Türkiye, Yunanistan'ın uluslararası hukuka aykırı şekilde Ege'deki Gayri Askerî Statüdeki Adalar'a zırhlı araç sevk ettiği anları, insansız hava araçları (İHA) ile belgelendirdi. Çıkarma gemilerinin Midilli ve Sisam adalarına özellikle ABD tarafından hibe edilen askerî araçları sevk ettiği görülürken, Türkiye'nin atabileceği adımlar konuşulmaya başlandı.

Silahlandırmayla birlikte statüsü değiştirilen adaların yeniden Türkiye'nin kontrolüne geçmesi gerektiğine dikkat çeken uzmanlar, Ankara'nın AB, BM ve NATO'ya birer mektup yazarak söz konusu adalara yönelik müdahale hakkının saklı tutulduğunun açıkça belirtmesi gerektiğini kaydetti.

Güray AlparGüray Alpar

"YUNANİSTAN FIRSATÇILIK YAPIYOR"

Stratejik Düşünce Enstitüsü Başkanı Emekli Tümgeneral Güray Alpar:

"Yunanistan'ın uluslararası gelişmelerde yanına ABD'yi de alarak fırsatlardan istifade etme gibi bir fikri var. Bugün bunu yapsa bile kabul edilmesi, oldubittiye getirilmesi Türkiye açısından mümkün değil. Anlaşmalara göre, bu adalar Yunanistan'a silahsız olması şartıyla verilmiştir. Burada siz bu şartı gerçekleştirmiyorsanız, adaları silahlandırıyorsanız, anlaşma geçersiz olur. Yunanistan gerekli şartları sağlamadığı için bunların tekrar Türkiye'ye iade edilmesi gerekir. Uluslararası hukuka göre, Yunanistan adaları derhal silahsızlandırmalı, bunu yapamıyorsa da adaların Türkiye'ye ait olduğunu kabul etmeli. Bu görüntülerden sonra Türkiye'nin bundan sonra geliştireceği politikaları da bunun üzerine kurması gerekiyor. NATO'nun da buna dikkat etmesi gerekirdi."

Naim BabüroğluNaim Babüroğlu

"KARDAK BENZERİ TEDBİRLER ALINMALI"

İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Naim Babüroğlu:

"Yunanistan'ın kendi ölçeğiyle, millî güç unsurlarıyla orantılı olmayan cüretkâr adımları atmasına neden olan bazı gelişmeler söz konusu. ABD ve Fransa ile imzaladıkları ikili askeri anlaşmaların ardından Yunanistan hasmane adımlarını artırdı. ABD Türkiye sınırına çok yakın olan Dedeağaç'ı bir askerî varlık haline getirdi. ABD, bunu Rusya için yaptığını söylüyor ancak Yunanistan bu durumdan yararlanan ülke oluyor ve bu durumu Türkiye karşı bir tehdit olarak geliştiriyor. Yapılan tüm adımlar anlaşmalara aykırıdır. Yunanistan bu adaların statüsünü bozdu. Bırakın silahsızlandırmayı adaları tümen seviyesinde tugay seviyesinde birlikler yerleştirdi. Yani her birinde 7-9 bin askerin bulunduğu adalardan söz ediyoruz. Zırhlı araçların sevk edildiği görüntülerle ortaya çıktı. Bu araçlar saldırı ve taarruz hâlinde kullanılır. Girit, lojistik alan haline getirdi. 1996 yılında Kardak krizinde yapılan adımlar zorlayıcı diplomasidir. O zaman Türkiye şimdi de bu adalarda buna benzer bazı tedbirler almalı. AB, NATO ve BM'ye birer mektup yazarak, uluslararası hukuka aykırı bir şekilde statüsü değiştirilen adalara müdahale hakkını saklı tuttuğunu açıkça belirtmeli."