Bir yerden başlamak gerekiyor konuşmaya ama nereden başlamak gerektiği konusunda tereddütlerim var.

Susup hiç konuşmasak bu sefer de içi içini kemirip duruyor insanın.

Ey insanoğlu;
Ne sevmeyi öğrenebildin ne de kendini sevdirmeyi. Ne hoşgörülü davranmayı biliyorsun birbirinize karşı ne de hoşgörüden anlıyorsun.

Kendine bir yol çizip yaşamaya çalışıyorsun yalan yanlış, haklı haksız.

Hepten yabancılaşmaya başlıyorsun git gide hemcinslerine. Kime merhaba desen, kiminle bir teşrik-i mesai içerisinde olsan bir bakmışsın ki çok kısa bir süre içerisinde yeni bir kişi daha eklenmiş oluyor düşman bellediğin, sevmediğin insanlar listesine.

Sonra;

İnsanlarla dostluk kurmaktan mahrum kalıp hayvanlara yönelirsin.
Evini küçük bir deniz, küçük bir orman ve sokak haline getirisin.
Evinde yaşayan hayvanlarla dost olursun, konuşur dertleşirsin. Bakmışsın bir gün canın sıkılmış, onları serbest bırakırsın.

Sonra…

Asosyal bir varlık olmaktan çıkmak ister, oturur dizi seyredersin, dizi kahramanıyla ağlayıp güler, mutlu olduğunu sanırsın.

Sonra…

Dizi kahramanı ölünce helva yapıp konu komşuya dağıtır, acını paylaşırsın.

Sonra…

Su içmek ister, kalkıp su alırsın, içersin ardından içtiğinin su olmadığını anlarsın. Pişmanlık duyup duymadığını anlamazsın.

Sonra…

Karpuz alırsın, karpuz yediğini sanıp kabak yersin. Tat alma duygunu kaybedip ne yediğini anlamazsın.

Sonra…

Milyonluk transferler yaparsın, sözleşme imzalatırsın ama imzanın sahte olduğunu fark edip olaya müdahale etmezsin.

Sonra…

Renklerine gönül verdiğin takımı stadyuma kadar gidip destekler, avazın çıktığı kadar tezahürat edip takımını coşturursun. Sesin kesilir, eve dönersin.

Sonra…

Maça çıkarsın, güzel top oynarsın, galip gelirsin. Kazandığını sanıp kaybettiğini anlarsın.

Sonra…

Adam maça çıkar, top oynamaz, kalesinde gol olur, hakem golü saymaz, uyduruktan bir penaltı atar, maçı kazanır.

Sonra…

Hakem düdük çalar, maç biter, şampiyon olduk diye sahaya iner sevinirsin ama şampiyon olamazsın.

Sonra…

Yüksek sesle konuştuğun için polis seni alır, savcı tutuklar, hapse girersin, adamın olur, yasal düzenleme yapılır, içerden çıkarsın.

Sonra…

Yüksek sesle konuştuğun için içeri düşersin. Tanıdığın vekilin, bakanın, başbakanın olmaz bu sebeple de seninle ilgili yasal düzenleme yapılmaz, ömür boyu yatarsın.

Sonra…

İhaleyi takip edersin, ihaleye girersin, tanıdığın ağabeylerin olur, ihaleyi alıp mutlu olursun.

Sonra…

İhaleye girersin, dayak yer,  tehdit edilirsin, polise gidersin, ihaleyi kaybedersin.

Sonra…

Tanıdıkların vesilesiyle yapılanlardan dolayı kazanırsın, mutlu olup güzel güzel arabalara binip lüks dairelerde oturur, yurt dışında tatil yapar, huzurla yaşar gidersin.

Yapılanlar zoruna gider, isyan edersin, başını alıp kaçar gider, sessiz sakin bir yerde ölürsün.

Dünya döner, birileri gider yeni birileri gelir. Zulüm olanca şiddetiyle sürer. Sahipsizler, bir sahip çıkmadığı müddetçe ezilmeye devam eder, ezilmeye alışan herkes sesini çıkarmadan, itiraz etmeden mutlu bir şekilde yaşar. Bu yazı da burada biter.