Peş peşe gelen mağlubiyetlerden sonra geçen haftaki Hatayspor maçında istenilene yakın oyun ve gelen galibiyetten sonra köşemde işte benim takımım böyle oynamalı diye methiyeler dizmiştim de başta üstat Aras Perekli ağabeyle birçok takipçim bi dur acele etme dereyi görmeden paçaları sıvama dercesine önümüzdeki haftalarda takımın oynayacağı oyunculara bakarak ondan sonra değerlendiririz dediler.

Haksız değillerdi.

Çünkü sütten ağızları fena yanmıştı.

Ve Pendikspor maçı karşılaşmanın 3/2’lik bölümünde Trabzonspor adeta geçmişe dönük oynuyor.

Pendikspor ise yerden kalkmıyordu ki.

Sahanın en iyisi olan Thomas Meunier aldı sazı eline gördüğüm kadarı ile siz bugüne kadar yana geriye oynayarak hücum varyasyonları hazırlığı yaparak golüde bireysel oyunculara bırakarak yavaş temkinli öne oyun zayıf oyun anlayışını artık bir kenara bırakalım dercesine önünde Edin Visca solunda Trezeguet santraforda Enis Destan ile ağ kurarak topu yere indirdiler.

Enis Destan derken bir parantez açalım.

Aferin bu çocuğa bitmek bilmeyen enerjisi ile kazanma arzusu ile sahanın her tarafına ayak basıyor.

Umarım Onuachu geldi diye kızağa çekmezler diye devam edelim..

Thomas Meunier’den bahsedelim…

Bakın arkadaşlar sağ kulvarda bu yaptığınız pas trafiği solda da olmalı.

Yetmez göbekte de olmalı.

Yetmez takımın her safında organize olup çabuk kararı verip çabuk oynamalıyız.

Ne diyeyim çok iyi bir profesyonel çok iyi bir rol model olan bu oyuncu adeta Trabzonspor’un çehresini değiştirip yana geriye oynamaya iki üç kişi ile atağa çıkmaya güle güle diyecek gibi.

Bana öyle geliyor ne dersiniz…

Onun için hoşgeldin usta diyorum.

Kolaylıklar dilerim.