Hasan Cemal , komisyonda yaptığı konuşmada, 28 Şubat'ın savunulacak bir yanının olmadığını söyleyerek, o süreçte demokrasi ve hukukun ayaklar altına alındığını, askerin siyasete acımasızca müdahale ettiğini söyledi. Cemal, medyanın da demokrasi adına kötü bir sınav verdiğini vurguladı.

28 Şubat'ta açık darbe isteyenler ile muhtıra isteyenler olduğunu belirten Hasan Cemal, açık darbe isteyenlerin başarısız olduğunu kaydederek, "28 Şubat sürecinde açık darbe isteyenler başarısız olunca, AK Parti'den sonra, 'Sarıkız', 'Ayışığı', 'Balyoz', 'Ergenekon' gibi yeni darbe tertipleri oluşmaya başladı" dedi.

Askerde ve sivilde zihinsel bir dönüşümün yaşanması gerektiğini dile getiren Cemal, "Askeri ve sivil okullarda ders kitapları demokrasi kültürüne uygun şekilde yeniden yazılmalı" diye konuştu. 28 Şubat öncesinde Refah Yol hükümetinin kurulmamasından yana yazılar yazdığını söyleyen Cemal, "Refah Yol kurulursa asker siyasete fena halde girer, dedim. Kısa süre sonra Erbakan hoca başbakan oldu. Demokrasi oyunun bir parçasıdır, darbeler çare değil, dedim. Refah Partisi'nin kapatılmasına karşı çıktım. Dönemin başbakanı Necmettin Erbakan'ın yanlışları ve olmadık çıkışları, askerin medya ile oyununu hızlandırdı" dedi.

"ASKER VE MEDYANIN TAVRINI ELEŞTİRMEDİM, BAZI KONULARDA SESSİZ KALDIM"

O dönemde askerin ve medyanın tavrını eleştirmediğini, ne güzel de demediğine işaret eden Hasan Cemal, şunları dile getirdi: "Açık darbenin önlenmesi, parlamentonun açık kalması, demokrasinin geleceği için önem taşıyor, diye düşündüm. Refah Yol'un düşürülerek yeni bir yolun açılmasının açık darbeyi önleyeceği düşüncesindeydim. Psikolojik savaş yöntemlerine de yeterince karşı çıkmadım. Andıç ve Osman Özbek adlı generalin açık küfründeki sessizliğim beni hala rahatsız ediyor."

"SÜLEYMAN DEMİREL'İN OYUN İÇİNDE OYUNU VARDI"

Açık darbenin önlenmesinde, dönemin cumhurbaşkanı Süleyman Demirel 'in rolünün göz ardı edilmemesi gerektiğini dile getiren Cemal, "Askerin nizamiyeden dönmesinde Demirel'in etkisi oldu. Ancak Demirel'in oyun içinde oyunu da vardı. Yarı başkanlık sistemi ile medya ve askerle işbirliği içinde, bir süre daha Türkiye'nin başında kalmak istiyordu" dedi.

"GENELKURMAY BAŞKANI'NI İKNA ETMİŞ"

Rıdvan Akar da komisyona yaptığı sunumda, darbeler karşısında basının önemli sorumluluğu olduğunu belirterek basının genellikle darbecileri destekleyen daha sonra ondan beslenen bir tutum içine girdiğini söyledi.

Akar, 28 Şubat sürecine ilişkin hazırladığı belgeselde yayımlanmayan bir belge ya da bilgi olup olmadığı yönündeki soru üzerine, dönemin önemli bir isminin kamera kaydı dışında verdiği bir bilgiyi paylaşabileceğini söyledi. Akar, "İsmini veremeyeceğim bu kişi, 28 Şubat'ta, tankların kışladan çıktığı bilgisinin kendisine ulaştığını, bunun üzerine telefonla dönemin Genelkurmay Başkanı'nı aradığını anlattı. Uzun bir konuşmadan sonra Genelkurmay Başkanı'nı ikna etmiş ve tanklar geri dönmüş" diye konuştu.

Bunu üzerine Komisyon Başkanı Nimet Baş, "Bunu Sayın Demirel'e sorabilir miyiz?" diye sordu. Akar'ın, "Evet sorabilirsiniz" cevabını vermesi üzerine Baş, "Tamam, cevabımı aldım" dedi.

CHP'Lİ ÖZTÜRK İLE HASAN CEMAL ARASINDA DARBE POLEMİĞİ

Hasan Cemal, 1960'lı yıllarda darbe konusunda tutumuna ilişkin öz eleştiri yaptığını ve bu öz eleştiriyi bir kitap yazarak kamuoyu ile de paylaştığını anımsattı.

CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk de ''Madem darbe tertipçiliği yaptığınız o zaman neden yargılanmıyorsunuz?'' diye sordu. Bunun kişisel bir eleştiri olduğunu belirten Cemal ise ''Siz beni 1969-70-71 dönemi ile ilgili eleştiriyorsunuz. Ben Halk Partisi'ndeki darbeci damarı burada konuşmaya başlasam, sizi çok üzebilirim'' dedi. Bunun üzerine tepki gösteren Öztürk, Cemal'in, kendisini, partisinin üzerinden eleştirmesini doğru bulmadığını vurgulayarak, ''Ama benimle siyasi polemiğe girerseniz, her zaman cevap veririm'' diye konuştu.

Öztürk ile Cemal arasındaki tartışmanın devam etmesi üzerine Komisyon Başkanı Baş, toplantıya ara verdi.