“Bir şeyi yerine getirmek, sözünde durmak, bağlılık gibi anlamlara gelen vefa, ahlâkî bir terim olarak, görülen iyilikleri unutmamak, iyilikte bulunanlara misliyle veya daha fazlasıyla karşılık vermek anlamına gelir.”

İşte bu şekilde tarif ediyor Türkçe sözlükler bu terimi.

Yani, vefayı.

Başkaca açılımı yok zaten.

Oradan alıp paylaştık.

Öyle çarşı-pazarda, sokaklarda, akrabalarda, komşuda falan tarifini bulamazsınız.

Hatta bazen evlere dahi uğramadığı oluyor.

İnsanoğlundan o kadar uzaklaşmış bu olgu.

Vefa örneklerini artık sadece ana haberlerde izliyoruz.

“Vay be, helal olsun!” Diyerek.

***

Böyle işte.

Yıl 2015.

Vefanın elden-avuçtan düşürüldüğü, herkesin kendi derdine düşüp eşin-dostun derdinin pek kale alınmadığı, sosyal çöküntünün tavan yaptığı zamanları yaşıyoruz.

Komşuyu da geçtik.

Sokaklar kaderine terk edilmiş yaşlı insanlarla dolu.

Vefanın bazı evlere uğramadığı cümlesinden budur kastımız.

Hal böyle iken, o insanların anlattıkları dostluk anılarını da ağzımız açık dinliyoruz.

***

Maziler, yakın akraba diye sahiplenilen kişilerin insanları kolayca harcadığı sayısız anılarla dolu.

Yani, artık kan bağı falan hikaye.

Vefalı olmak için yeterli sebep görülmüyor.

Hal böyle iken, arkadaş bile “taaaa orada”  kalıyor.

“Herkesin derdi kendine” misali insanlar birbirlerinden kopup gitmiş.

Kabullenmek çok zor.

Hatta bazılarınız için imkansız.

Ama durum bundan ibaret.

***

“Üzerimizde hakkı ve hukuku olan insanların zor zamanlarında yanında mı, yoksa başka bir yerde miyiz, az biraz mesafe aldığımızda, bizde emeği olanları görmezlikten geliyor muyuz?”

Gibi sorular konu ile ne kadar alakalı olduğumuzu  zaten ortaya çıkarıyor.

 ***

Yapılan iyilikler alacak hanesine tabi ki yazılamaz.

Lakin, vefa diye bir terimin olduğu da muhakkak.

Bu durumda yapılan iyiliğin karşılığı da vefasızlık olmamalı.

Bu kadar anlattık vefayı.

Yine de anlamayan arkadaşlar için birkaç örnek vermek isterim.

***

Mesela;

Sizler için varını yoğunu ortaya koyan insanlara kötü günlerinde sırt çevirmenizdir vefasızlık.

Mesela;

Düştüğünüzde, sizler için eğilen ve elinizden tutup ayağa kalkmanıza yardım eden kişileri kendi hallerine terk etmenizdir vefasızlık.

Mesela;

Kendi ile alakalı bir durum olmadığı halde, sırf mutluluğunuz için kendini riske atıp hakkınızı elde etmeniz için mücadele edenleri  zor günlerinde dertleri ile başbaşa bırakmanızdır vefasızlık.

Hoşça kalın, dostça kalın…