Yomra Belediye Başkanı Mustafa Bıyık, 61saat.com İmtiyaz Sahibi Erhan Esaspehlivan’ı ziyaret etti. Yomra Belediye Başkanlığında geçirdiği ilk 500 gününü, hazırladıkları dergide toplayana Bıyık, çarpıcı açıklamalara imza attı.
Esaspehlivan’ın Yomra ve gündeme dair sorularını yanıtlayan Bıyık, neden 500 günü bir dergide toparladıklarını, Petrol İstasyonunun satış sürecini, Kongre ve Düğün Salonu ihalesinin iptalini, Yomra’ya Doğalgazın hala neden gelmediğini, Avrasya Üniversitesi ile aralarında olan arazi sorununu ve bir çok noktayı açıkladı. 

Başkan Bıyık’ın açıklamaları şu şekilde: 

Neden 500 gün? bizim görev süremizin Biz görev sürecimizin 1. yıl dönemi tam pandeminin başlangıç noktasına denk geliyor. Vatandaşın daha çok kaygı duyduğu dönemdi. Sokağa çıkma yasakları oldu. O süreçte bir dengi yapıp, basın kuruluşlarıyla bir araya gelmenin sakıncalı olacağını düşündük. O yüzden sürecin biraz daha yumuşamasını bekledik. 

500 GÜNDE YAPILANLARDAN BAZILARI

Çocuk parkları. Çok sayıda sosyal yaşam alanı oluşturduk.
Kaşüstü Bölgesinde cadde sağlıklaştırma çalışması var.
Çöplerimizi yerin altına aldık. Ancak hala tam istediğimiz seviyeye gelemedik. 100 noktada çalıştık ancak bunu 200 noktaya çıkarmayı hedefliyoruz.
Çok önemsediğimiz belediyede e devlet ve e belediyecilik için ciddi alt yapı oluşturduk. 

Konferans Salonu Projemiz vardı. İhalesini yaptık bitti. Ekim ayında ihalesine başlıyoruz. Yaz sezonuna yetiştireceğiz. Burada hem nikah salonu hem de düğün salonu ihtiyacımız vardı. 

Kırsal bölgede 10 km’ye yakın yeni yol yaptık. Bizim alanlarımız nihayetinde zor. Öyle nokta var ki Maden Köyünde çocuklar yürüyüp, servis aracına biniyordu. Servis aracının eve yaklaşma imkanı yoktu. Bunun gibi çok aciliyeti olan 10 km’ye yakın yeni yol yaptık.
Bunları çok sayıda sıralayabiliriz…

Yomra Elması projemiz vardı. 2 bin adet fidanımız büyüdü. Nisan - Mart ayında aşısını yapacağız. Mart ayında halka dağıtacağız. 

DOĞALGAZ YOMRA’YA NEDEN GELEMİYOR?

Doğalgaz’da Kaşüstü’nde çalışmalar devam ediyor. Taşeron firmayla, çalışmayı iptal etmişler. Konuşurken 300 milyar metre küp gaz bulduk. Devasa projeler. Türkiye’de uçan arabadan, yüzen otomobile kadar bir çok şey konuşuyoruz. Ama 40 bin kişilik Yomra ilçesinde gazı yakamıyoruz.
Anadolu’da 2 bin 3 bin nüfuslu ilçelerde 5 yıldır yanarken, Yomra ilçesinde biz 10 bin abone garantisi verecek kadar emin duruşumuza rağmen, isterseniz 1 hafta 10 günde 10 bin imza toplayalım dememize rağmen 10 gün çalışıp 6 ay yatıyoruz.
Art niyet olduğunu düşünmüyorum…
Yomra’da çalışan firma taşeron, taşeronu. Aksa Gaz gidiyor bir taşerona işi veriyor. O da gidiyor bir taşerona işi veriyor. Taşeron geliyor burada işe başlıyor. Firmayla, Türkiye genelinde bir anlaşmazlık oluyor o da bırakıp gidiyor.

Bize verilen taahhüt şuydu: Biz ekip ayında, Yomra’da Kaşüstü’nde gazı yakacağız diye çalışmamız vardı ama hala çok ilerlemiş sarf edilemedi.
Adliye Sarayı, Kanuni Eğitim Araştırması, 5 yıldızlı otel, 4 yıldızlı otel, AVM, konut var.. Bu anlamda devletin çok ciddi kaybı var.

2 AYDA 8 MİLYON TL  YOMRALI VATANDAŞLARA ÖDEME YAPILACAK

Bunları konuşunca millet hep geçmişi eleştirme noktasında yorumlayabiliyor. Şu anda belediyenin ekonomik durumu bütün belediyelerde olduğu gibi kötü. Ben sadece bizde kötü demiyorum. Türkiye’de belediyecilik ekonomik anlamda kötü. Şu anda Yomra Belediyesi İller Bankasına 700 bin TL kredi ödüyor. Biz bugüne kadar 8 Milyon TL borç ödedik. Şu anda biraz sıkışık dönemden geçiyoruz. Özellikle bu pandamı döneminde hem İller Bankasından belediyeler gelen payların azalması, hem de vatandaşın ticaret yapamamış olması sebebiyle Emlak Vergilerini ödeyemedi. Çünkü vatandaş iş yapamıyor. İşyerleri kapalı. Haliyle onun gelirine yansıdı, oradan da bizim gelirimize yansıdı.
Bugüne kadar maaşların ödenmesi, piyasa borçların ödenmesi noktasında sorun yaşamadık.
Asıl büyük sorunlarımızdan birisi bizim belediyenin arkasında kent meydanı yapılmak için kamulaştırılan 10 dönümlük arazi vardı. O arazinin kamulaştırma bedelleri için yüklü miktarda borcumuz vardı. O borucu öderken mahkemelerden fiyat artışı çıktı. Yaklaşık 8 Milyon civarında yeni borçlanma çıktı. 

Vatandaşa bu borcun ödenmesi gerekiyor. Belediyeni de borçlanma için likiditesi uygun değildi. Bir satış yaptık. Yomra Belediyesinin mülkü olan bir petrol istasyonunu sattık. Vatandaşımızın borucunu başladık ödemeye. Yaklaşık 2 ay içinde 8 Milyon TL civarında parayı Yomralı vatandaşlara ödeme yapmış olacağız.

AVRASYA ÜNİVERSİTESİ İLE OLAN SORUN

Biz hep şunu söyledik: Avrasya Üniversitesi Yomra için bir değerdir. Anadolu’da çok çeşitli yerleri gezerken insanlarla karşılanıca ‘Nerelisin’ dediklerinde Yomralı diyorum. O zaman “A ben Yomra Fen Lisesi Mezunuyum” diyor. Her yerde Yomra Fen Lisesi Mezunuyla karşılaşabilirsiniz bu da insana gurur veriyor. Yarın bir gün, Anadolu’nun çeşitli yerlerinde gezerken, “Neden ben Avrasya Üniversitesi mezunuyum, Yomra’da okumaktan çok memnunum” diyen insanlarla karşılaşmayalım. Eğitim kalitesi, öğrenci kalitesi olarak istediğimiz seviyelere gelebilirse bu da bizi mutlu eder ilçe halkı olarak.
Ancak şunu da her fırsatta söyledim. O arazi hem Avrasya Üniversitesine hem de Yomra Halkına yetebilecek kadar büyük arazi.  Biz çözüm taraftarıyız. Ancak çözümsel anlamda bugüne kadar, çözüme ulaştırılabilecek yöntemle karşılaşmadık. 

İSTASYON, DEĞERİNİN ÜZERİNDE SATILMIŞ

Değerinin çok üstünde satmışım yeri. Bunu Trabzon kamuoyunda ticaretten anlayan herkes görebilir. Ticaretten anlamayan benim gerek belediye meclisinde de, gerek siyaset arkadaşlarda da var. Ben bunu anlatıyorum. Diyorum ki, bu petrol istasyonu 10 bin TL ile kiradaydı. 10 yıldır adam kiracı. Adamında suçu yok. Birisi gel şurada 10 bin TL’ye dur derse durur.
Gayri Menkul Değerlendirme Şirketlerine veya piyasada ki ticaretçilere sorsanız, 10 bin TL kirası olan işletmenin değeri ne kadar diye sorsanız 2 milyon TL’den yukarı vermez. Ben 14 Milyona sattım. Eğer bu kira ucuzsa neden ucuzdu diye sorgulamak lazım. Eğer kira normalse, ben niye fiyata sattım.
14 Milyondan baz alınırsa petrol istasyonunun kirası aylık 70 - 80 bin TL’ye tekamül etmesi lazım. 

Burada belediye meclis kararını bizden önceki yönetim satış amacıyla aldı. Ben almadım meclis daha önce alış kararı. Bizde o karara istinaden satmışız. 

HEP DEDELERİNİN TOPRAĞINI SATARAK YEMEKLE GEÇMİŞ..

Orada zaman zaman şeyi tartıştıkları zamanlar oldu. Orada kiracının alacak olduğu para yüksek belirlendi denildi. Adam yatırım yapmış. Üzerinde bugün kurulması halinde, kaç TL’ye kurulacağına dair rapor var. İkinci adamın burada 5 yıl daha sözleşmesi var, yerin satılamayacağına dair şerhi var. Adamın satılamayacağın inandığından dolayı gelecekte 5 yılda yapmış olduğu ticari bağlantıları var.
Bunu eleştiren kişilerin ticaretle bağlantıları yok. Bunu eleştiren arkadaşlarımızın ömürleri hep dedelerinin toprağını satarak yemekle geçmiş. Taş üstüne taş koymamış, bir tane dikili ağacı olmayan insanlardır. 

7 MİLYON TL BORÇLANMA YETKİSİN KULLANSAYDI, BELEDİYEDE SADECE MAAŞLAR ÖDENİRDİ

Amaç aslında şuydu: Bu eleştiriyi yapan arkadaşlarımız bana mecliste 7 milyon borçlanma yetkisi verdir. İller Bankasından, teminat mektubu alma yetkisi verdiler. Ben iller Bankasından 7 Milyon TL’lik teminat mektubu alacaktım. Gidecektim özel bankadan borçlanacaktım. 700 bin TL’yi öderken 300 bin TL deha üstüne gelecekti. 1 Milyona çıkacaktı. Belediyenin İller Bankasından ortalama gelen parası 700 bin TL. Ben gelen parayla sadece ya maaşı öderdim ya da kredi ödeyebilirdim. Bu sefer ne olacaktı? Çark duracaktı. Amaç iyi niyetli olduğunu düşünmüyorum. Burada ki kamulaştırma borcu uda benim değil. İstasyonun satış kararı da benim değil. Hiç bir şey bana ait değil. Ben sadece ortada ki cenazeyi kaldırmışım. Benim gönlüm rahat, Yomra halkının menfaatleri doğrultusunda hareket etmişim. 

İHALEYE İPTAL ETTİ, BELEDİYE 1 MİLYON TL KARA GEÇTİ

Biz Düğün Salonunu, ihale yaptık. Ortalama devlet ihalelerinde yüzde 25 - 30 arası tenzilat olur. Çünkü biz Çevre ve Şehirciliğin beyanlarını esas aldığımız için onların rakamları piyasa değerinden yüksek oluyor. Biz 5 Milyon TL maliyetle ihaleye çıktık. Ortalama da 3,5 - 4 Milyon TL bir rakama kalacağı yönündeydi öngörülerimiz. Bir kaç firma girdi ihaleye. Bir arkadaşta 4 milyon 700 bin TL’ye ihale kaldı. Bizim belediyenin menfaatleri doğrultusunda, doğru olmadığına kanaat getirdik ve ihaleyi iptal ettik. 10 Eylül tarihinde yenisini yaptık. 3 Milyon 630 bin TL’ye ihale verildi. Neticede ben hedeflemiş olduğum 1 Milyon TL karı sağlamış oldum. İhaleyi iptal etmemiş olsaydım belediyenin cebinden 1 Milyon TL daha fazla verecektim. Sonuçta vermemiş oldum. 

AK PARTİ’DE Kİ ARKADAŞLARA GELECEĞİM DEMEDİM

Hiç bir zaman AK Parti’de ki arkadaşlara “geleceğim” demedim. Şu tarihte geleceğim, ya da geçeceğim diye bir konuşmam olmadı. Biz siyaseten nezaket sahibi insanlarız. AK Parti’de de olsa, CHP’li de olsa oturup sohbet ettiğimiz, zaman olur. Konuşuruz. Siyaseti konuştuğumuz zamanlar olur. Bende şunu her zaman söyledim onlara: Siyaset uzun soluklu. Hemen bugün yarın şu olacak, bu olacak mantısı ile bakmamak lazım. Türkiye’nin siyasetinin nereye gideceği belli değil.
Konuştuğumuz hepsi dostumdur, arkadaşımdır.
Biz bunun daha önce açıklamasını yaptık.
Partide şu anda ki görev yapma noktasında rahatsızlığım yok. İYİ Parti’nin şöyle iyi tarafları var: Belediye başkanını çalışma noktasında gerçekten özgür bırakılır.
18 ayda bana bugüne kadar birisi telefon açıpta “Sayın Başkanım, şunu söyle istiyoruz” diyen adam olmadı.
Neticede 4. yılın sonunda ben şunu diyemem. Beni partim rahat bırakmadı da hizmet edemedim.

AK Parti yöneticileri ile gönül ilişkimiz vardır. Sohbet ederiz, çay içeriz.
Ama siyasi parti değişikliği diye bir değişiklik, yol haritamın içinde şu anda bulunmuyor”