23 Ekim ve 9 Kasım 2011’deki Van-Erciş depremlerinin sembolü 13 yaşındaki Yunus’un ailesi çeşitli vaatlerle götürüldükleri Ankara’da perişan oldu.
23 Ekim 2011'deki 7.2'lik, 9 Kasım 2011'deki 5.6'lık iki deprem Van ve Erciş'i yıkmıştı. Bu iki depremde 650 kişi yaşamını yitirmişti. 23 Ekim'deki depreme gittiği internet kafede yakalanan 13 yaşındaki Yusuf Geray'ın, enkaz altında üzerinde bir cesedin eli olduğu halde kurtarılmayı beklerken çekilen fotoğrafı bu felaketin sembolü haline gelmişti. Hastanede ölen Yunus'un enkazdaki son sözü ''Eve çok geciktim babam kızacak'' olmuştu.
Posta Gazetesi'nden Nedim Şener'in haberine göre, Yunus'un ailesi depremden kısa süre sonra bir işadamının girişimiyle Ankara'ya götürüldü. Aileye Ankara'ya epey uzak bir bölge olan Pursaklar'da ev tutuldu. Aile bu eve yerleşti. 2 çocuk okula yazıldı. Aileye verilen sözler arasında ''Size ev alacağız, çocukların okul masrafını karşılayacağız, hepinize iş bulacağız'' vardı. Bu vaatlerin hiçbiri yerine getirilmedi. İşadamı evin kirasını sadece 2 ay ödedi, sonra kayboldu.
AİLE KİRAYI ÖDEYEMEDİ
9 kişilik aile Ankara'da geçim sıkıntısı çekmeye başladı. Yunus'un ağabeylerinden Ender Geray asgari ücretle çöpçülük yapmaya başladı. Diğer ağabey de inşaatta çalışıyordu. Bir süre sonra inşaatta düşüp sakatlanınca çalışamaz oldu. Aile, 300 TL'lik kirayı bile ödeyemez hale geldi. Depremden sonra yanlarına gelip vaatte bulunan hiç kimse ortada yoktu. Sonunda çocukların okulu tatile girdi, aile yol parasını denkleştirip Erciş'e döndü.
Ender Geray şu an ailenin tek çalışanı. Ankara'da inşaatta amelelik yapıyor. Ender Geray, ''Ankara Valiliği bize bir kaç parça elbise aldı. Cumhurbaşkanı'na çıkardılar ama hepsi o kadar. 'Size sahip çıkacağız' diyenler nerede? Bizi dilenci yerine koydular. Şu an 9 kişilik aileme ben bakıyorum. Herkes Yunus'un fotoğrafı üzerinden reklam yapıyor, hepsi o kadar'' dedi.