Hatırlayacağınız üzere geçtiğimiz aylarda Trabzon’da Trabzon Turizm Konseyi kurulmuştu.
Bu konseyin kurulum amacı destinasyon yönetimi, tanıtma ve pazarlama faaliyetlerini koordine etmek, turizm sektöründe sağlanan yerel, ulusal ve uluslar arası kaynakların tek elden yönetimini sağlamak olarak açıklanmıştı.
Bakanlığın oluşturduğu TGA’nın varlığında (Türkiye Turizm Tanıtım Ve Geliştirme Ajansı) Trabzon Turizm Konseyinin gerekliliği o dönemde çokca tartışılmıştı.
Şöyle ki; lansmanda açıkca dile getirilmese de Trabzon Turizm Konseyinin gelir kalemleri arasında “işletme aidatları” yerini almıştı.
Yani turizimci TGA’ya ödeme yapacak, konseye ödeyecek, ticaret odasına ödeyecek, üye olduğu birliklere ödeyecek, derneklere ödeyecek algısıyla kafalarda soru işareti bırakmıştı.
Tüm bu soru işaretlerine rağmen Trabzon Turizm Konseyi faaliyetlerine tam manası ile başladığında, TGA’yı güzel projelerle desteklediğinde şehir için güzel kazanımlar sağlayacaktır.
Ancak halihazırda konsey tam anlamı ile koordine olamamış gibi görünmekte ve bu koordinesizlik şehri bir çok tartışmanın içerisine itmektedir.
Örneğin Sumela manastırında izin verilen çekimi bu koordinasyonsuzluğun bir ürünü olarak nitelendirebiliriz.
Temeli tanıtıma dayandırılarak verilen ve tanıtımımıza negatif etki yaptığı açıkca ortaya çıkan bu izin verilirken bunun Turizm konseyin yönetimi içinde tartışılalarak verilmesi gerekmez miydi?
Yönetim kurulu tanıtımla ilgili bu ve buna benzer talepleri kendi içinde değerlendirmemeli mi?
Tanıtım ile ilgili bir karar verilirken her kurum kendi kararını verecekse bu konseyin varlığını tartışmamız gerekmez mi?
Trabzon Turizm Konseyinin koordinasyonsuzluğunun bir yansımasıda EMİTT fuarında karşımıza çıktı.
EMİTT fuarındaki standımız tartışma konusu oldu.
Fuardaki standımız başka illerin standları ile karşılaştırıldı, üç ilin aynı standta toplanması tartışıldı, stand düzeni tartışıldı derken iş geldi Turizm il müdürlüğünde çalışan bir personele dayandırıldı.
Fuara katılan ve trabzon turizmi için önemli olan bir grup turizmcide bu tepkiler karşısında o personel ile ilgili yedirmeyiz şeklinde paylaşımlarla destek olmaya çalıştılar.
Yani koskoca Trabzon şehrinin standının başarısı yada başarısızlığı turizm il müdürlüğünde çalışan bir personele maledildi, yedirmeyiz paylaşımları ile savunuldu ve konu kapandı.
Devamında kimisi panayır yerine dönen, turizmle zerre ilgisi olmayan bir ilin stand çalışmasını örnek gösterdi, kimisi bir turizm ilçesinin emek yoğun standını.
Ama şehirden hiç kimse çıkıp yav kardeşim bizim Trabzon standımızda son iki gün niye kimse kalmadı demedi.
Kimse çıkıp bu şehrin Valisi, Belediye Başkanları, Tiraret odası başkanı neredeydi? Bu standa niye gelmediler demedi?
Kimse çıkıp bizim Trabzon standımız ile Ankara’nın standı birbirinin kopyasıydı. Trabzon standı da Ankara’da mı dizayn edildi yoksa Trabzon Turizm Konseyi bu konuda bir stand çalışması mı yaptı demedi.
Kimse çıkıp EMİTT’e yapılan programlarda bir tane Karadenizden konuşmacı yok demedi.
Kimse çıkıp Trabzon Turizm Konseyi yokken de bu standlar aynıydı, hatta önceki yıllarda daha iyiydi konseyin fuar çalışmasına ne katkısı oldu demedi.
Tabiri caizse başarı/başarısızlığı bir kişiye yükledik ve yedirmeyiz dedik sorun çözüldü.
Kıymetli okurlarım eğer bir şehirde Turizm Konseyi var ve o şehirin tanıtımı ile ilgili bir konu var ise o konun muhatabı bu konsey olmalıdır.
Başarısı da başarızlığıda bu konsey üstlenmelidir. Şehre gelen fenomenlerin programlarına evsahipliği yapma, ortaya atılan fikirleri sahiplenme ile konsey amacına ulaşmaz, şehre zarar verir ve yakın süreçte de tasfiye olur.
Uzun vadede yüksek katma değer sağlayacağına inandığımız bu konseyin bir an evvel üst yönetim seviyesinde projeyi sahiplenmesi gerekmektedir.
Konsey bünyesinde çalışan birbirinden heyecanlı ekipibin enerjisi bitmeden konsey yürütme kurulunun olaya müdahale etmesi, genel müdürünü ataması ve acilen konseyi kurulum amacına yönlendirmesi gerekmektedir.
Konsey genel müdürünü atamak için Turizm il müdürünün atanmasını beklemek her geçen gün Trabzon Turizm Konseyine zarar vermektedir.
Kalın sağlıcakla...
