Anne Eriçli, "Cezaevinde tedavisi aksamakta. Sağlık durumu çok kötü. Tutuklu koğuşu olan İzmir'deki bir hastaneye sevk edilmesini istiyorum. Büyüklerimizden yardım bekliyorum" dedi.

Geçen 2009 yılında, polise mukavemet suçundan hakim önüne çıkan 29 yaşındaki Mustafa Kemal Eriçli, ertelenen infazıyla birlikte 5 yıllık hapis cezasına çarptırıldı. Eriçli, Manisa'nın Alaşehir İlçesi'ndeki cezaevine gönderildi. Buraya gönderildikten bir süre sonra rahatsızlanan Eriçli, yüksek ateş şikayetiyle Alaşehir Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Eriçli'nin burada uygulanan yanlış tedavi sonucu lösemiye yakalandığını ileri süren annesi Ayten Eriçli (45), şunları söyledi:

"Alaşehir Hastanesi'nde yanlış tedavi yüzünden oğlum lösemiye yakalandı. Burada süren yaklaşık 1 haftalık tedavinin ardından İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne sevk edildi. Yaklaşık 1 yıl İzmir'de tedavi gördü. Yapılan kontrollerde kendisine lösemi teşhisi konuldu. Sonrasında 10 ay boyunca kemoterapi tedavisi gördü. Kendine geldiği zaman da oğlumu Buca Cezaevi'ne gönderdiler. Ben daha iyi şartlarda bakılması için Adalet Bakanlığı'na dilekçe yazdım. Dilekçe sonucu oğlumu rehabilitasyon merkezi bulunan İstanbul'daki Metris Cezaevi'ne gönderdiler. Tedavisine daha iyi şartlarda devam edileceği söylendi. Oğlum burada tedavi görürken birden Haseki Hastanesi'ne kaldırıldı. Kendisine bakabilmek için İzmir'e gelmesini istedim. Bu nedenle tekrar dilekçe yazdım. İzmir'e gönderilirse ilgilenebilirim diye düşündüm. Karar çıktı, yine İstanbul'da bulunan Silivri Cezaevi'ne konuldu" dedi.

`SESİMİ DUYUN'

Oğlunun işlediği suçun cezasını çekeceğini, ancak sağlığının çok kötü olduğunu belirten Ayten Eriçli, "Cezavinde koğuşta kalıyor oğlum. Tedavi olması gerekiyor. Alması gereken lösemi ilacını devlet karşılamıyor. Lösemi tedavisi için mutlaka kullanması gereken bu ilacın parası benden istendi. Ben ise zihinsel özürlü kızımın 500 liralık aylığı ve komşularımızın yardımıyla ayakta duruyorum. Oğlumun ilaçlarını alacak param da gücümde yok. Oğlum bu ilacı 1.5 aydır kullanamıyor. Yetkililerden isteğim tedavi için kullanması gereken ilacın karşılanması ve oğlumun İzmir'de tutuklu koğuşu bulunan bir hastaneye sevk edilmesi. Sağlığından endişe ediyorum. Şu an haftada bir defa ancak telefonla görüşebiliyoruz. Gücüm 1 defa onu İstanbul'da ziyaret etmeme yetti. Eğer İzmir'de olsa her gün onunla ilgilenebilirdim. Oğlumun hastalığının ilerlemesinin nedeni ilgisizlik. Devlet büyüklerimiz sesimi duysun" diye konuştu.