Nimetinde olacak da, külfetini sırtlamayacak mı..?
Trabzonspor’un Antalya maçında tribünlere çekilen bu pankarttaki espriyi kulvarından saptırarak, kin ve nefret tohumu saçan Fenerbahçe’ye karşı Abdullan Avcı’nın bir iki kelime etmesi gerektiğini söyledim.
Bazı dostlar, niye Avcı söylesin yönetim cevabını versin dedi.
Eyvallah.
Ama, Avcı’nın da elde ettiği başarıyı böyle sıradanlaştıran ve kulvarından saptıran sabık düşünceye karşı bir iki laf etmesi gerekmez mi..?

Fener’in bu pankarttan çıkardığı çarpıtma iğrenç tespitlerin muhatabı aynı zamanda Avcı’nın kendisidir.


Pankarttaki espri, Avcı’nın soyadından esinlenerek yaratıcı bir zekanın ürünüdür.
Kanarya’nın namlunun ucunda olması ile ilgili Fenerlilerin yorumu, o mananın çıkartılacağı bir yorum değildir. Bunu bilinçli yapan Fenerliler başarısız sezonunun üzerini örtmeye çalışıyor,
Fenerli çok iyi bir dostum eski bir gazeteci ağabeyim rahmetli İslam Çupi şöyle derdi..”Fener yenerse de olay yenilirse de olaydır…”

Fener, şampiyon olmasa da olay.. Bunun için gündemi çarpıtmak bunların huyu..
Hadi, Abdullah Hoca…
Senin başarını karalayanlara bir çift laf et..
Şampiyonluğunun her türlü nimeti sana helal olsun. Külfetine de azcık omuz ver emi..!


Uzungöl, yerli turiste kapanır..!
Yorumlarına, gözlemlerine , tahlillerine ve tespitlerine çok güvendiğim, saygı duyduğum bir dostumuz bayramın ikinci günü ailesi ile Uzungöl’e gitti.. Dönüş yolunda beni aradı çok ilginç tespitler yaptı..
Söze, şöyle girdi.
“Uzungölde 10 lira 1 lira olmuş..”
Yani, Uzungöl esnafı, liradan bir sıfır atmış.
Nasıl mı?
Dostumu dinleyelim..
“Bir top dondurma aldım çocuğuma, kaç lira dedim.. Bir lira deyince şaşardım. Bir lira uzattım  adam güldü.. Burada bir lira 10 lira dedi..”
Vay, ben de şaşındım.
Dostumuz, göl üzerindeki bisikletlere çocuğunu bindirmiş.. Ücreti sormuş, 5 lira cevabını almış.. Dondurmacıdan tecrübe ile 50 lira ödedim dedi.
Sonra, bir hamburger yemek istemişler.


Bir hamburger 130 lira.
Acaba bunun da sıfırı mı atıldı diye içinden geçirdiğinde yok bildiği 130 lira demiş hamburgerci.
Uzungöl’de otel işleten bir dostu aradım…
 Hamburger, yerli üretim değil zincir restoranındır dedi,… Bodrum’da da aynı fiyat, Uzungöl’de de..
Bir yarım litrelik su 2 lira ile 5 lira arasında değişiyor.
Bir ajda bardakta çay  sıfırı atılmamış 5 lira.
Böyle giderse, yakında Uzungöl Türklere kapanır.

Zaten iki yıl büyük sıkıntı çeken Uzungöl esnafı da Türkler gelsin istemiyor.
Araplar dört gözle bekleniyor.


İmamoğlu’nu AK Parti parlatıyor..!
Ekrem İmamoğlu, gülen bir adam. Sempatik. Halka kucaklaşıyor. Kendini iyi anlatıyor. Genç ve en önemlisi de keskin düşünceleri yok.
Bu hali ile de seviliyor.
Ancak, İmamoğlu’nun Ak Parti’nin yanlış politikaları da parlatıyor.
İmamoğlu, tıpkı Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul büyükşehir Belediye başkanlığı sürecini yaşıyor.
Erdoğan’ da siyasi iktidarın engellemelerine karşı direndi.
Erdoğan’da siyasi iktidarın cenderesine karşı dik durdu.


Erdoğan da siyasi iktidara bana İstanbul’a hizmet ettirmiyor dedi.
Ve mağduru seven bu halk, Erdoğan’ı Cumhurbaşkanlığına kadar taşıdı.

Bunu bilen Erdoğan ve Ak Parti, İstanbul’da yetkilerimi kısıtlıyorlar diyen İmamoğlu’nun eline koz veriyor.
İktidar yetkileri kısıtlasa da kısıtlamasa da bu gerekçenin arkasına sığınarak, İmamoğlu mağduru oynuyor.
Oysa, Cumhurbaşkanı, İstanbul’a hizmette kendi yetki ve sorumlulukları ile hiçbir özveriden kaçınmasa, İstanbul Belediyesi ne istiyorsa önünü açsa ve hatta, Ekrem İmamoğlu ile halkın karşısına çıksa, görüntü verse, İmamoğlu’nun siyasi geleceği şimdiki gibi parlak olmaz.

Hemşerimiz Cumhurbaşkanı adayı olacak mı..?
Peki, Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanı adayı olur mu?
6’lı masa ortak Cumhurbaşkanı adayı için şu şartı koşuyor.
Şart 1) Seçildiği gibi partisi ile ilişkisini kesecek


Şart 2) Bir daha siyasete geri dönmeyecek
Şimdi.
Yaşı 50’lerde bile olmayan Ekrem İmamoğlu Türk siyasetine en az 20 yıl damgasını vuracağı bir süreçte, Cumhurbaşkanı mı olmak ister, CHP Genel Başkanı mı..?
Elbette, CHP genel başkanı.

O nedenle son Karadeniz Gezisinde, hücrelerine kadar Cumhurbaşkanlığını istiyor yorumlarına ben katılmıyorum.

 

ZAYTUNG
 Son gelen zamlarlar birlikte hasetlik seviyesi ''bu arabalara kim biniyor?''dan ''bu otobüslere kim biniyor?'' seviyesine geriledi...