Israrla ve inatla diyorum ki, 7 Haziran’dan sonra kurulacak olan hükümetin Trabzon’a yapacağı ilk iş, şehir merkezindeki Ortahisar ilçesine kardeş bir ilçe daha kurmak ve hemen belediyesini oluşturarak anında seçime gitmek.
Bu Trabzon için gerekli elzem, lokal bir projedir.
Ne yazık ki, MHP’nin haricinde bunu seslendiren yok.
AK Parti’nin bütün dinamikleri şu süreçte, hem büyükşehir’in hem de Ortahisar’ın siyasi desteğini alamam diyerek bu elzem projeyi hiç seslendirmiyorlar.
Oysa şimdi listeler belli oldu. Görüldü ki, aday adaylarının iki belediyeyi de küstürmeyeyim diye kaçak güreşmesine gerek yokmuş. İki belediyenin de listelerin şekillenmesinde bir etkisi olmadığı gözlemlendi.
Şimdi, takım kaptanı Süleyman Soylu’ya AK Partililerin diyemediğini ben diyeyim.
Sayın Soylu, seni tanıdıkça seveceğimizi söyledin.
Biz ise icraatlarını gördükçe seveceğiz.
.jpg)
Trabzon’la ilgili planlarınıza şunu ekleyin. Şehrin Merkezine bir Ortahisar Belediyesi az geldi, 7 Haziran’dan sonra ikinci belediyeyi kuracağız deyin.
Ortahisar’a yeni kardeş bir ilçe belediye kurulmalı dedikçe, birileri siyasi istikballeri ve AK Parti’deki öngörüleri ile ilgili olarak beni, hedef tahtasına koyuyorlar.
Vız gelir tırz gider.
Koysunlar.
Büyükşehir belediye yasası revize edilmeli. Ortahisar’a kardeş bir ilçe gelmeli her yerde bunu seslendireceğim.
Bildiğimiz doğrulardan, birilerinin siyasi ikbali için vaz geçecek değiliz.
Biline.
Soylu bu konuya partisinin dengelerini bozmama adına şehrin akordunu bozan bu konuya eğilmemezlik yapmamalı.
Başkan, çağır Şerif Özgür’ü anlatsın sana
Trabzon’un Büyükşehir Belediye başkanına çağrımdır.
Fotoğrafa iyi baksın.
.jpg)
Öyle yada böyle Boztepe’nin sırtları otel yapılmak için satıldı.
Şimdi inşaatına başlandı. Anılan yerde, binlerce liraya mal olan bir sentetik çim saha yıkılacak.
Hafriyatlar, sentetik çimin üzerine dökülüyor. Paletli iş makineleri, sentetik çimin üzerinde cirit atıyor.
Yazıktır, günahtır.
Bir etkili yetkili çıkıp ta, şu sentetik çimi alalım, başka bir alanda başka bir semt sahasında kullanalım demiyor. Oysa, Trabzon’da onlarca okul sahası, sentetik çim bekliyor. Uzmanlar ile konuştum, pek ala Boztepe’deki sentetik çimin yerinden sökülerek başka bir alanda, başka bir sahada kullanılabileceğini söylediler.
Üstelik Boztepe’deki sentetik çimler en kalitesinden. En kullanılabilirlisinden, en uzun ömürlüsünden.
Mille servet milli.
Bir kişi çıkıp Başkana bunu anlatmadı. Bir kişinin aklı buna basmadı.
Milli servet heba oldu.
Gittim baktım, kurtarılabilecek sentetik çim var. Tezden sökülsün bir okulun bahçesine rahatlıkla monte edilebilir.
Yeter ki istensin.
Yeter ki devleti malı deniz denmesin..
Çağır bir öncesi Gençlik ve Spor il müdürünü yanına, şu ağır iş makinelerinin paletlerinde ezilen, özerine hafriyat dökülen güzelim sentetik çimleri nasıl kurtarırız de, o sana yol gösterir.
Yap bunu başkan yap.
Bir Özer Hurmacı olamadılar…!
Özellikle küresel sermayenin, paranın futbolu keşfinden sonra olay aynen şu ruha büründü..” Tüfek icat oldu, mertlik bozuldu..”
Paranın her türlü şekli, forma renginin önüne geçti. Para forma rengine kamufle edilerek, futbol devşirildi, endüstriyel futbolu dönüştü. Tribünden sahaya, masaya, kulübeye kadar her yerde bu devşirilmiş mantık, hakim oldu.
80 öncesi, Trabzonspor’da futbolcular ile sokaktaki adam arasında gelir uçurumu yoktu. Hatta, futbolcu sevgisinden ötürü, şehirde para bile harcayamazlardı.
.jpg)
Olaya para ve transferler girince renk körlüğü başladı, dolar açıkgözlüğü öne geçti. Allah versin. Kimsenin malında, mülkünde, gelirinde, parasında, katında, yatında arabasında villasında gözümüz yok.
Bizimki için de başkasının olmasın.
Ancak, Özer Hurmacı gibi bir geçenlerde çıktı, alın teri ile kazandığı paradan Akçaabat’a bir spor salonu yapılması için Valilik ile sözleşme imzaladı. Bu salon parası ile yaptıracak, devlete teslim edecek.
Ben şimdi Özer Hurmacı’ya bir alkış isterken, Özer’in yaptıracağı salona;
Özkan Sümer adının verilmesini öneriyorum. Olmadı Hami Mandıralı’nın, ya da Şenol Güneş adı olabilir mi? Çok dikili ağaçları olan bu dostlarımızın bir de dikili salonları olsun.
Hani, Gökdeniz Karadeniz’in adı yakışır. Ya da Fatih Tekke kardeşimize de uyar.
Aaaahh Trabzonspor aaahhh..
Sen nelere kadirsin.
Millete, Trabzonspor sayesinde emlak vergisi ödemeye giderken yanında taşıdığı dosya için “Hamal” gerekliyken, bir Özer çıktı, herkesin suratına duyarlılığı ile şamarı patlattı.
Sana helal olsun…
Ömer Yıldız: Bütün eforunu, dikkatini, uğraşısını siyasete değil, siyasetin de kendisine desek verdiği, kamuoyunun da bu deştiği hiç esirgemediği Avrasya Üniversitesinin eğitim kalitesini yükseltmeye versin.
+++
Zeyyat Kafkas: O’nun için en erken ve en ideal siyasi hedef, Ortahisar Belediye Başkan adaylığıdır. Aday adaylığı süreci içinde, bu hedefi tutturmada gerekli vizyonu gösterdi.
+++
Salih Cora: AK Parti’nin seçilebilecek sıradaki tüm adayları, sıfır kilometre, 2019’da da en az üçü yeniden seçilebilecek sırada yer alabilir. O nedenle, O’nun da önünde siyasi anlamda en yakın hedefi, Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı olmalıdır. Bunu ciddi şekilde düşünmeli, şimdiden bu hedefe kendini kilitlemelidir.
+++
Şeref Malkoç: Trabzon O’na partisinin genel merkezinde en üst düzeyde en etkili görev alabilecek manevi desteği verdi. Hem teşkilatlar hem STK’lar hem de kamuoyu. Bu da O’na bu aşamada gerekliydi. Siyasetten hiç kopmadı, şimdide kopmayacak. AK Parti’nin en üst düzey yöneticisi olma yolunda bütün engelleri aştı.
+++
Ahmet Kaya: Listede seçilebilecek sırada değil. Ama 2019 için en şanslı isimlerden biri. Tabi, bu süreçte göstereceği efor O’na bu şansı verecek. Yok eğer rölantide olursa o da artık eskimiş olarak siyasi arenada tribünde yerini alır.
+++
Davut Çakır: Öngörüm o ki, istediğini aldı. O nedenle Büyükşehir Genel Sekreterliğine geri dönmez. Listeye giremedi ama 7 Haziran sonrası Ak Parti hükümetinin en kilit bürokratlarından biri olacak. Dileğimiz, listeye girememesinin küskünlüğü ile Trabzon’a cephe almaması.
+++
Hüseyin Kıran: Üzülmesine hiç gerek yok. Bir gün bu dava O’nu hak ettiği yere getirecek. Yerel seçimlerde de sahaya kendini hazırlamalı. Küsüp, aday olmazsa, davada O’nu unutur.
