TURSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya Karadeniz Bölgesi ziyaretleri kapsamında Trabzon’da bir toplantı düzenledi.

Acentaların yoğun katılım sağladığı toplantıya TURSAB yönetimi tam kadro katıldı.

Firuz Başkan ilk günkü heyecanını yansıtır biçimdeydi.

Tüm masalara misafir olan Başkan, katılımcılara teker teker dokundu.

Başkanın bu tavrı katılımcıların bir bölümü tarafından, yaklaşan TURSAB seçimlerine hazırlık olarak değerlendirildiği gibi, bir bölüm için de acentaların sorunlarını dinlemek için planlanmış bir program olarak değerlendirildi.

Toplantıda hazır bulunan hukuk departmanı tüm sorulara anında cevap üretti.

Yönetim kurulu üyeleri pür dikkat alanları ile ilgili sorunları not etti.

Uzun yıllar sonra bölgemizden TURSAB yönetim kurulu üyesi olarak seçilen Mustafa Gümrükçüoğlu daha da bir heyecanlıydı. Bu toplantıyı acentaların fırsata dönüştürmesi için sergilediği gayreti takdire şayandı.

Sonuç olarak toplantının düzenleniş amacı ne olursa olsun verimli bir toplantıydı.  Katılımcıların heyecanından anlaşılan bu tarz toplantıların yılda en az 1-2 kez düzenlenmesi gerektiğiydi.

Toplantıda birkaç konu ana gündem konusu oldu.

Şehrimizdeki j plaka sorunu, havayolu firmalarının acentalar üzerinde oluşturduğu mağduriyet, TURSAB aidatları, rehber sorunu ve çıkması yılan hikayesine dönen yeni yasa toplantıda öne çıkan konular oldu.

J plaka sorunu ile ilgili TURSAB genel merkez tarafından görevlendirilecek bir heyet önümüzdeki haftalarda Trabzon Büyükşehir Belediyesi ile bir görüşme gerçekleştirecek. Bu görüşmeden çıkacak sonuç umarım şehrimiz acentaları açısından hayırlara vesile olacaktır.

Havayolu firmalarının acentalar üzerinde oluşturduğu mağduriyet ile ilgili alınacak aksiyon fikri kabul gördü ve çalışmaların başlatılması talimatı Başkan Bağlıkaya tarafından anında verildi.

Aidatlar, rehber sorunu ve yeni yasanın çözümü biraz daha zaman alacak gibi duruyor.

En nihayetinde bir çiçek açması ile baharın gelmeyeceği sözünü hepimiz biliriz. Bu ve buna benzer çalışmalar, toplantılar bundan sonra daha sık yapılmalıdır.

Sektörün tüm bileşenleri tarafından yapılmalıdır.

TURSAB üye sayısı 14 binlerle ifade edilen büyük bir kuruluştur.

Tüm olumsuzluklardan en önce etkilenen bir sektörün temsilcisidir.

Bunu söylerken Türkiye’de turizmi tek başına TURSAB’ın kurtaramayacağı da hepimizin malumudur.

Tıpkı TURSAB gibi turizm ile ilgili tüm kurum ve kuruluşlar bu hassasiyeti bilmeli ve bu doğrultuda çalışmalar yapmalıdır.

Üyelerinden aldıkları aidatların üyelerine geri döndüğünü hissettirmelidir.

Üyeler de tüm destekleri ile üst kuruluşlarının arkasında olmalıdır.

Pandemi, savaş, ekonomik kriz vb konulardan en üst düzeyde yıpranmış, personel göçü vermiş ve tabiri caizse ticari ömürlerinde sona gelmiş bir sektörden bahsediyoruz.

Sektör açısından kurumlar arası kırgınlıkların, çekişmelerin son bulması gereken sezonlar yaşamalıyız.

Aksi takdirde sektör temsilcilerinin, fillerin savaşında ezilen çimlerden farkı kalmaz.

xXx

HAVAALANI POLEMİĞİ

Geçtiğimiz günlerde Trabzon Milletvekili Salih Cora, Trabzon Havalimanıyla ilgili yeni pist ve havalimanı çalışmasının bir iki ay içerisinde netleşeceğini, mevcut olan tek pistin yeterli olmadığını ve yeni havalimanının bir zaruretten kaynaklandığını ifade etti.

Mevcut havalimanı kullanımı devam ederken, herhangi bir hava ulaşımında aksamaya neden olmayacak şekilde yeni havalimanının mevcut havalimanının kuzeyine doğru deniz dolgusu şeklinde planlandığını, eğer mevcut havalimanını deniz dolgusu şeklinde yaptığımızda mevcut havalimanının bulunduğu yeri de yine lojistik merkez olarak değerlendirme imkanına sahip olacağını da sözlerine ekledi.

Bu fikri beyan ederken yeni pist ve havalimanı çalışması kapsamında havalimanının deniz tarafında alt kısmında bulunan Trabzonspor Tesisleri'nin de kamulaştırma alanına dahil olacağını da sözlerine ekleyince konu anında polemiğe dönüştü.

Kulüpten yazılı bir cevap, sosyal medyada yorumlar derken konu yoğun ülke gündemi arasında kaynadı gitti.

Kıymetli okurlarım artan turizm potansiyelimiz, hava ulaşımının gelişmesi ve bölgemizdeki birçok ile hizmet edişi özelliği ile Trabzon havalimanı bölgemiz için büyük önem arz etmektedir.

Son yıllarda şehrimizde ivme kazanan turizm hareketliliği ve buna bağlı olarak sayıları her geçen gün artan otel ve seyahat acentesi sayısı havalimanın önemini artırmıştır.

Hal böyleyken Rize havalimanı açıldıktan sonra Trabzon havalimanın kapanacağı, uçuşların Rize ve Giresun havalimanlarına yönlendirileceği yorumları yapılmaya başladığında hep bir ağızdan haklı olarak veryansın ettiğimiz de bir gerçek.

Trabzon havalimanının büyütülmesi/yenilenmesi çalışmaları yapılırken havaalanının uçuşa kapatılmaması için deniz dolgusu yapılması gerektiği söylenince de veryansın ediyoruz.

Eğer bu havalimanı şehrimiz için önem arz ediyorsa ve bir gün dahi kapalı kalması şehrimize kapanmayacak yaralar açacağı ortak görüşümüz ise dolgu üzerine yapılacak projeyi hep birlikte desteklemeliyiz.

Havaalanı Trabzon’a yakışmıyor, uçak park alanı yetersiz, yolcu trafiğini kaldırmıyor düşüncesinde hemfikirsek ve bu eksiklikleri düzeltirken havaalanımızın uçuşlara kapatılmaması gerektiğini savunuyorsak başka alternatifimizin olmadığını bilmeliyiz.

Coğrafi yapımızdan dolayı şehrin güneyinde havaalanının yapılamayacağı, arsin’de havaalanı için müsait olabileceği düşünülen alanda yatırım adası projesinin onaylandığını bilince bu mecburiyetimiz daha da anlam kazanıyor.

Kalın sağlıcakla.