Emniyet Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamada, “Suç türleri gelişen teknolojiyi yakından takip ederek sürekli değişim göstermektedir. Dolandırıcılık da bu süreçte değişim gösteren önemli suç türlerinden biridir. Özellikle cep telefonlarının yaygın olarak kullanıldığı ülkemizde dolandırıcılar, vatandaşlarımızı cep telefonları ile arayarak, kendilerini polis veya savcı olarak tanıtıp, terör örgütü ile bağlantılı olduklarını söyleyerek para talep etmektedirler veya farklı firmaların promosyon amaçlı yaptığı kampanyaları konu alan ödüller kazanıldığı şeklinde mesajlar göndererek para talebinde bulunmaktadırlar” uyarısında bulunuldu.

Türkiye’de kontör dolandırıcılığı olarak bilinen suç türünün, cep telefonlarında kontör kullanıldığı dönemlerde ortaya çıktığının hatırlatıldığı açıklamada vatandaşlara şu uyarılarda bulunuldu:
“Telefonla arayan şahıslara küçük miktarlarda gönderilen kontörlerden ibaretti. Miktarın küçük olması ve resmi prosedürlerin uzun sürmesi olay mağdurlarının müracaatta bulunmamaları neticesinde bu suçlar cezasız kaldı. Bu durumdan cesaret alan dolandırıcılar işi büyüterek ve kontör miktarlarını artırdı, günümüzde ise kontör yerini TL dolandırıcılığına bıraktı. Aldatılan vatandaşlarımızın gönderdiği miktarlar bazen pes dedirten miktarlara ulaşmaktadır.

Son zamanlarda telefon aracılığı ile uygulanan ve telefonda hipnoz olarak isimlendirilen olay olarak karşımıza çıkıyor. Bu yöntemde seçilen kişiler ile konuşan şahıslar bir psikolog gibi konuştukları şahısların zayıf yönlerini bularak yönlendirmektedirler. Hipnotize olup trans halinde geçen kişi telefonda sürekli konuşarak bilinç altını etkileyen sahsın etkisi altına girmektedir. Kişi sadece telefondaki sesi duyarak söylediklerine şartsız olarak inanmakta ve istediklerini bir an önce yerine getirmek için çaba göstermektedir. Telefon kapandığında bu trans halinden kurtulan şahıs Dolandırıldığını anlaması uzun sürmemektedir.

Polise bildirilen bu tür Dolandırıcılık olaylarının kat kat fazlasının bildirilmediği düşünülmektedir. Dolandırıldığını söyleyen vatandaşlarımız yakın çevrelerinde alay konusu olmaktadır. Çeşitli ithamlarla suçun tamamen kendisine ait olduğu, neden inandığı, neden para gönderdiği söylenerek aşağılanmaktan korktuğu için herhangi bir resmi kuruma şikayette bulunmamaktadır. Hal böyle olunca da kendisini dolandıran şahısları cesaretlendirerek başka kişilerinde mağdur olmalarına ön ayak olmaktadırlar. Yakın çevresiyle dahi mağduru olduğu olayı paylaşmaması durumunda bir kez daha mağdur olarak suçluluk duyması işten bile değildir.

Dolandırıcılık suçunun tamamının dolandırıcılarda olmadığını, onlara bu cesareti veren duyarsız vatandaşlarımızın da bu suçlarda pay sahibi olduklarını unutulmamalıdır.
Duyarlı ve hakkını arayan vatandaşlarımızın yardımı ile 2011 yılında ilimizde meydana gelen iki ayrı olayın şüphelilerinin yakalanmaları sağlanmış, 2012 yılında meydana gelen olaylarda ise 34 Şüpheli yakalanmıştır.

2011 yılında polise bildirilen olaylarda toplam 760.000 TL, 2012 yılında ise toplam 1.000.000 TL civarında para dolandırıcılara gönderilmiştir. Para gönderilen ATM’lerde, vatandaşlarımızın yoğun olduğu yerlerdeki uyarı yazıları ve bilgilendirme faaliyetlerine duyarsız vatandaşlarımızın da bu suça ortak oldukları unutulmamalıdır.
Zor şartlar altında kazandığımız paramızı dolandırıcılara kaptırmak bizim kaderimiz değil duyarsızlığımızdır”