Trabzon farklı bir memleket! Şehzadeler kenti, 4 bin yıllık geçmişe sahip, imparatorlukların merkezi. Kültür ve sanat adamlarının yanında çok sayıda siyasetçi de yetiştirmiş.
Ama futbolu başka… Çünkü bu kentin elinden o değerlerin tamamı alınarak, futbola teslim edilmiş. Artık, futbolla yatıp futbolla kalkar olmuş!
Haliyle bu garip ve muhlis hal, çok ilginç, ilginç olduğu kadar da duygusal anıları beraberinde getiriyor.
Gazeteci-yazar Harun Çelik’in, “Kuzeyli Yazılar Bordo-Mavi Sevdaluk” kitabı Trabzon insanın bu yönünü yansıtan olaylardan derlenerek hazırlanmış. Bazı yerlerde güldüğünüz, bazı yerlerde düşündüğünüz, bazı yerlerde gözyaşı döktüğünüz kitaptaki en güzel bölümlerden biri Aslıhan Yıldırım’a ait.
Yıldırım, annesinin geç kızlık yıllarında şampiyonluk yaşadığını, Trabzonlu, Trabzonsporlu olmanın gururunu doyasıya tattığını söylüyor. Bir dahaki şampiyonlukta çıkarılmak üzere bordo mavili bayrağı en güzel kokuları sürerek çeyiz sandığına koyduğunu belirtiyor. Ardından sözlerini şöyle bitiriyor:
Bu bayrak, o sandıktan çıkmayı bekliyor. Umudumuz da bekleyişimiz de hiç bitmeyecek.
Sadece Aslıhan’ın annesi değil tabi ki! Trabzonspor’un taraftarları, ona gönül veren milyonlar da. Yenimahalle’deki 5 yaşındaki Mustafa da, 27 yaşındaki Şenol da! İstanbul’daki 6 yaşındaki Zeynep de, 25 yaşındaki Mine de! Türkiye’nin dört bir tarafındaki Trabzonlu, Trabzonsporlular da! Ruhunu bedeninde taşırken bu uğurda hayatını kaybedenler de, hayatına son verenler de!
Hepsi ama hepsi 27 yıldır şampiyonluğu bekliyor! Lakin bir türlü gelmiyor. Şampiyonluğu tam 3 kez hakem ve federasyon kararlarıyla, son olarak şikeyle elinden alınsa da umutlar her sezon sonu, yeni sezona aktarılıyor!
Bütün bunlara rağmen ne gariptir ki, Trabzonspor’un hiçbir şeyi eksilmiyor. Adaletli duruşu, alın terine saygısı, özgüveni, mücadelesi, ağabeyliği hep alkışlanıyor, takdir ediliyor.
Bir şeyi daha eksilmiyor; taraftarı… Çeyrek asrı aşkın şampiyon olamayan bir takımın taraftar kaybetmesi beklenirken Trabzonspor’da bunun tam tersi yaşanıyor. Her geçen gün sayısını artırdı, artırıyor!
Şimdi… Bütün bunların ışığında annesinin gördüğü şampiyonluğu göremeyen Aslıhan’a o bordo mavi bayrağı sandıktan çıkartmak ne zaman nasip olacak?
Söyleyeyim…
Futbolu şikesiz, hakem kararları şaibesiz, yöneticileri çaplı, federasyonu arlı, adaleti de kamuoyunun vicdanı ise… O geminin dümenindeki kaptan, dümen çevirmediği, gemisini fırtınalı denizlerde bile kıyıya yaklaştırmasını biliyor ise hiç merak etmeyin ve korkmayın! Trabzonspor her yıl şampiyon olur! Bordo mavi bayraklar da çeyiz sandıkları yerine evin en güzel köşesine asılır…
Yazımı, Eşref Zeki Parlak’ın satırlarıyla bitireyim… “Bir 96 baharında babamın gözünden dökülen tek damlaydı Trabzonspor. Hüznün, acının, isyanın, kahroluşun günüydü o akşam.