İstanbul’a ilk kez geldiğinizi ve uykulu gözlerinizi İstanbul Otogarı’nın alt katında açtığınızı farz edin. Kapkaranlık bir ortam, labirentler arasında manevra yapmakta zorlanan otobüsler, rutubet, su birikintileri, sağa sola rastgele park etmiş otobüsler, duvar diplerine atılmış içi idrar dolu pet şişeler, etrafta gezinen kedi, köpek ve tavuklar... Tam bir korku filmi seti gibi. Ama sözünü ettiğimiz sahne bir korku filmi setinden değil, İstanbul Otogarı’nda otobüslerin giriş yaptığı alt bölümden...

242 bin metrekare ile dünyanın en büyük otogarları arasında bulunan ve 1994’ten beri hizmet veren İstanbul Esenler Otogarı, kapasitesi ile de Türkiye’nin 40 ilinden daha fazla bir nüfusa sahip gün boyu. Her gün 100 bin insanın seyahat etmek, yolcu uğurlamak, memleketten gelen çuvalı, sandığı, paketi almak gibi sebeplerden dolayı uğradığı Esenler’in ortasındaki bu dikdörtgen şehrin altı, üst kısmındaki görüntünün çok dışında. Seyahat firmalarının yazıhanelerinin bulunduğu ve otobüslerin peronlara yanaştığı en üst bölüm; düzen, temizlik ve güvenlik konularında nispeten sıkıntısız bir işleyişe sahip. Tabii bu durum normal zamanlar için geçerli. Bayram, yılbaşı ve sömestr gibi tatillerde, asker uğurlamalarında yaşanan yoğunluk kelimenin tam anlamıyla kaosa sebep oluyor.

kullan

Ekonomik olması dolayısıyla insanların yüzde 96’sının seyahat için karayolunu tercih ettiği ülkemizde en büyük curcunayı da İstanbul Otogarı yaşıyor hiç şüphesiz. Bu yoğun dönemde otogara girip çıkmak, otobüslerde yer bulmak bir hayli zor. Köyden getirilen ve sağa sola istif edilmiş yiyecek çuvalları, paketler, bavullar... Bütün bu görüntüler eski Topkapı Otogarı’ndaki keşmekeşin bir devamı ve insana “Ben bu otogarın cemaziyülevvelini biliyorum!” dedirtiyor. Yapıldığı dönemde şehrin dışı sayılabilecek otogar alanı, bugün İstanbul’un tam ortasında kalmış ve yetersiz hâliyle Topkapı Otogarı’nı aratmıyor. Bir zamanlar gecekonduların tam ortasında lüks bir yapı olarak yükselen otogar, geçen 18 yıl zarfında etrafına yapılan büyük ve lüks alışveriş merkezlerinin ortasında büyük ve yekpare bir gecekondu görünümünde. Otogarda hizmet veren otobüs firmaları en son model otobüslerle karayollarında seyr ü sefer etse de bu modern teknolojinin İstanbul Otogarı’na yansıdığını söylemek zor. Ölüyü görüp ağlamanın, davulu görüp oynamanın âlemi yok; ama birçok şehirde yapılan yeni otogarlar hizmet ve kolaylık bakımından çağdaş bir görünüme kavuşurken aradan geçen zaman diliminde İstanbul Otogarı hantal görünümünün dışına çıkmayı başaramadı. Bunu anlamak için ise otogarın alt katlarına inmeniz yeterli. Tabii korkmazsanız...

kullan

Işıklandırması yetersiz İstanbul Otogarı’nın altı korku tüneli gibi. Daha çok otobüslere hizmet veren tamircilerin bulunduğu ikinci kat, zaman zaman yoğunluktan dolayı burada indirilen yolcuları ürkütmeye yetiyor. Burada tamirciler var ama otogarın projesini yapan mimar Mehmet Çubuk’un planında bu kat yolcu indirme peronu olarak tasarlanmasına rağmen buna ilgili müteahhit firma riayet etmediği için atıl vaziyette bırakılmış. Hatta otobüslerin otogara girip üst perona ulaşmalarını sağlayan alt bağlantı yollarında da büyük sıkıntılar mevcut. 20 yıl otobüs kaptanlığı yapan Ahmet Akar, yönlendirme tabelaları bile eksik olan alt kısımda ilk kez gelen şoförlerin yolu bulmakta zorlandığını ve otobüsler için manevra imkânının kısıtlı olduğunu belirtiyor. Bu katta çalışan otogar esnafı, düzgün bir ışıklandırması dahi bulunmayan bu katın umumi tuvaleti andırdığını söylerken haklı. Zira nefes almakta bile zorlanıyorsunuz dolaşırken. Yerdeki su birikintileri, çöpler, boyaları dökülmüş duvarlar, zemin katta bulunan tamirhanelerden yayılan yağ, benzin ve egzoz kokusu karmaşa ve kirliliğin canlı şahitleri. Bu durumdan yolcular kadar esnaf da şikâyetçi ama yapılan pek bir şey de yok.

kullan

Ruhsatı, esnafın sağlığı yok!

Ruhsatı bile olmayan İstanbul Otogarı’ndaki bütün dükkânlar İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile yapılan bir sözleşme ile 2019’a kadar kiralanmış. Aşağıdaki dükkânların sahipleri de büyük oranda Almanya’daki vatandaşlarımızdan oluşuyor. Burayı yatırım yapmak amacıyla almışlar ama doğrusu umduklarını da pek bulamamışlar, hâliyle bir çivi çakmak yerine kaderine bırakmışlar. Zaten yedi yıl sonra otogar ile belediye arasındaki sözleşme biteceği için de kimse dükkânını yenilemeye ya da yeni bir işyeri açmaya yanaşmıyor. Sözleşmesi bitecek otogar binasının bundan sonra ne olacağı, sözleşmesinin uzatılıp uzatılmayacağı ise belirsizliğini koruyor. Etrafına yapılan lüks alışveriş merkezleri ile değeri oldukça artan bu devasa arazinin İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından alışveriş merkezi yapılacağı duyumları havada uçuşuyor. Ama altta uçuşan rüzgâr içinde çalışan insanlar soğuktan, nemden ve hâliyle hastalıktan şikâyetçi. Kendilerine ne belediye yetkililerinin ne de otogarı yöneten Avrasya Terminal İşletmeleri AŞ’nin sahip çıktığını belirten ve isim vermekten çekinen çalışanlar, herkesin gözünden uzak bu alt katın zaman zaman kendilerini de korkuttuğunu, içeride tinercilerin bulunduğunu ve hatta fuhuş bile yapıldığını iddia ediyorlar. Ancak otogar yönetimi, 17 yılda bir kişinin öldüğünü, bir kişinin de intihar ettiğini belirterek 70 kamera ile denetlenen otogarın çok güvenli olduğunu iddia ediyor.

kullan

Toplam 6 bin personelle hizmet veren İstanbul Otogarı, bütün bu keşmekeşliğe rağmen para basan bir yer. Yalnızca otobüslerin çıkış ücretlerinden elde edilen gelir yılda yaklaşık 35 milyon TL’yi buluyor. Günde ortalama 1500 otobüsün çıkış yaptığı otogardan her otobüs için 65 TL çıkış ücreti alınıyor. Bu da yaklaşık olarak günde 100 bin, ayda 3 milyon TL gelir demek. Yazıhane ve esnaflardan alınan aidatlar, özel ve ticari araçlardan alınan park ücretleri de cabası. Günlük 30 bin civarında özel araç ve taksi de otogara giriş-çıkış yapıyor. Taksilerden ve yolcu uğurlamaya gelenlerden 25 dakikalık bekleme süresinde bir ücret alınmıyor. Her gün 100 bin insanın girip çıktığı Büyük İstanbul Otogarı’nda 300 otobüs firması bulunuyor.

kullan

Üst katta her şey tıkırında işliyor görünüyor ama alt kata yolu düşenler ürkütücü tablo ile yüz yüze geliyorlar. Üst kata çıkmak için ise projede olmasına rağmen ne bir asansör ne de yürüyen merdivenler var. Alt katları korkmadan dolaşma cesaretiniz varsa bazen bir tavuğa, bazen kedi ve köpeğe ya da önünüzden kaçan bir fareye rastlayabilirsiniz. Ha bir de bagajları yolculara teslim ettikten sonra, otobüsün koltuk başlarını, halıları, çöp kovalarını dışarı çıkartıp aracı temizleyen bir muavine... Yolculukta giydiği firma üniformasını çamaşırhaneye teslim ederek beyaz atleti üzerinde, yevmiyesinin bilmem kaç milyon lira katı olan lüks otobüsü yıkamaya girişen, siyah sivri burunlu ayakkabısının topuklarına basarak arabesk bir şarkı tutturan muavinin yanık sesi karanlık ve izbe koridorlarda yankılanıyor: “Senin hasretin varken bu şehirde yaşanmaz / Böyle devam ederse sensiz hayat olamaz / Yaşamak yaşamak yaşamak / Değil yaşamak...”

kullan

Otogar değil, otoşehir

  • İstanbul Otogarı’nda 168 yazıhane var. Avrupa’nın en büyük ve hareketli otogarında 324 otobüs firması faaliyet gösteriyor. Her gün 1650 otobüsün, 100 bin kişinin ve 30 bin özel aracın giriş çıkış yaptığı otogarda 6 bin kişi hizmet veriyor.
  • 140 milyon dolara mal olan ve 1994’te açılan otogarın kullanım alanı 290 bin metrekare. Faal işyeri sayısı 796 olan otogarda her gün 53 bin civarında bilet satılıyor ve günlük 2 milyon TL sıcak para trafiği var.
  • Bir otogardan daha çok bir şehri andıran ve kervansaray mantığı ile kurgulanan otogarda 69 güvenlik, 108 temizlik personeli bulunuyor.
  • Otogarın içinde 2 restoran, 1 saat tamircisi, 4 kafeterya, 3 camcı, 13 fast food’cu, 1 tüpçü, 6 pastane, 2 dekorasyoncu, 52 lokanta, 6 ganyan bayii, 1 kasap, 2 mali müşavir, 5 market, 1 noter, 67 büfe, 1 postane, 2 arıcı, 1 esnaf derneği, 9 kahvehane, 1 muhasebeci, 15 çay ocağı, 10 sigortacı, 2 toptancı, 6 matbaa, 161 depo, 39 büro, 92 konfeksiyon mağazası, 1 halıcı, 5 terzi,  17 kuru temizlemeci, 3 su istasyonu, 13 kunduracı, 1 sağlık kabini, 20 berber, 46 ikram ürünleri satış yeri, 3 galeri, 2 otel, 1 duş yeri, 20 tabelacı, 2 eczane, 10 hırdavatçı, 1 kuyumcu, 1 lostra salonu, 1 döviz bürosu, 2 oto aksesuarcısı, 1 kurye, 3 motoryağı satıcısı, 2 kargo şirketi, 19 tamirhane, 2 elektrikçi, 49 elektronikçi, 1 ambalajcı, 37 yedek parçacı, 2 kırtasiyeci bulunuyor.
  • Her gün 50 binin üzerinde yolcunun seyahat etmek için uğradığı otogarda günlük 20 bin litre su, 20 bin litre kolalı içecek ve meyve suyu, 500 kg çay, 500 kg kahve, 60 bin poşet granül kahve, 2 ton şeker, 80 bin poşet çay, 6 bin şişe soda, 5 ton süt, 3 ton et, 50 bin ekmek, 1 ton kolonya, 5 bin kağıt peçete, 60 bin ıslak mendil tüketiliyor.
kullan