12 Eylül 1980'de darbe oldu. Darbeden üç ay sonra, Trabzon'un devrimci öğrenci hareketinin lideri bir dostu, Ayasofya kavşağında kahve önünde gördüm..

Bitkin yorgundu..

Yanına gittim.. Selam verdim..Tedirgindi.. Nereye gittiğimi sordu.. Dedim... Ayrıldım..
Maraş caddesinde dediğim yere geldim.. Bir kaç dakika sonra elinde tomsonlu polisler geldi.. Beni aldı..
Aracın içine koydu.. Baktım araçta bir kaç dakika önce selam verdiğim arkadaş..Ve yığınla insan...
Tabi nezarete gittik.. O'nu nereden tanıdığım sorgulandı.
 

Yukarıda Allah var.. Tek sille yemedim.. İşkence görmedim.


 
O zamanlar çömez gazeteciydim.. Hürriyet'in güçlü ismi rahmetli Orhan Kaynar ta emniyetin siyasi şubesine kadar geldi.. Ve beni çıkardı...
Yıllar sonra belki 30 yıl sonda... İstanbul'da istiklal caddesinde gezerken bir filim afişi dikkatimi çekti

Filmin adı Bu son olsun..

Bu bir 12 Eylül filmidir deniyordu.
Gittim.
Ve yıllar sonra nasıl gözaltına alındığımı o filimde öğrendim.

 
Polis bir devrimciyi göz altına almış.. İşkence ile konuşturmaya çalışıyor. Arkadaşların kim diyor.. Adam çözülmüyor.. Bir polis şefi şöyle talimat veriyor..
Salın bunu sokağa kime selam verirse alın gelin..
 
Biz de yıllar önce bir selam ile iki gün süren gözaltımız oldu.
12 Eylül, böyle bir şeydi...

 

Murat Başkan, Osman Hoca’yı dinlemeli
Uzun bir aradan sonra Büyükşehir belediye meclisini takip ettim.
Başkan Murat Zorluoğlu Akyazı stadının oturduğu zeminin çöktüğüne dair şikayetleri, bizde böyle bir rapor yok diyerek cevapladı.
Ben şaşırdım.


Murat Başkan hiç zaman geçirmeden Prof Dr Osman Bektaş’ı dinlemeli. O’nun elinde sağlam veriler var.. 
KTÜ’nün ilgili bilim dalında da Akyazı dolgu alanı ile stadın oturduğu zemin doktora çalışması.. Bunu da Başkan takip edebilir.
Konu ile ilgili en sağlam bilgiler Prof Dr Osman Bektaş’ta..

Ahmet Adanur hakkında ilk izlenimim..!
Büyükşehir Genel Sekreteri Ahmet Adanur ile ancak tanıştık.
Makamına gittim.
Çayımı içtim.
İlk izlenimim şu.
-Yetkili
-Etkili
-Başkanın kendine verdiği güveni her halinden belli ediyor
-Öz güveni var
-Meselelere hakim.


Bundan önceki genel sekreterlik makamının kendi vardı, yetkisi yoktu.
Büyükşehir belediyesi bir 5 yıl genel sekretersiz çalıştı.
Şimdi öyle değil..

Her türlü yetki ile bir makam doldurulmuş.
Bakalım, Trabzon ne kazanacak

Metre karesini hiç sanatçı düşmeyen sokak…!
Metre karesine en fazla sanatçı düşen şehiriz ya..
Lafta..
Trabzon’un göbeğinde.
Maraş ile Kunduracılık caddesini dikey kesen.. Şehir müzesinin hemen sağındaki caddenin adı;
Zeyyat Nemli Sanat sokağıdır.
Sokağın son yıllarda sanat ile yakından uzaktan ilgisi yok.
Eskiden bu sokakta sanatçılar olurdu.


Kimi resim yapar.
Kimi tablo boyar.
Kimi kara kalem ile porte çizerdi.
Arada kermesler de olurdu.
Şimdi hiç biri yok.

Adı sanat sokağı ama sanat anlamında fakir fukara.
Çayhaneler resmen sokağı gasp etmiş.
Sanat sokağından da şu kırık şövale kalmış, sanat adına(!)
İyi ki onu da çöpe atmıyorlar..

Ah valim…!
Sevgili valimiz Ortahisar’daki eski valilik  binasında restorasyon çalışmalarını yerinde izlemiş.
Haftalar önce bu köşede şöyle bir öneri getirmiştim.
Valilik binasının vadiye bakan bahçesinin halka açılması.


Oraya gitmişken o bahçeyi de görseydiniz.
Önerimiz, yerinde mi değil mi daha iyi anlardınız.

Şehrin en güzel manzarasına hakim bahçe halka kapalı.
Tıpkı Kalepark gibi.

ZAYTUNG
 Kayyum atamalarını eleştiren Bülent Arınç'ın yerine kayyum atanması gündemde...