Herkesin arabası yok! Her yere  ve zamanında otobüste yok. Taksilere de her an binilemiyor. Bu durumda dolmuşlara binmekte şart oluyor. Dolmuşlar Trabzonluların neredeyse hayatının bir parçası olmuş. Kimileri kibarlığından dem vurur, kimileri ise kabalığından. Bazıları yolcudan şikayet eder bazıları da şoförden. Hemen herkes eğitim şart der ama nedense bu konuda kimse bir arpa boyu yol gitmez. Bazen SGK'ları ile gündeme gelirler, bazen ise ücretlere yapılan zam ile...

Ancak şu var ki dolmuştan inerken şoföre seslenme şekilleri ise gerçek bir eğlence!

Acaba siz nasıl sesleniyorsunuz?

Sağda müsait bir yerde (En yaygın kullanımlardan biri...)

Münasip bir yerde  (Müsaitin eğlenceli versiyonu!)

Kaptan, inecek var! (Kaptan da çok kullanılır. Bir an gemideyiz hissi gelir bize!)

Kaptan burada at beni (Oldu olacak, in aşağıya bir de tut beni! At beni nedir, ne demektir?)

Geçince inecek var (Nereyi geçince?)

Durakta inecek var (O olur bak! Durağın yeri de belli!)

Usta inecek var (Usta, kaptan... Ne ararsak var...)

Işıklarda lütfen  (Işıklarda ne lütfen? İnecek misiniz? O zaman öyle söyleyiniz!)

Işıkları geçince (Işıklar geçince bizi bir sürpriz mi bekliyor yoksa? Vay, çok heyecan verici)

Kaptan, durakta! (Yine kelime tasarrufu!)

Şoför bey burada ineceğim (Nihayet açık ve net bir ifade...)

Burda kalalım (Kalalım mı? Nasıl ya?)

Uygun yerde rica edeceğim (Hiç hoş değil, çok ayıp!)

Kaptaaan! (Biraz nezaket lütfen!)

Kaptan kapıyı açar mısın? (Neden?)

Kaptan köşede bırakıyorsun (Bir de dövseydin! Mümkünse emir cümleleri kullanmıyoruz...)