Trabzon’da bir çok iş yeri açarak istihdam sağlayan ünlü işadamı Ayhan Sürmen, şu günlerde bir hayli dertli. Kendisine ait internet sitesinde konu ile ilgili bir köşe kaleme alan Sürmen, öyle ifadeler kullandı ki yenilir yutulur gibi değil.

İŞTE SÜRMEN’İN O YAZISI

Bazen kendimi iyi tanıyorum diye düşünüyorum. İnancım, vatanım, Trabzon’um ve milletimin yükselmesi dışında hiçbir amacım yok.
Bu uğurda istihdam yaratmak ve bu şehre dolayısıyla da iktidarıma, memleketime katkı koymayı sağlamak suç ise ben bu suçu fazlasıyla işliyorum.
İçimdeki girişimcilik ruhunun önüne geçemiyorum.
Bu yolda da altını çizerek diyorum Türkiye’de devletin yasalarına uygun iş gücü yaratmak için elimden geldiğince çaba harcıyorum, ama her şeyi dört dörtlük mü yapıyorum derseniz, tabi ki hayır.
30 yıl önceki dostlarımı, öğretmenlerimi, mahalle arkadaşlarımı görüyorum “seninle gurur duyuyoruz” diyorlar ve ekliyorlar “biz senin daha iyi yerlerde olmanı bekliyoruz, bunu fazlasıyla hak ediyorsun” bazen çok haklılar diyorum şayet bu azmimi, bu enerjimi, bu özverimi ve bu zekâmı başka şehirlerde harcasam şimdi Trabzon’a geldiğimde krallar gibi karşılanır, büyük adam olurdum.
Şimdi ise başarısı çekilemeyen, hiçbir şey üretmeyen insanlar tarafından işletmelerinin sekteye uğratılması için çaba harcanan, asılsız ihbarlarla karayollarından-polisine, çalışma müdürlüğünden-sağlık müdürlüğüne kadar şikayet edilen, şikayet eden bu şehre hiçbir katkısı olmayan insanlar haklıymış gibi muamele gören horlanan, suçlu insan konumuna giren olmaktan bıktım.
İnanamıyorum ve inanmakta güçlük çekiyorum ben yaklaşık Beşikdüzü organize sanayisinin toplam çalışanı kadar işçi istihdam ediyorum.
Devlet her türlü teşviği oralara sağlıyor. Yalnış anlaşılmasın sakın ben hiçbir şey istemiyorum devletten, sadece bir şey hariç, bana çocuğu gibi sevgi dolu muamele yapsın.
Eline devletin kılıcını alanlar, birkaç çapulcunun tetikçiliğini yaparken, devletin imkanları ile benim ve benim gibi bu şehre hizmet eden insanlara nankörlük etmesinler.
Kanun ve yönetmelikler esnetilebildikleri mühletçe istihdam yaratan insanların lehine kullanılmalıdır.
Bugün İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya vs. bir sürü şehri geziyoruz.
Bu şehirlerde istenilen özellikleri asla sağlamayan işyerleri istihdama yönelik korunup kollanıyor.
Bizler ise istenilen bütün özellikleri sağlarken denetçi devlet memurlarının keyfiyetine kaldığımız kısımlarda, adam öldürmüş gibi hor görülüp cezalandırılıyoruz.
Sıkıntılarımızı amirlerine aktardığımızda, aynı memurlar “amirimiz talimat verdi tutanak tutmaya geldik” diyebilecek kadar, medeni cesareti olan insanlar.
Helal olsun onlara ama, nasıl olsa devlet babanın kucağına oturmuş ay sonu geldiğinde salla başı al maaşı demesinler diye Ayhan Sürmen’e nasıl ge..dim demenin gururunu yaşamaya çalışıyorlar.
Suç onlarda değil ki onlara göz yumanlarda.
Sayın Valim az kaldı artık boğazıma kadar geldi, ya beni suçlu diye afişe edin, suçumu boğazıma yazıp bu şehirden kovun, ya da ben her şeyimi satıp, bu şehirde birçok insanın yaptığı gibi hiçbir istihdam sağlamadan, hiçbir vergi vermeden faizcilik yapacağım.
Umarım dertlerimi dinleyecek bir devlet yetkilisi çıkar.
Saygılarımla…