Geçen yılın Ağustos ayında LYS sonuçları açıklandığında bir yazı yazıp ilimiz adına durumun iyi olmadığını anlatmaya çalışmıştım. Her kesimden bir hayli olumlu görüş geldi ve eğitim açısından ilimizde bir şeyler yapma zamanı geldiği tarafıma iletildi. O yazımda acizane ilimizde eğitimi şekillendirenlere ve yönetenlere mesaj göndermeye çalışmıştım.

Aradan yaklaşık 8 ay geçti ve 1 Nisan 2013 günü YGS sonuçları açıklandı. Ben yine büyük bir merakla sonuçları inceledim ve maalesef yine ilimizi başarılı iller arasında göremedim. Ancak bireysel olarak dereceye giren çocuklarımızı candan tebrik ediyorum. Yalnız bilinmesini istediğim şey bizim her çocuğumuzun zeki olduğu, ama eğitim sistemindeki arızalar nedeniyle kendini gösteremediğidir. Neden bu gerçeği görüp gerekli önlemleri almıyoruz da, hala işi uygun olmayan şekilde çözmeye çalışıyoruz anlaşılır gibi değil. Bu uygun olmayan çözüm yöntemlerini daha önceki yazımda da dile getirmiştim. Fakat bu sene de değişen bir şey yoktu. Çünkü her gün okulları veya dershaneleri tarafından yönlendirilmiş (Milli Eğitim Bakanlığının tüm uyarılarına rağmen) onlarca çocuk rapor almak için poliklinik önlerinde bekledi. Böyle raporların verilmediğini söylediğimde ise “öğretmenim bu raporun hakkım olduğunu söyledi” ifadesi hekim olarak beni hayrete düşürdü. Şimdi birileri yok öyle değil diyecek ama gerçek de maalesef öyle değil. Öyle şey yok diyenleri ayrıca sınav öncesi polikliniğime davet ediyorum, kendi gözleri ile olaya şahit olabilir. Başarının böyle yakalanması tabii ki mümkün değil. Oysa bilinmesi gereken başarı için bu işin bir iki haftalık veya aylık iş olmadığı ve eğitimin başladığı andan itibaren başlayan bir süreç olduğudur. Pansuman tedbirlerle nereye kadar…

Bu konuda yazacak şey var ama lafı uzatmaya hiç gerek yok. Aşağıdaki tablo her şeyi anlatıyor. Tabloyu bu ilde eğitimi yöneten ve şekillendirenlere ithaf ediyorum. Bir Trabzonlu olarak 38. sırayı ben içime sindiremedim. 

Saygılarımla…