Başbakan Erdoğan, Meksika ve Brezilya ziyaretlerinin ardından yurda döndü. Esenboğa Havalimanı’nda açıklamalarda bulunan Başbakan Erdoğan, yararlı ve verimli ikili görüşmelerde bulunduklarını belirtti. Başbakan Erdoğan, “G-8 yerine G-20 yapılmasının önemi ortaya çıktı” dedi. Meksika’daki G-20 zirvesinde Rusya Devlet Başkanı Putin, Çin Devlet Başkanı Hu Jintao, ABD Başkanı Barak Obama ile Almanya Şansölyesi Angela Merkel’le görüşmeler gerçekleştirdiklerini hatırlatan Erdoğan, “Görüşmelerimizin odağında daha çok Suriye ve Ortadoğu’daki gelişmeler yer aldı. Bunları değerlendirme fırsatı bulduk” diye konuştu.

Daha sonra Brezilya’ya geçtiklerine işaret eden Erdoğan, “RİO+20 Konferansı, sürdürülebilir kalkınma alanındaki gelişmelerin, elde edilen sonuçların ve henüz karşılanmayan taahhütlerin ele alınması, önümüzdeki yıllar için yeni hedefler belirlenmesi bakımından önemli bir adım oluşturdu. Aslında bu toplantı, adeta bir Birleşmiş Milletler toplantısıydı. Birleşmiş Milletler’in tüm üyelerinin devlet başkanları, hükümet başkanları veya en azından bakanlar olarak temsilcilerinin katıldığı gerçekten çok çok yüksek katılımlı bir toplantıydı. Dünya liderleri olarak onayladığımız sonuç belgesini ciddi bir gelişme olarak görüyorum. Özelikle sürdürülebilir kalkınma hedefleri belirlenmesi konusunda anlaşmamız Rio+20 Konferansı’nın en önemli getirisi olmuştur” ifadelerini kullandı.
Türkiye olarak RİO+20 Konferansı’na aktif bir katılım sağladıklarını söyleyen Başbakan Erdoğan, bakanlıkların heyetleriyle orada yer aldıklarını ve çalışmalara iştirak ettiklerini kaydetti. Başbakan Erdoğan, 21. yüzyıla yönelik adil ve paylaşımcı bir vizyonun uluslararası toplum tarafından benimsenmesi yolunda önemli bir adım atıldığına inandığını anlattı.

Başbakan Erdoğan, gerek Meksika’da gerekse Brezilya’da yapılan görüşmelerin Türkiye’nin bu ülkeler nezdindeki önemini görme bakımından anlam taşıdığına dikkat çekerek, “Toplumsal uzlaşma ve toplumsal barış noktasında gerçekten Türkiye’den beklentiler çok fazla. Bu noktada bizler de üzerimize düşeni her an yapmaya kararlılıkla devam edeceğiz” diye konuştu.

“ŞEHİTLERİMİZE ALLAH’TAN RAHMET DİLİYORUM”

Başbakan Erdoğan, yurt dışında iken 8 şehit haberini aldıklarını ifade ederek, “Şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Ailelerine baş sağlığı diliyorum. Milletimizin başı sağ olsun. Oradan gerçi bir mesajımız oldu. Bu arada yine 2 polisimizin ve 1 sivil vatandaşımızın yaralandığı Diyarbakır olayında da yaralılarımıza Allah’tan acil şifalar diliyorum” dedi. “Teröre yönelik mücadelemiz, bugüne kadar olan ne ise aynı kararlılıkla devam edecek” diyen Erdoğan, şunları kaydetti:

“Bu işin tek çözüm noktası var; terör örgütünün silah bırakmasıdır. Terör örgütü silah bırakmadığı sürece bizim güvenlik güçlerimizin operasyonları durdurması diye bir şey asla söz konusu olamaz. Siyasi uzantılarının ifade ettiği silahın bırakılması, operasyonların durdurulması, eğer dürüstse ve bunlar kendi iradelerini onların iradelerinin üzerinde kullanabiliyorlarsa, eğer böyle bir imkân, böyle bir güçleri varsa o zaman silahların bırakılması ve bırakıldığı anda da zaten güvenlik güçlerimizin operasyon diye bir derdi olmaz.

Güvenlik gücü operasyonu gerekli gördüğü yerde yapar, olmadığı zaman zaten güvenlik gücü niçin operasyon yapsın, dertsiz başını niye derde soksun? Adı üzerinde güvenlik gücü, güvenliği sağlamak için var; toplumun huzurunu, barışını yani ülkemizin her karesinde yaşayan tüm insanımıza güvenlik temini, refah için, huzur için var. Bu tevdi bir olay değildir. Sadece böyle bir huzurun sağlanmasına yönelik bir görevdir. Yine açık söylüyorum; silahlar bırakıldığı anda operasyonlar da bitecektir, biter.”

KANDİL’E GİRMEK İÇİN 3 ŞART

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel’in Kandil’e girmek için 3 şart öne sürdüğünün hatırlatılması üzerine, “Şimdi bu detayları görüşeceğimiz bir toplantıya gidiyorum. Bu toplantıda görüşmelerimizi yapalım, o detayları görüşelim ve ondan sonra size çok daha sağlıklı, sıhhatli açıklamaları yaparız. Kandil’i de konuşuruz, Türkiye’deki Kandil’i de konuşuruz.

Bu konuşmaların sonunda da neler olabileceğini konuşuruz ama şu bir gerçek, şehitlerimiz oldu ancak şehidimizin arkasından başta Genelkurmay Başkanımız olmak üzere kuvvet komutanlarımız hemen bölgede yerlerini aldılar ve teröristlere karşı orada yapılan operasyonlarla da görüldüğü gibi 31 bir tane, operasyonla inlerinde yakaladılar ve gereğini yaptılar. Bunlar yapanın yanında kâr kalmayacak, bedelini muhakkak ödeyecekler. Bunlar ya silahı bırakacaklar, ya silahı bırakacaklar başka icabı yok. Kendilerine başka yer bulmuşlarsa dünyada gidebilirler. Şu anda Kandil’dekiler başka bir dünyadalar başka ülkedeler. Farklı yerlere de gidebilirler, bu konuda zaten Kuzey Irak da bu tablodan rahatsız ve Barzani’nin yaptığı var. O da bu işten rahatsız olduğu için bu açıklamaları yapıyor. Şunu net söyleyeyim, biz böyle bir şeye karar verdiğimiz anda çok izin alma gibi bir durumumuz söz konusu değil. Çünkü bu ülke, NATO’nun üyesi bir ülkesidir. Ülkemize herhangi bir saldırı olduğu anda da gereken cevabı anında verir” dedi.

SALDIRININ ZAMANLAMASI

Başbakan Erdoğan, bir gazetecinin “Saldırının zamanlamasıyla ilgili değerlemeniz nedir” sorusu üzerine, “Bunlar merak-ı mucip konular olarak görülüyor. Biz artık bu tür şeyler herhalde alıştık veya alıştırıldık. Bizim görevimiz alınması gereken tedbirlerdir, atılması gereken adımlardır. Biz devlet yönetiyoruz, ‘bu tür şeyler olacak’ diye de biz hiçbir zaman yurt dışı seyahatlerimiz ertelenemez veya bunlara bağlantılı olarak yürümez. Çünkü biz yürüdüğümüz anda kurulu bir sistemimiz vardır. O sistemde arkadaşlarımız bu görevi aynı şekilde yürütürler, devlet budur zaten ve şu anda böyle bir devlet vardır.

Anında da görüldüğü gibi cevapları verilmiştir. Bundan sonraki çıkışlarda yine böyle bir yolu deneyeceklerse yine cevabını alacaklardır. Ama bizim temennimiz, bu raddeye gelmeden artık bu iş bitirilsin çünkü ülkemin belli bölgelerinde rahatsızlık çok daha fazla ama geneline baktığınız zaman o rahatsızlığı görmek mümkün. Çünkü şehidimiz yeri geliyor Kayseri’den, yeri geliyor Rize’den, yeri geliyor Trabzon’dan, yeri geliyor bakıyorsunuz İstanbul’dan, yeri geliyor bakıyorsunuz İzmir’den, yeri geliyor Edirne’den; yani her yerden bir şehidimiz çıkıyor. Oralarda da analar ağlatılıyor.

Biz analarımızın, bacılarımızın ağlatılmasını istemediğimiz için bunu söylüyoruz ama yeri geliyor Hakkâri’ye bakın, bir Kürt kardeşimizin evladı da aynı şekilde şehit ediliyor. Yani Kürt Kürt’ü de vuruyor, böyle bir durum da var. Türk’ü Kürt’e vurdurmak, Kürt’ü Türk’e vurdurmak; böyle bir şey yok. Bu iş şirazesinden çıkmış, yapanlar hedeflerinin ne olduğunun farkında değiller. Bu hedef, sadece bu milleti huzursuz etmektir, bu milletin huzursuzluğuna da bizler müsaade etmeyeceğiz. Atılması gereken adımları bugüne kadar nasıl attıysak bundan sonra da atmaya devam edeceğiz” diye konuştu.