Bakan Ergün, Termikel'in Sincan OSB'deki tesislerinde düzenlediği 55 yıl bayi toplantısına katıldı.

Buradaki konuşmasında, iyi işler yapanın takdir edilmesi gerektiğini belirten Ergün, Termikel ailesinin de 50 yılı aşan başarısından ötürü takdir ve tebriği hak ettiğini söyledi.

İşletmelerin bir kısmının kurulurken, diğer bir kısmının ise ortaklar arası anlaşmazlık, yeniliklerin takip edilmemesi ve yeni pazarlara gidilmemesi nedeniyle kapanmak zorunda kaldığına dikkati çeken Ergün, işletme ömrünü uzatmanın kurallarını yerine getirilmesi gerektiğini dile getirdi.

Bir ülkenin ekonomisinde sanayi üretiminin çok önemli olduğunu ve üretim gücünün sanayiye dayanmasıyla inovasyonun mümkün olacağını ifade eden Bakan Ergün, şunları kaydetti:

''Sanayi üretimi dışında da ekonominizi besleyebilirsiniz ama tabi ki bu dış etkilere çok açık bir ekonomi olur. Sadece güneşi, kumu ve havayı satarak bir takım zenginlik meydana getirmeye çalışırsanız, burada büyük bir yanılgı ortaya çıkar. Bu yanılgının ortaya çıktığı ülkelerden biri de Yunanistan'dır. Orada sanayi üretimi bir kenara bırakılmış, başka kaynaklardan zenginlik aranmıştır. Bu bir yere kadar, bir yerden sonra iflas.''

Bakan Ergün, Türkiye'nin sanayileşen bir ülke olduğunu ve sanayi üretimine büyük önem verdiğini belirterek, sıradan bir sanayi üretimi yerine Türkiye'nin yüksek teknolojili sanayi üretimi yapmasının zorunlu olduğunu söyledi.

-''Siyasi ve ekonomik istikrarı olmayan ülke hedefe ulaşamaz''-

Türkiye'nin ihracatının yüzde 90'dan fazlasının sanayi üretimi olduğunu ama bunun yüzde 70'inin orta teknoloji, yüzde 26'sının düşük teknoloji, geri kalan sadece yüzde 4'lük bölümün ise yüksek teknoloji ürünleri kapsadığını bildiren Ergün, şöyle devam etti:

''Bizim ihraç ettiğimiz ürünlerin kilogram fiyatı 1-2 doları geçmiyor. Bu Almanya'da 5-6 doları buluyor. Çünkü daha fazla yüksek teknoloji satıyorlar. Termikel'in ürünlerinde bu oran 7-9 dolar civarındadır. Bu Türkiye'nin toplam ihracatında varması gereken bir rakam. Biz hedefi olan bir ülkeyiz. Siyasi ve ekonomik istikrarı olmayan bir ülkede hedeflere ulaşmak mümkün değil. Bugün ulaştığımız noktaya son 10 yılda sağlanan ekonomik ve siyasi güven ortamı sayesinde geldik. Çünkü yatırımcı yatırımını bu şartlar altında daha rahat yapabilir, tüketici de güven varsa borçlanır.''

Bir ülkede ekonomik istikrarın sağlanması ve makro ekonomik dengelerin kurulması halinde faizlerin düşeceğini dile getiren Bakan Ergün, Türkiye'de daha önce yüzde 60-70 faizle ancak 9 aylığına borçlanılabilindiğini ama bugün yüzde 5-6 faiz oranıyla 10 yıldan fazla vadeli borçlanmanın mümkün olduğu bir seviyeye gelindiğini ifade etti.

-''Alt yapı sağlam olmazsa üste bir şey inşa edilmez''-

Türkiye'nin ihracatının 10 yıl önce 36 milyar dolar seviyesindeyken ekonomide atılan adımlarla 150 milyar seviyesine yükseldiğini vurgulayan Bakan Ergün, ''10 yıl önce 230 miyar dolarlık üretim yapabilen bir Türkiye, bugün yıllık 800 milyar dolarlık üretim yapmakta. Daha önce dünyanın 26. büyük ekonomisi olan ülkemiz, günümüzde 10 basamak çıkarak 16. sıraya yükseldi. Şimdi yeni hedeflerimiz var, oralara varmamız lazım. İhracatımızı 10 yıl içinde 150 milyar dolardan 500 milyar dolara çıkartmamız, milli gelirimizi 800 milyar dolar seviyesinden, 2 trilyon dolara yükseltmemiz lazım. Dünyanın 16. büyük ekonomisi olan Türkiye'yi de 10 büyük ekonomiden biri haline getirmeliyiz. Bunun için istikrar ve güven ortamı, bunun için makro ekonomik dengeler önemli. Alt yapı sağlam olmazsa üste bir şey inşa edemezsiniz. Alt yapıda budur, istikrar ve güven ortamıdır'' diye konuştu.

İnsanların hem siyasi hem de ekonomik anlamda geleceğe güvenle bakmasının önemli olduğunu dile getiren Ergün, vatandaşların bir dönem ''Yarın darbe olacak mı?'', ''Muhtıra verilir mi?'' ve ''Hükümet partisine kapatma davası açılır mı?'' gibi kaygılarla yatırım ve harcama yapmaktan çekindiğini ifade etti.

Bakan Ergün, bugün insanların yarın ne olacağı konusunda akıllarında soru işaretlerinin kalmadığını belirterek, ''Yarın ne olacağı bellidir. Seçimler olur, halk kimi beğenirse o iktidara gelir. Başka bir el artık devreye giremez. Bunlar bertaraf olmuştur Türkiye'de. 'Faiz oranları, enflasyon artar mı, döviz kuru ne olur?' Bu kaygılar varsa insanlar yatırım yapar mı? Yapmaz. Bu kaygıların olmaması lazım'' dedi.

-Göktürk Uydusu'nun kilosu 500 bin dolar-

Hedeflerinin ileriki 10 yılda faiz oranlarının daha da düşmesi, enflasyonun daha da azalması ve kamu borçlarının milli gelir içindeki payı ile bütçe açığının daha da azalması yönünde olduğunu bildiren Ergün, şunları kaydetti:

''Türkiye'deki sanayinin dönüşümünü sağlayarak yüksek teknoloji ürünler satarak 500 milyar dolar ihracat hedefine ulaşabiliriz. Geçtiğimiz gün 'Göktürk' uydumuzu uzaya fırlatmak için Çin'e gönderdik. 10 yıl içinde uydularımızı kendimiz yapıp kendimizin gönderebileceği bir imkana da kavuşacağız. Bu 400 kilogramlık uydu 200 milyon lira. Yani kilosu 500 bin dolara geliyor. Bir yandan kilosu 1 dolara ürünü satmak var, diğer yandan ise kilosu 500 bin dolara ürünü satmak var. 500 milyar dolarlık ihracat hedefine, yüksek teknolojili ürünlerin sayısını arttırarak ulaşacağız.''

Konuşmaların ardından, Termikel'in kurucusu Mehmet Kaya'nın üzerinde ''Maşallah'' yazan tablo armağan ettiği Bakan Ergün, daha sonra tesisdeki ''Termikel Store'' mağazasının açılış kurdelesini keserek, mağazada incelemede bulundu.