CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Yolsuzluk için şeytan üçgenine ihtiyaç vardır. Bir tarafında kirli siyaset olacak, bir tarafında onun emrinde kirli bürokrat olacak ve öbür tarafta kirli iş adamı olacak. Bu üç adam, şeytan üçgeni dediğimiz üç köşe taşını tutan insanlar bir araya gelmeden yolsuzluk olmaz" dedi.

Kılıçdaroğlu, yol boyunca otobüsün camından halkı selamlarken içinde bulunduğu parti otobüsü de güzergahta trafik ışıklarına uydu. Cam Piramit Kongre ve Fuar Merkezi'nde partililerce karşılanan Kılıçdaroğlu, kalabalık nedeniyle salona güçlükle girebildi.

"Başbakan Kemal" sloganlarıyla kürsüye çıkan CHP Lideri Kılıçdaroğlu, seçimlerin Türkiye, bölge ve dünya için çok önemli olduğunu kaydetti. Seçimlerin sonuçlarını halkın belirleyeceğini ifade eden Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin bu seçimin sonuçlarına göre ya 19. yüzyılın karanlığına gömüleceğini ya da 21. yüzyılın aydınlığıyla buluşacağını söyledi. Kılıçdaroğlu, hedeflerinin 21. yüzyılın aydınlığına yürüyerek güzel bir ülke inşa etmek olduğunu belirtti.

Türkiye'de bu yıl iki büyük olay olduğunu hatırlatan Kılıçdaroğlu, bu olaylardan ilkinin Gezi Parkı'nda yaşandığını kaydetti. Gezi olaylarına kadar gençlerin ülkenin sorunlarıyla ilgilenip ilgilenmediğiyle ilgili endişeler olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, "Gezi Parkı'nda bütün dünyanın gözü önünde bir diktatöre diz çöktürdü gençlerimiz. O gençlerin üzerine tomalarıyla gittiler, biber gazıyla gittiler, coplarıyla gittiler. Ödün vermedi gençlerimiz. Canlarını verdiler, ödün vermediler ve o diktatöre diz çöktürdüler bütün dünyanın önünde. O gençlerin alınlarından tek tek öpüyorum ve onları kucaklıyorum" dedi.

Gençlerin sadece Türkiye'nin değil, bölgenin, demokrasinin ve dünyanın umudu olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, Arap dünyasının da gençlerin demokrasi mücadelesini örnek aldığını söyledi.

İstanbul merkezli operasyon

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, bu yıl yaşanan en önemli ikinci olayın da İstanbul merkezli operasyon olduğuna işaret etti. Parti olarak daha önce Türkiye'de yolsuzluk yapıldığını yeterince anlattıklarını belirten Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"2013'ün ikinci büyük olayı, son operasyonlarla ortaya çıkan ayakkabı kutusudur. Bunlar iktidara gelirken 'Biz yolsuzluklarla mücadele edeceğiz' diye iktidara gelmişlerdi. 'Kul hakkı yiyenin bu dünyada yeri yok' demişlerdi. 'Kul hakkı yiyenlerden hesap soracağız' demişlerdi. Bugün geldiğimiz noktada gördük ki söylediklerinin tamamı yalanmış. Kul hakkı yiyenler aslında bunlar, halkı dolandıranlar bunlar, yiyiciler bunlar. Operasyon olmuş, Başbakan 'Çeteler var, bu operasyonu çeteler yaptı' diyor. Kendisine şu çağrıyı yaptım. 'Bakanlar Kurulu'nu toplarsın, orada göreceksin, çete liderleri orada sen de baş lidersin."

Kılıçdaroğlu, yolsuzluğun kolay bir olay olmadığını, devletin bütün yasaları ve kurumlarının yolsuzluklara karşı kurulduğunu bildirdi. Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Yolsuzluk için şeytan üçgenine ihtiyaç vardır. Bir tarafında kirli siyaset olacak, bir tarafında onun emrinde kirli bürokrat olacak ve öbür tarafta kirli iş adamı olacak. Bu üç adam, şeytan üçgeni dediğimiz üç köşe taşını tutan insanlar bir araya gelmeden yolsuzluk olmaz. Önce tepedeki insan, devleti yöneten insan, siyaset kurumunun başında olan insan temiz olacak, dürüst olacak. O temizse aşağı doğru temizlik gider, kirliyse kirlilik zinciri aşağı doğru gider. Bunlar ülkeyi 'Hortumcular vadisine' dönüştürdüler. Bakın şöyle bir. TBMM'de bütçe görüşülüyor. 76 milyon yurttaşın ödediği vergilerin nerelere harcandığı görüşülüyor. Ama bu harcamaları denetleyen kurumun, yani Sayıştay'ın raporları TBMM'de yok. Nereye harcandığını bu ülke bilmiyor. Buradan 76 milyon yurttaşıma çağrı yapıyorum. Hepiniz vergi ödüyorsunuz. Çocuk doğduğu andan itibaren vergi öder. Mama alırsınız vergi ödersiniz, su içersiniz vergi ödersiniz, otobüse binersiniz vergi ödersiniz, telefonla konuşursunuz, vergi ödersiniz. Hanımlar bulaşık yıkarken bile vergi ödersiniz. O zaman şu soruyu soracaksınız, 'Ben ödüyorsam benim ödediğim vergiler nereye harcanıyor'. Bir siyasal iktidar, bu ülkenin insanlarının alın terleriyle ödedikleri vergilerin hesabını vermezse demokrasilerde o siyasal iktidarı sandığa gömmek, her yuttaşın boynunun borcudur. O borç bizde, o borç sizde. Sandığa geleceğiz ve Adalet ve Kalkına Partisi'ni, adaleti ve kalkınması olmayan bu partiyi sandığa gömmek, hepimizin boynunun borcu olsun."

"Tamamı kirli bunların"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul merkezli operasyonun Türkiye Cumhuriyeti tarihindeki en büyük operasyon olduğunu iddia etti. Yolsuzlukta dört bakanın isminin geçtiğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, bu operasyonun devamının geleceğine inandığını dile getirdi. "İçlerinde bir, iki kişi temiz var, tamamı kirli bunların" diyen Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kendilerine diyorlar ki 'Biz AK Parti'yiz'. Ak olsanız başımın üstünde yeriniz var. Ama layık olduğunuz renk, kara parti dememiz lazım size. Karasınız siz, kirlisiniz. Operasyon yapılıyor. Dört bakan hakkında fezleke düzenlenecek. isimleri dolaşıyor. Bu bakanlar Ankara'ya koşa koşa geliyorlar. Bütün programlarını iptal ediyorlar, görevlerini bırakmıyorlar. Ben gerçekten merak ediyorum. Ya bu devlet sizi seçti, bakan yaptı. Altınıza kırmızı plakalı araçlar verdi. Bütün makamları yönetiyorsunuz, bakanlığı, bürokrasiyi yönetiyorsunuz. Sizin artık bu ülkeye hizmet etmeniz lazım. Kendilerine hizmet ediyorlar. Programlarını iptal ettiler, şimdi operasyonu yapan polisleri görevden alıyorlar. İstediğiniz kadar alın, gelen polisler de namuslu olacaktır, onlara da destek vereceğiz biz. Kim yolsuzluğun üzerine yürüyorsa hepsine destek vereceğiz."

"Çete şu anda görevi başında"

İstanbul merkezli operasyon sırasında basına yansıyan fotoğraflarda yer alan para sayma makinelerine de dikkati çeken Kılıçdaroğlu, "Allah aşkına ellerin temiz değil mi? Parayı sayamıyor musun? Niye para sayma makinesi? O kadar çok para var ki elle sayılamıyor" dedi.

Operasyonun sadece Türkiye'nin değil dünyanın da en büyük yolsuzluk operasyonlarından olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Neden? Dünyada hiçbir kabinenin içinde çete oluşturulmamıştır. İlk kez Türkiye'de Bakanlar Kurulu'nun içinde çete var ve o çete şu anda görev başındadır. Diyorlar ki 'Bunu dış mihraklar yaptı diyorlar. Ben buradan Recep Tayyip Erdoğan'a dünyanın en basit sorunu soruyorum. O bakanın oğlunun yatak odasına milyonlarca doları, avroyu, para kasalarını ve para sayma makinelerini dış mihraklar mı getirip koydu? Ben bunun cevabını merak ediyorum. 'Dış mihrak' diyorsun hangi dış mihrak? O zaman sen de o dış mihrakın bir parçasısın. Neden böyle birşeye izin verdin? 11 yıldır ülke yönetiyor 11 yıl. 'Devletin içinde çeteler var' diyor. Ya 11 yıldır ülkeyi yönetiyorsun. Bir yıl değil, beş yıl değil, 10 yıl. Çete varsa Bakanlar Kurulu'nu toplar bakarsın. 'Çete reisi kimdir?' diye sorarsan aynaya bak emin ol çetenin reisini göreceksin."

"Siyasi iktidarın yatacak yeri yok"

Kılıçdaroğlu, Sayıştay raporlarının TBMM'ye gelmemesinin nedeninin de yaşanan yolsuzluk operasyonuyla alakalı olduğunu savundu. "Tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyen bu siyasi iktidarın yatacak yeri yoktur" diyen Kılıçdaroğlu, annelere seslendi. Kılıçdaroğlu, "Çocuğunuz işsizse müsebbibi bunlardır. Aylığınız düşükse sorumlusu bunlardır. Ülke büyüyemiyorsa sorumlusu bunlardır. Din, iman edebiyatı yapıp köşeyi dönenler bunlardır. Dinimize en büyük kötülüğü yapanlar bunlardır. Çünkü kul hakkı yiyenlerin bu topraklarda yeri yoktur" dedi.

Operasyonla ilgili basına yansıyan bazı telefon konuşmalarına da işaret eden Kılıçdaroğlu, "Ne diyor bakan oğluyla telefonla konuşurken, üstelik de İçişleri Bakanı. 'Oğlum telefonla konuşurken dikkatli ol, onları söyleme' diyor. Ne demek yahu. Ben boşuna mı bunlara 'Çete düzeni' diyorum. Bunun için söylüyorum zaten. Kendi çocuğunun ne iş yaptığını biliyorsun, yolsuzluk yaptığını biliyorsun ve onu uyarıyorsun. 'Oğlum telefonla dikkatli konuş' diye ve sen hala o koltukta oturuyorsun" diye konuştu.

"Ar damarı çatlamış insanlar"

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, eskiden siyasi partilerin iktidar mücadelesi yaptıklarını, bugün ise Türkiye'nin önünde bir "rejim mücadelesi" olduğunu savundu. Halkın önünde seçenek olarak bir tek parti devleti olduğunu iddia eden Kılıçdaroğlu, "Valisiyle kaymakamıyla, başbakanıyla, bakanlar kuruluyla tek parti devleti var, herkesi ezmek istiyorlar" dedi.

Kılıçdaroğlu, geçmişte başka siyasal partiye oy verse de bütün vatanseverleri, çocuğunun geleceğini düşünenleri, bölge ayrımı yapmayanları, etnik kimlik ayrımı yapmayanları, her türlü inanca saygı gösterenleri CHP'ye davet etti. CHP'nin kimsenin etnik kimliğiyle meşgul olmadığını da vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Biz halkın partisiyiz arkadaşlar. Halkın partisinde yok başı açıkmış, kapalıymış bu olmaz" diye konuştu.

Nazım Hikmet'in Abidin Dino'ya söylediği "Bana mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin?" sözlerini de hatırlatan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bunlar halkın mutluluğunun resmini yapmadılar ama yolsuzluğun resmini çok güzel yaptılar. Benim kültürümde, Anadolu kültüründe, Anadolu insanının kültüründe bir şey vardır. Utanma diye bir kavram vardır. Toplumun genel ahlak kurallarına ters düştüğünüz zaman, utanırsınız. Bir süre milletin önüne çıkmazsınız, Özür dilersiniz. Bir şeyler yaparsınız ama bu milletin bir ar damarı vardır, utanır bir insan. Fakat bunlar ar damarı çatlamış insanlar. Yolsuzluk, hırsızlık yapıyorlar. Ortaya çıkıyor. Çocukları yapıyor bunu. Baba oğul beraber yapıyor. Emin olun yolsuzluk konusunda bu çocuklar, babalarını utandırmadılar. Şöyle dediler babalarına, (Sen malı götürdün ama senin oğlun senden daha fazla götürüyor)".

Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "Ustalık dönemim" sözlerini de anımsatarak, "Seçimlere girerken ne diyordu? 'Benim ustalık dönemim' diyordu. Ustalık dönemini anladık, yolsuzluğun ustası, hırsızlığın ustası. Senin ne menem bir usta olduğunu öğrendik. Ben söylüyordum. Kendisi diyordu 'Ben yırtık ayakkabıyla siyasete girdim' diyordu. Şimdi o yırtık ayakkabı kutusunun içinde milyarlarca dolarlar var düşünün. Peki yırtık ayakkabıyla girdin, bu, dünyanın en zengin başbakanlarından biri nasıl oldun arkadaş? Ne derler? 'Çok mal haramsız olmaz' derler. Emin olun böyle" dedi.

"Savcı zalimin emir eri değildir"

"Helal paranın ayakkabı kutusunda yeri yoktur" diyen Kılıçdaroğlu, kabinede yapılmak istenen revizyon çalışmalarına da değindi. Bu süreçte revizyonu kabul etmediklerini belirten Kılıçdaroğlu, "Bütün dünya ayağa kalkmış. Dört bakan hakkında yolsuzluk iddiası var. Onların çocuklarıyla ilgili iddialar var. Dört bakanın bir dakika orada kalmaması lazım. Sadece bakanlıktan mı? Hayır. Milletvekilliğinden istifa etmesi lazım. Bu milletin yakasından düşmen lazım senin" şeklinde konuştu.

Kılıçdaroğlu, polis memurlarına da şöyle seslendi:

"Zalimin polisi olmayın, yolsuzluk yapanların polisi olmayın, kul hakkı yiyenlerin polisi olmayın, halkın polisi olun. Sizin maaşınızı bu iktidar ödemiyor. Sizin maaşınız bu ülkenin 76 milyon insanının ödediği vergilerle ödeniyor. Yani tüyü bitmemiş yetim senin aylığını ödüyor. Eğer sen Recep Tayyip Erdoğan'ı dinleyip bu dosyaları kapatırsan, iki elimiz senin yakanda olur ey polis kardeşim. Müslümanım diyorsan, temiz ahlaklıyım diyorsan, 'Bana bu millet aylık veriyor ben de çocuklarımın rızkı için kullanıyorum' diyorsan, 'Benim görevim halka hizmettir' diyorsan, o zaman zalimin polisi olmayacaksın, zulüm yapanın polisi olmayacaksın. O zaman halkın polisi olacaksın, halkın çıkarlarını savunacaksın polis kardeşim. Arkadaşlarını görevden alabilirler. Yerine yeni arkadaşlar getirebilirler. Ne olursa olsun sen onurunu koruyacaksın. Kimliğini koruyacaksın. Sen devletin çıkarlarını koruyacaksın. Sen demokrasiyi koruyacaksın. Sen kimsesizlerin kimi olacaksın. Sen zalimin karşısında halkın yanında olacaksın polis kardeşim. Gerçeği böyle bil."

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, konuşmasında savcılara da seslendi. Savcılar haricinde hiç bir devlet memurluğunda "Cumhuriyet" ifadesi olmadığını savunan Kılıçdaroğlu, "Savcı zalimin emir eri değildir. Zalimin sopası değildir" dedi.

Savcıların maaşlarının da 76 milyon vatandaşın vergileriyle ödendiğini anlatan Kılıçdaroğlu, "Dik durun. 76 milyon insan sizin arkanızdadır. Temiz Türkiye'ye ihtiyaç var. Bir siyasal iktidar hesap vermekten kaçamaz. Demokrasilerde hesap vermek, namuslu ve onurlu bir görevdir. Namuslu olmayanlar hesap vermekten kaçarlar" diye konuştu.

"Yediğin zehir zıkkım olsun"

Kılıçdaroğlu, zaman zaman konuşmasındaki sert üslubu nedeniyle eleştirildiğini de belirterek, "Yolsuzluk yapana ne denir? Kul hakkı yiyene ne denir? Ben bu insanlara ne söyleyeyim? Yolsuzluğu çıkıyor. Namuslu adamsa dürüst adamsa Allah'tan korkup kuldan utanıyorsa o koltukta bir saat bile oturmaması lazım. 'Ben oturacağım' diyor. Otur kardeşim, istediğin kadar otur. Yediğin zehir zıkkım olsun otur oraya bakalım" dedi.

Kul hakkı yemenin en ağır günah olduğunu da hatırlatan Kılıçdaroğlu, CHP'nin iktidara gelmesi halinde ilk yapacakları çalışmanın, 4 ay içinde Siyasi Ahlak Yasası'nı çıkarmak olacağını sözünü verdi. "Ahlakta kimse elimize su dökemez. her şeyin hesabını veririz" diyen Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve bakanlara göreve başladıkları gün ve bugüne ait mal varlıklarını açıklamaları çağrısında bulundu.

Siyasetin zenginleşme aracı olmadığına işaret eden Kılıçdaroğlu, "Emin olun eskiden espriyle söylüyordum ama şimdi inanarak söylüyorum. Kefene cep yaptırıp içine dolar doldurup 'Beni öyle gömün' diyecekler. Bunları vasiyeti böyle olacak. Allah gözünüzü doyursun. Yediğiniz her şey bu milletin hakkıdır. Maaş düşükse, işsizlik varsa sebebi budur" dedi.

Konuşmasında Ahmed Arif'in "Adiloş bebenin ninnisi" şiirinden, "Bunlar engerekler ve çıyanlardır. Tanı bunları, tanı da büyü" dizelerini de okuyan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Baskı kuruyorlar polislerin, bürokratların, medyanın üzerine. Yandaş medya başlıklar atıyor. Sen bir yolsuzluğa bak kardeşim. Ben o gazetelerin patronlarını da merak ediyorum. Sizin hükümetten beslendiğinizi biliyoruz. Kamu bankalarından kredi alınıp size televizyon, gazete aldırıldığını da biliyoruz. Sizi o bu milletin sırtından köşeyi döndürdüler. O nedenle sizin de yatacak yeriniz yoktur. Hem milyarder olacaksın hem 'Mağdurum' diyeceksin. Hem ezeceksin hem 'Mağdurum' diyeceksin. Bu mağdur edebiyatına da son artık. Yok artık böyle bir şey. Kim mağdur? Mağdur olanlar işte burada. Atama bekleyen öğretmen, işsiz olan genç mağdur."

Kılıçdaroğlu'na konuşmasının ardından Medical Park Antalyaspor atkısı hediye edildi. CHP Lideri Kılıçdaroğlu, daha sonra adaylıkları açıklanan belediye başkanlarıyla el ele tutuşarak fotoğraf çektirdi.

Törende Korkuteli ilçesinde Hüseyin Güllü, İbradı'da Serkan Küçükkuru, Gazipaşa'da Cemburak Özgenç, Kepez'de Erdal Öner, Aksu'da Cengiz Aldemir, Kumluca'da İsa Güzel, Alanya'da Şefik Türktaş Elmalı'da Mehmet Tufan, Finike'de Ömer Çırpar, Gündoğmuş'ta Sami Yüksel, Kaş'ta Ali İhsan Benli, Kemer'de Umut Güneş, Serik'te Muhammet Konur, Manavgat'ta Şükrü Sözen, Döşemealtı'nda Turgay Genç'in yerel seçimlerde CHP'yi temsil edecekleri açıklandı.