1978-79 sezonunda Göztepe’yi 5-0 mağlup eden Trabzonspor, Ege temsilcisi karşısında tarihinin en farklı galibiyetini dün akşam alacaktı ancak İzmir ekibinin kalesinde ‘Beto’ değil de sanki ‘beton’ vardı…

Bordo-Mavili ekibin bundan önceki karşılaşmalarında hep takımın isteksizliğinden dert yandık. Karadeniz ekibi kazandığında da kazanamadığında da ‘takım galibiyete yeterince istek duymuyor’ dedik. Dün akşam ise bambaşka bir Trabzonspor izledik. Fenerbahçe maçından sonra takımda bazı şeylerin değişmekte olduğunu ifade etmiştik. Göztepe müsabakası ise Karadeniz ekibinin ‘takım olmak yolunda’ zirveye çıktığı karşılaşma oldu. Bu açıdan alınan beraberlik, kaçırılan üç puan benim için önem taşımıyor. Çünkü Trabzonspor gelecek adına bana artık ciddi şekilde umut veriyor.

Burak Yılmaz’ın yokluğunda santrafor formasını sırtına geçiren Rodellaga, üç mutlak pozisyonun birinde topa ayak koyabilse (vurmasına gerek yoktu, ayak koysa yeterliydi) bordo-mavili ekip güzel futbolunu ayrıca üç puanla süslemiş olacaktı. Okay’ın üç muhteşem kafa vuruşu, Sosa’nın, Abdülkadir’in, Yusuf’un ve N’doye’nin tüm şutları hep Beto’ya takıldı. Trabzonspor yine bir puanla yetindi ancak çok farklı bir performans ortaya koydu. Beto kalesinde betonlaşmasa bordo-mavililer üç puanı tarihi farkla almış olacaktı. 

Dün akşam gördük ki, Trabzonspor artık Sosa’yı kazandı. Arjantinli oyuncu sahada gerçek bir ‘şef’ gibiydi. Kamil Ahmet harika bir performans ortaya koydu. Okay’ın performansı zirveyi gördü. Abdülkadir büyüledi. Onur iki kritik kurtarışla görevini layıkıyla yaptı. Ve bunlardan daha iyisi takımda vasatın altında kalan kimse yoktu. Oyuna sonradan dahil olan Yusuf ve N’doye galibiyet için hırsla mücadele etti. 

Futbol böyle bir şeydir. Üç puan bazen gelmedi mi gelmez. Buraya takılmamak lazım. Trabzonspor’un bundan sonra yapması gereken şimdiden gelecek sezonu planlamaktır. Karadeniz ekibi kadrosunu muhafaza ederek, transferi abartmadan, birkaç üst düzey takviye ile gelecek sezon çok can yakar! 

Bu arada dün akşam adına bir noktaya daha dikkat çekmek istiyorum. Unutmayalım ki Trabzonspor’un Burak Yılmaz’ı var. Bordo-Mavili ekip dün akşam ki futbolunu Burak’ın sahada olduğu müsabakalarda ortaya koyduğunda neler olabileceğini hepimiz tahmin edebiliyoruz. Tüm bu nedenlerden ötürü hem bu sezonun kalan maçları, hem de gelecek sezon adına oldukça artık umut duyuyoruz. Yeter ki saha dışı faktörler takımın ruhunu bozamasın!