Spor Toto Süper Lig’in 6. haftasında yine Hüseyin Avni Aker Stadı garipliklerle dolu doksan dakikaya sahne oldu.

Karşılaşma öncesin de birçok arkadaşım beni telefonla arayarak kadro sordu sanki kadroyu ben yapıyormuşum gibi. Tribünde ki yerime oturdum kadroya baktım ve ‘sonuç en iyi beraberlik’ dedim ve dediğimde oldu. Teknik direktör Şenol Güneş ve sahaya çıkan 11’i sayalım; Onur, Celustka, Sol Bamba, Serkan, Emerson, Zokora, Soner, Sapara, Yasin, Olcan ve Mark Janko.

Geçtiğimiz haftayı hatırlayalım hemen, Fenerbahçe maçında kaçırdığı gollerle bir hafta manşetlerden düşmeyen Olcan pas yüzdesinde dün akşam bir hayli vasat görüntü çizen Emerson diğer kanatta ise gidiş gelişlerde sorun yaşayan, sakatlık ve enfeksiyonlardan yeni kurtulmuş bir Serkan ile bal yapmayan arı misali Yasin Öztekin. Böyle bir dizilişle sahaya çıkıyorsanız pivot santraforunuz sadece gezinir hiçbir şey yapamaz ve nitekim yapamadığı içinde teknik direktör tarafından dışarı alındı.

Maça giderken, Yenimahalle’den genç bir arkadaşın yaptığı yorumu anımsatayım size ‘bu akşam Serkan yoksa kazanırız’ Serkan Balcı’nın yokluğunda alt yapıdan yetişen Zeki Yavru’yu ilk 11’de gördüğümde ‘inşallah iyi işler yapar da bu takımda kalıcı olur’ diye temennide bulunmuştum ama yine bu temennilerim tutmadı ve Mersin maçında kulübe adamıydı. Geldiği günden bu yana eleştirilen Sol Bamba hazırlık maçlarında ki görüntüsünden uzak giderek üzerine koyarak iyi işler yapmaya gayret göstererek özveriyle oynuyor. Karşılaşmanın ilk 45 dakikasında koridorları kapatamayan, oyunu rakibin üzerine yıkamayan, dişini gösteremeyen ve yardımlaşmadan uzak bir Trabzonspor izledik ve neticede 45. dakika boyunca Trabzonspor’un kalesine ilk atağında golü bulan bir Mersin İdman Yurdu takımı.

Haddini bilerek sabırla oynayınca istediğini de alıyorsun haliyle. İkinci yarıya teknik direktör Şenol Güneş yerinde bir değişiklik yaparak başladı ve Zokora’yı dışarı aldı. Zokora, bu takımda oynadığı futbol ile bir çoğunun beğenisini kazanmayı başarsa da benim gözümde hala vasatın üzerine çıkmayı başaramamıştır nedeni ise sorumluluk almaktan kaçan dikine değil de yana oynayan sıradan bir topçu ve yerini Alanzinho’ya bıraktı. İkinci yarının başında Soner’in şık golüyle eşitliği yakalayan Trabzonspor biraz kendine gelir gibi oldu.

81 dakika oyunda kalan Olcan konusuna burada değinelim. Profesyonel futbolcu bir önceki hafta da kalmaz, eleştirilere kulak asmaz, çıkar topunu oynar ve kendini affettirir. Ancak, kafası Fener maçında kaçırdığı goller de kalan morali bozuk ve ‘kendimi affettirmem lazım’ derken kendini harap eden bir Olcan izledik akşam.

Olumlu işlere gelince Şenol hocanın ilk 45 dakika boyunca bağırıp ‘önde basın, önde basın…’ çağrısına  oyuncular ikinci yarı da biraz olsun cevap verebildi. Sapara maçın iyilerindendi. Alanzinho’nun gereksiz çalımlarına, pas hatalarına adeta isyan etti ve iyi bir oyun sergiledi. Akşamın bir pozisyonu var ki basın tribününde yanımda oturan arkadaşlarımla biranda göz göze geldik ne oluyor diye. Serkan’ın ayağı çeker ve ilk müdahaleyi maçın hakemi yapar ve bordo-mavili yedek kulübesinin önünde Şenol Güneş taç çizgisinin üzerine Sapara bir an önce tacı atma telaşındadır. Sapara’nın elinden topu sert bir şekilde alan Güneş topu yere atar ve bizler olduğu kadar Sapara’da bu işe şaşırıp kalır. Nerede yanlış var hala çözemedim gitti.

Galatasaray, Fenerbahçe ve Bursaspor’un kazanamadıkları hafta da kazansak şaşardım gerçekten ama 82 puanlı helal şampiyonluğumuz hayırlara vesile olur inşallah.