazla izlemeye alırken, şirket, 2014 yılı içerisinde çeşitli kademelerde devlet kurumlarından 2 bin 879 bilgi paylaşım talebi aldı. Bu rakam, bir önceki yıl kaydedilen bin 735 rakamından yaklaşık yüzde 66 daha fazla.
HER TWEET TAKİBATA GİRMİYOR AMA

Geçen ay gazetecilerle bir toplantıda bir araya gelen FBI Direktörü James Comey, IŞİD’e ilişkin atılan ya da paylaşılan her tweet’in ABD’lilerin başına iş açmayacağını ifade etti. Huffington Post’un sorularını yanıtlayan Comey, Amerikalıların sıradan bir konuşma sonucu FBI tarafından takibata uğramayacağını söyledi ve gerekçesini şöyle açıkladı: “Çünkü federal yetkililer, bir şüphelinin kasten yasadışı bir tutum aldığına dair makûl şüphenin ötesine geçmek zorunda olduklarını biliyorlar.” 
FBI’ın söz konusu şüphelilere nasıl baktığını açıklarken Comey, “Yanlış olduğunu bilerek bir terör örgütüne ya da bir suça malzeme sağlayanlar” üzerinden gitti. “Bir fikri ya da ilgisi olduğu için bir kişinin soruşturulmasına karşı koruma olduğunu” söyleyen Comey, takibata başlanması için “kanunla yasaklanmış hedefleri daha ileriye taşımak için suç kastını belli etmek” gerekliliğine dikkat çekti. 
“Var olan bir materyali tekrar paylaşmanın sınırı geçip geçmeyeceğine” ilişkin bir soru üzerine ise Comey, cevabın özgün durumlara bağlı olduğunu söyledi: “Bir akademisyenin araştırma kapsamında bir şeyi biriyle paylaşması ile bunu başkalarını bir terör örgütüne sokmak ya da bir şiddet eylemine dâhil etmek için yapan birinin zihinsel niyeti çok farklı. Yani kavramsal olarak bunu cevaplamak çok zor.”