Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Erhan Afyoncu, ''Tarihi dizilerin bir tarihi gerçeklik kısmı var, bir de kurgu kısmı var. Çünkü elimizde günlük hayatla ilgili tarihi veri yok. Onları kurmak zorundasınız'' dedi.

Memleketi Tokat'ta düzenlenen ''Tokat Sempozyumu''na konuşmacı olarak katılan Marmara Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Erhan Afyoncu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, tarihi konuların işlendiği dizilere ilişkin görüşlerini aktardı.

Bir dönem bir dizinin tarih danışmanlığını da yapan Afyoncu, tarihi dizileri, örnekleri çok fazla olmadığı için insanların eleştirdiğini belirterek, dizileri eleştiren herkesin kendi açısından haklı olduğunu söyledi.

Dizi çekmenin kolay olmadığını, çekilen diziyi topluma kabul ettirmenin zor olduğunu vurgulayan Afyoncu, ''Türkiye'de insanlar dizi mantığı ile belgesel mantığını birbirine karıştırıyor. Dizi ayrı bir şey, belgesel ayrı bir şey. Diziyi çekip, topluma kabul ettirmek kolay bir hadise değil'' diye konuştu.

Tarihi konuların işlendiği dizilerin kurgusu hakkında bilgi veren Afyoncu, şunları söyledi:

''Tarihi dizilerin bir tarihi gerçeklik kısmı var, bir de kurgu kısmı var. Kurgu kısmı daha büyük bir kısım. Çünkü elimizde günlük hayatla ilgili tarihi veri yok. Onları kurmak zorundasınız. Tarihte geçen siyasi hadiseleri biliyoruz. Ben onları danışmanlığını yaptığım diziye koydurttum. Bunlarda tarihe bağlı kalıyorsunuz. Ama günlük hayatta padişah, karısına nasıl yaklaşır, nasıl oturur, nasıl kalkar, bunlar maalesef bilinmiyor. Bu yüzden dizinin kurgulanması lazım ve danışmanlığını yaptığım dizide bu kurgulandı. Dizide Kanuni Sultan Süleyman seferlere çıkıp, çıkmaması konusunda tartışmalar oldu. Ben diziye sefer sahnelerini koydurdum, 'sefer sahnelerini koymak şart' dedim ve sefer sahneleri koyuldu. Ama ilginçtir seferlerin olduğu bölümlerde dizi reytingleri daha düşüktü.''

TRT'nin de tarihi diziler çektiğini, ancak dizilerin tutmadığını belirten Afyoncu, ''TRT böyle entrikanın, kadınların olmadığı diziler çekti ama insanlar seyretmiyor. Yani eleştiren insanlar niye seyretmiyor ben onu anlamıyorum. Eleştiriyorsanız izleyin'' ifadelerini kullandı.

Kurgu da olsa gerçeklere uygun olmalı

Gaziosmanpaşa Üniversitesi (GOÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ali Açıkel ise ''Tarihi dizilerde belgelerin ve kroniklerin yetersiz kaldığı noktalarda kurgu yapılabilir ama bu kurgu tarihi gerçeklere, örf ve adetlere, geleneklere, hukuka uygun olmalıdır'' dedi.

Açıkel, şunları söyledi:

''Geçmiş dönemlere ait kurgularda tamamen günümüz algıları kullanılmamalıdır. Algılarda etik değerlere de yer verilmelidir. Özel hayatın gizliliğine riayet edilmelidir. Özel hayatın gizliliğine riayet edilmediği takdirde gereğinden fazla günümüze paralel yapılan kurgular, Osmanlı padişahlarının özel yaşamına saygısızlık olarak değerlendirilebilir. Diziler hem belgeye hem bilgiye hem de belgenin ve bilginin yetersiz kaldığı yerde kurguya dayanır. Belgeseller ise belgelere dayalı olarak olayları kronolojik sıraya göre insanları bilgilendirmeyi amaçlar. Belgeseller de büyük ölçüde kurgu yoktur ama dizilerin bir kısmı kurgudur.''