Eskiden, bir şeyin hemen gerçekleşmesi noktasında çok sabırsızdım.

Lakin 40’ı devirince bu aceleciliği bıraktım.

Anladım ki, beklentilerinin karşılanması için ne kadar acele edersen, zamanını da o denli boşa harcıyorsun. 

Ve bu durum sadece fiziğine yansıyor, hızla tükeniyorsun.

Çok şükür…

Düşünme hızımda sorun yok.

Ama fiziki olarak kendimi parçalama noktasında ayağım artık frende.

Ne demiş yazar, Jim Rohn?

“İnsan, en çok vakit geçirdiği 5 kişinin ortalamasıdır”

Biraz geç oldu ama şimdi az insanla görüşmenin elde edilecek ortalama için daha hayırlı olduğunu tecrübe edindim.

Neticede zihin dediğimiz şey, iletişimde olduğu diğer beyinlere göre şekilleniyor.

Olumsuz düşünce fabrikası beyinlerle ne kadar az senkronize, o kadar çok huzur.

Anlatmaya çalıştığım…

Şarjım bitmesin istiyorsan, zihnini gereksiz bağlantılarla yormayacaksın.

Bluetooth misali alıcılarını ara sıra kapatmayı bileceksin.

Aksi durumla her an’ın ömre ziyan…

EL İTİNİ ÖVÜYOR!

"El itini övüyor, siz aslanda kusur arıyorsunuz!" Sözünü duymayanınız yoktur.

Bana göre şu sıraların en güzel sözü... 

Şimdi kalkıp, mısralarımızda kimin ‘it’, kim ‘aslan’ olduğu tartışmasına girmeyeceğiz.

Zaten kimse aslanı kafese koyup iti yere göğe sığdıramadığını da kabullenmez.

Lakin şunda hemfikiriz;

Zaman en iyi yazardır.

İti de, sahibini de herkesin önüne koyar!