Bu ayrıntılara göre paravan şirket kurarak ticari faaliyetlerle PKK'ya sızma operasyonu yürüten MİT görevlileri Yaşar Hakan Yıldırım ve Hüseyin Emre Kuzuoğlu, İstanbul 14'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nce çıkartılan yakalama müzekkeresinde "silahlı terör örgütüne bilerek veya isteyerek yardım etmek" ile suçlanıyor. Aynı suçlama eski Müsteşar Emre Taner ile eski Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş'e de yöneltiliyor. Özel yetkili savcılar Oslo görüşmelerinin yanı sıra bu konuyla ilgili de operasyon emrini veren MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın ifadesini "şüpheli" sıfatıyla almak istedi.

Sabah'ın haberine göre MİT'te saha sorumlusu olarak görev yapan Yıldırım ve Kuzuoğlu ile ilgili gözaltı kararına gerekçe olarak sunulan ifadenin bir MİT muhbirine ait olduğu öğrenildi. MİT muhbirinin İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ndeki ifadesinde, Kandil ve PKK kamplarına gidip elde ettiği bilgileri MİT'e ilettiğini söylediği belirtildi.

HEDEFTEKİ İSİM 'KARAYILAN'DI

Muhbirin ifadesinde şunları söylediği öğrenildi: MİT, PKK'nın 'beyni' olarak gördüğü Avrupa'daki kadrosuna ve Kuzey Irak'taki isimlere ulaşmak için paravan şirket kurdu. MİT'in örtülü ödenekten sağlanan aylık 17 bin 500 TL bütçe ile kurduğu şirketle ulaşmak istediği isimlerden biri de Murat Karayılan'dı. Karayılan'ın kaldığı ev tahmini noktası bilinse de adres konusunda tereddüt vardı. Muhbir, örgüt liderlerinin yerlerini öğrenmeye çalışıyordu. Kuzey Irak-Avrupa hattında faaliyet gösteren şirket, dikkat çekmemek için İstanbul'da kuruldu.

'GÖRÜŞMELERİ KAYDA ALDIK'

Muhbirin ifadesinde şunları söylediği belirtildi: "PKK'nın Avrupa yönetimindeki kişiye bir şirket kurmak fikrimi açıp destek istedim. Yusuf'un da (MİT görevlisi Yaşar Hakan Yıldırım) sponsor olacağını söyledim. O kişiyi, ortak ettiğimiz şirket üzerinden MİT'e angaje ettik. Sonra Kuzuoğlu bize katıldı. 2010 Nisan'ında Yıldırım ve Kuzuoğlu ile Almanya'nın Frankfurt kentine gittik. Burada görüştüğümüz PKK yöneticisi kafalandı. Görüşmeleri telefonla kayıt altına alıp fotoğraf çektirdik. Yıldırım bana 'Örgütün Avrupa'daki beynine girdik' dedi. Operasyon için bütçe çıkardık. MİT projeyi kabul etti. Paranın kontrolünü Yıldırım yapar ve faturaları kendisi alırdı. PKK'lı, bize örgütün tavırlarını, davranışlarını yansıtan bilgiler ulaştırırdı. Bunu yaparken de MİT'e değil, şirkete çalıştığını zannediyordu."