Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) ile Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Kurban Bayramı'ndaki yurt dışı organizasyonlarında görev yapacaklar törenle uğurlandı.

TDV'de düzenlenen törende konuşan Görmez, kurban ve bayramın, Müslüman olma ve Müslüman kalma bilincini taze ve diri tutan ibadetler arasında yer aldığını söyledi.

Türkiye Diyanet Vakfı ve Diyanet İşleri Başkanlığı olarak kurbanla ilgili milletin sevincini evrenselleştirecek bir hizmet yürüttüklerini belirten Görmez, ''Milletin vekaletle verdiği kurbanları, dünyanın fakir, yoksul ve mazlum insanlarına taşıyarak, zaten evrensel olan bayramı bu yolla daha da evrenselleştiriyoruz'' diye konuştu.

Görmez, hem yurt içi hem de yurt dışından milletin vekaletle verdiği emanetleri, bu yolla yaklaşık 40 ülkeye ulaştırdıklarını bildirdi.

-Suriye ve Arakan öncelikli-

Bir lokma ete yıl boyunca muhtaç nice fakir, yetim ve mazlum milletin hayır elini bayram vesilesiyle ulaştırmanın mutluluğunu yaşadıklarını dile getiren Görmez, şöyle devam etti:

''Yurt içinde kurbanlar 81 ilimizde kesiliyor. Bu sene ayrıca zor durumdaki komşumuz, dost ve kardeş Suriye'den ülkemize sığınıp, Hatay, Kilis ve Gaziantep ile muhtelif yerlerdeki çadırlarda kalan kardeşlerimize de milletin vekaletle verdiği kurbanları ulaştıracağız. Böylece, bayram sevincini nispeten onlarla paylaşarak, üzüntülerini azaltmak için bir çaba içinde olacağız. Avrasya coğrafyası, Rusya içerisindeki akraba toplulukları, Kafkasya, Türk cumhuriyetleri, ve Balkanlar'da Diyanet Vakfı bu hizmeti veriyor. Ancak son yıllarda sadece bu coğrafyalarda değil, bilhassa Afrika başta olmak üzere dünyanın daha uzak bölgelerine de milletin emanetlerini götürmeye başladık. Geçen sene ağırlıklı olarak Somali ve Afrika'nın çeşitli merkezlerinde kurbanlar kesildi. Bu sene bilhassa Bangladeş'e sığınan Arakanlı kardeşlerimize öncelik tanıyacağız.''

-Vatandaşlara Kurban Bayramı uyarısı-

Diyanet İşleri Başkanlığı olarak her sene kurbanla ilgili iki ayrı uyarıda bulunduklarını hatırlatan Görmez, şunları kaydetti:

''Birincisi, kurban bir ibadettir. Bizim Rabbimizle yakınlığımızı sağlayan bir ibadettir. Bu ibadeti o kadar güzel ifa edelim, o kadar güzel yerine getirelim ki Allah'a olan yakınlığımıza gölge düşürmesin. Bizi Allah'a yakın kılmak için emredilen ibadeti yerine getirirken asla bizi O'ndan uzaklaştıracak herhangi bir davranışa tevessül etmemeliyiz. İmanın yarısı olan temizliği, insan ve çevre sağlığıyla dinimizin bize emrettiği hayvana karşı merhamet ve şefkati, bütün bu prensip ve ilkeleri asla gözardı etmemeliyiz. İkincisiyse; kurban hem hac ibadetinin hem de Kurban Bayramı'nın bir parçasıdır. Sevgili Peygamberimiz hayatı boyunca kurban kesmiştir. Maddi durumu yerinde olan, zekat verecek konumda bulunan her Müslüman'ın da bunu yapmasını bizzat emretmiştir. Dolayısıyla Şeair-i İslamiye demek, Müslüman olma ve Müslüman kalma bilincimizi taze ve diri tutan ibadet demektir. Bu ibadeti bazı olumsuzlukları görerek, tartışma konusu yapmamalıyız. Bu ibadeti hem en güzel şekilde ifa etmeliyiz hem de bizi Allah'tan uzaklaştıracak her türlü davranıştan uzak durmalıyız. Asla bayramlarımızı, ibadetlerimizi, kurbanlarınızı tartışma konusu yapmamalıyız.''