Bu şehirde doğduk.

Bu şehirde büyüdük.

Bu şehirle var olduk.

Sporda, sanatta, siyasette yok sayılmamak...  

Örselenmemek için habire koştuk.

Kararlılığımızla meşhur olduk. 

Bundan mütevellit…

Tüm memleket biliyor ki;

Göbek bağımız kesildiği günden beri...

Ne adımız değişti, ne verdiğimiz mücadele.

Temel, Fadime, Dursun dediler...

Durduramadılar, durmadık.

Hırçın Karadeniz’e horonla ritim tuttuk, derdi kederi el ele unuttuk.

Saklamaya ne hacet…

Birlik olup yordular.

Derdimiz keyfimiz oldu.

Ne ‘Oyy’ larımız eksildi türkülerden…

Ne de ‘Hey gidi…’ ler hayallerimizden.

Velhasıl.

Eyy benim kendinden geçmiş hemşerim!

Farkında değilsin.

Lakin şimdi durum başka…

Bugün.

Bu topraklarda…

Ne bordo kalmış, ne de mavi…

Başımızda hastalık, coğrafyamız kızarık.

Ve yine diyor… 

Ekliyoruz ki;

Başkasından beklemeyin.

Biziz bu şehre borcu olan.

Biziz toprağıyla harmanlanan.

Yaylalarını şenlendirip…

Esnafını ayağa kaldıracak olan biziz.

Ne olur artık ciddiyet…

İnadımız iş görsün…

Trabzon’umuza kıymayın.