Trabzonspor Teknik Direktörü Abdullah Avcı’yı bazen anlamakta çok zorlanıyorum. Mağlup olduğu Antalya maçındaki gibi garip bir on bir yaparak Altay karşısına çıktı. Hadi tamam dedik. Abdullah Avcı ne derse beğenirsiniz;  ‘Dorukhan’ı sakatlık riski olduğu için oynatmadım…’ Ne demek istediğini inanın anlamış değilim. İnsanın nasıl yani diyesi geliyor değil mi? 

Siopis bu aralar ayrı telden çalıyor. Hatay maçında Abdülkadir Ömür’e müsait pozisyonda pas atmamıştı, kendi vurmuştu topa, gereksiz bir işti. Bu maçta da Siopis buna benzer şeyler yaptı. ‘Hayırdır’ diyesi geliyor insanın… Djaniny’e de bir çift lafımız olsun. Çok beğendiğim bir oyuncudur ama o da, dakika 4’de sol çizgiye harika indi, sağ ayağıyla harika vurdu top kalecide kaldı, halbuki, yanında müsait olan Cornelius vardı, vermedi topu ona. Deplasman maçlarında egoist davranmanın anlamı yok diye düşünüyorum, şampiyonluk yarışındaysanız…

Altay maçında takımın balans ayarlarıyla oynayan Abdullah Avcı hoca hakkında da söyleyeceklerimiz var. 3 yerli oyuncu oynatma engeline takılıyorsunuz bunu anladık. Fakat, Bakasetas bu maçın adamıydı. Güçlü fizik yapısıyla rakibi bozabilecek özeliklere sahipti. Siopis tercihi yanlıştı. Hugo’nun yokluğunda Denswil görev yaptı, ilk kez kendi yerinde oynadı stoper olarak... Yama olmaktan bunaldığını hissettim.

Neyse Abdullah Hoca Bakasetas ve Dorukhan’ı oyuna alarak başladı. Sahanın en kötüleri Siopis ve Berat’ı oyun dışına bıraktı. Ardından da Trabzonspor’un beraberlik golü geldi. Bakasetas takımını ileriye taşıyan isim oldu ve anlık pasında Cornelius harika bir gol attı. Devamında Abdülkadir Ömür’ün süper ara pasında Djaniny bir anda kaleciyle karşı karşıya kaldı, müsait pozisyonda topu üstten auta atması olacak iş değildi. Bir dakika da sonrada Poko’nun uzaktan sert şutu Trabzon kalesinde patladı.

Ben asıl Trabzonspor’un yediği gole takıldım. Cebrail’in önü öylesine boş bırakıldı ki, adeta Cebaril’e ‘sen şutunu at, nasılsa golü yeriz biz’ izni verilmiş gibiydi. O’da uzaktan harika bir gol attı.  Böyle garip hatalar yapıyor ya Trabzonspor şaşırmamak inanın elde değil. Avcı sakatlık riski var dediği Dorukhan’ı kurtarıcı olarak sahaya sürdüğünde Trabzonspor takımı da zaman zaman tempolu oynamaya başladı. En azından bordo-mavili takım futbol oynamaya başladı.

Uğurcan Çakır’ın hakkını vermemiz gerekiyor diyerek devam edelim.  Neler neler kurtardı o öyle. Uğurcan olmasaydı Trabzonspor kesinlikle çok faklı mağlup de olabilirdi. Bu net. Uğurcan Trabzonspor’un emniyeti… Bunu bir kez daha ispatladı Altay maçında. Son saniyede çıkarttığı o topa resmen uzadı, uzadı… Bu arada Abdullah hoca maçı kazanmak için farklı bir uygulama yaptı. Cornelius’un yanına Koita’yı da koydu. Abdülkadir Ömür’de belki inanmayacaksınız ama sol bek oynamaya başladı. 

Sonuç olarak, Koita oyuna girer girmez ilk kez Trabzonspor forması altında bu kadar büyük bir katkı sağladı ve Dk. 88’deki ustaca pasında Cornelius son sözünü söyledi ve takımına inanın altın değerinde 3 puan kazanmasına sebebiyet verdi. Kimse kusura bakmasın ama Abdullah Avcı’nın yanlış oyun planını düzelten isim Cornelius oldu da diyebiliriz. Nokta.

Not. Öyle ya da böyle kazanan Trabzonspor, İzmir’den çok kritik bir üç puan aldı ve puanını 45’e çıkarttı. Ligin ilk yarısının son maçını da Trabzon’da süper çıkış yapan Başakşehir’e karşı oynayacak. Altay maçında gibi garip garip hatalar yapılırsa maç zor olur. Ama Abdullah Avcı hoca takımını normal halde bırakırsa Trabzonspor kazanır, hem de kesinlikle kazanır diyorum başka da bir şey demiyorum. NOKTA.