AK Parti’de bu dönem önceki dönemlere göre aday adayı sayısında oldukça düşüş yaşandı.

AK Parti İl Başkanı Dr. Sezgin Mumcu belediye başkanlarının başarısı nedeniyle gerek büyükşehirde gerekse Ortahisar’da aday adayı sayısının düşük olduğunu belirtirken, aday adayları ile ilgili ilginç bir şikayet de tarafımıza ulaştırıldı.

AK Parti’nin aday adaylarının önceki dönemlere nazaran kendilerini halka tanıtmak, teşkilata anlatmak yerine Ankara’ya giderek genel merkezde genel başkan ve yardımcıları ile yerel yönetimler birimlerine ulaşma çabasındaymış…

Görüşme gerçekleştirmek için defalarca genel merkezdeki isimleri arayan aday adayları genel merkezdeki Trabzonlu isimleri oldukça bunaltmış.

Kendilerine ‘Neden milletvekillerinizi veya il, ilçe başkanlarınızı aramıyorsunuz?’ sorusuna ise başkan aday adayları ‘Bizde numaraları yok, kendilerine de şehirde rastlamak çok zor, onları bulamıyoruz, en azından genel merkez yerinde duruyor’ cevabıyla karşılaşıyorlarmış.

Genel merkez konuyla ilgili gerekli kişilere gerekli uyarıları yaparak ‘Aday adayları anketlere çalışsınlar, ilçelerinde halka kendilerini tanıtan anlatan faaliyetlerde bulunsunlar, Ankara kimseyi tepeden inme başkan yapmaz’ diyormuş.

BİR KAVGA GÖÇMEN SORUNU VE FETÖ

Bir gün iş yerimizin önünde bir kavga.

Tipleri tekin değil, belli olay büyüyecek.

Bir tanesi bıçağı çekti, ‘hepinizi doğrarım’ diyor… İş bizden de çıktı.

Hemen 112’yi çevirdik, ilgili karakola bağladılar, şikayetimizi ilettik.

Aradan biraz zaman geçti.

Tanımadığım bir numara geri aradı.

“İhbarda bulunduğunuz yerdeyiz, burada dediğiniz gibi bir olay olmamış yakınsanız buraya gelebilir misiniz?” dedi.

Kapıya çıktım, olay yerine doğru göz attım, polisler gelmişti, birkaç kişi ile sohbet ediyorlardı, karşısındaki ağzına sigarayı getirmiş polisin yüzüne yüzüne ‘Serserilerin işidir memur bey büyütmeye gerek yok zaten olay dağılmış’ diyordu.

Baktım polis tekrar telefonuna yöneldi ve aradı ‘Sizi bekliyoruz burada bıçaklı bir olay görülmemiş, gelirseniz bir de sizden dinleyelim, nasıl oldu nereye kaçtılar’ konusunda ifadenize başvuralım…

Bende kendisine ‘İhbar ettiğim olay yapan kişiler yanınızda, beni oraya çağırıyorsunuz bu ne kadar normal?’ dedim.

Aslında polisin yüzüne karşı sigarasını tüttüren bıçağı çekenin ta kendisiydi…

Konuyu dönemin yetkililerine anlattım, kamera görüntülerinden işin aslı ortaya çıktı.

Odur budur ihbar mekanizması beni hep tedirgin eder. Ama kaşıntımız da gazetecilik gereği bir türlü geçmez.

Şimdi geçenlerde yine ‘Trabzon’da göçmen sorunu var’ dedim.

Bana sordular ‘nerede var’ diye.

Devleti ve şehri yönetenler, ileride o bıçağı çekenler gibi göçmenler gelip devlete karşı duracaklar, huzuru bozacaklar, millet onlarla çatışacak o zaman iş işten geçmiş olacak… Benden söylemesi…

Bir şey daha söyleyeyim. Fetöcüler şehirde eski pozisyonlarına kavuşmaya başladı gibi.

Artık yavaş yavaş devlet kademelerinde de istedikleri yerlere geldikleri öne sürülüyor.

Şimdi beni çağırıp ‘bunu ispat et, neredeler’ derseler şaşırmayın.

Cevabı buradan vereyim; her yerdeler.

Ve onlarla mücadele edenlere kan kusturmaya da yemin etmiş öfkesinden merhametini kaybetmişler…

Çok ama çok rahatlar… Ekonominin darlığında siyasetteki belli kademeleri besleyerek sahalara rahatça inmenin yollarını kendilerine açtılar.

Belki bir devlet politikası, belki gerçekten suçlu ile suçsuz tam ayırt edildi diyeceğim, o zaman bu kadar operasyon göstermelik mi yapılıyor sorusu geliyor insanın aklına…

Spor ve siyaset gibi uyuşturucu olaylar nedeniyle çok şey kaçırıyoruz.

Eğitimsiz çok konuşan düşünmeden yaşayan duygusuz, merhametsiz, geçmişinden bir haber gelecekten umutsuz ve alaycı bir nesil…

Kontrolü de artık bizde değil, okuldaki öğretmenlerinde hiç değil…

Kontrol internette…  Yani sosyal medyada…

Gidişat kötü, toparlanmalıyız ama nasıl?

Önce kendi etrafımızla, sonra halkayı genişlete genişlete…